‘Bize yağmalamaktan söz etmeyin, yağmacı sizsiniz. Amerika, siyah halkı yağmaladı, buraya geldiğinde yerli halkı yağmaladı. O nedenle yağma sizin işiniz, biz sizden öğrendik, şiddeti sizden öğrendik. Eğer bizim daha iyi olmamızı istiyorsanız önce siz iyi davranın.’
Kadın özgürlük yürüyüşü aktivisti Tamika çıktı, haklı, inançlı, kararlı, öfkeli duruşuyla, egemenlerin bin yıllardır süren yağma, şiddet, katliamın tarihini okudu. Bugün kılıf değiştirmiş çirkinliği, vahşeti, sömürgecilerin, soykırımcıların, talancıların, yağmacıların, şiddet uygulayanların, ret ve inkâr edenlerin gözlerinin içine baka baka yüzlerine okudu. İktidarın katliamlarını devlet kılıfı altında aklayan yasaları mahkûm eden mahkemeyi tüm dünyada eş zamanlı kurdu. Tüm devlet yargıçlarını, savcılarını, mahkûm eden ‘yağma sizin işiniz’ yasa maddesini özgürlük anayasasını dünyaya ilan etti. Sömürgeciler, soykırımcı tarihleriyle yüzleştiler mi bilmiyorum ama özgürlük mücadelesinin engellenemediğini biliyorum.
Yine biliyorum ki George Floyd, siyahi olarak nefessiz bırakılıncaya kadar Barış Çakan Kürtçe müzik dinlediği için bıçaklarla nefesi kesilinceye kadar direndiler. Barış ve Floyd yurtlarından koparılmış biri Kürdistanlı biri Afrikalı, biri Ankara’da biri Minneapolis’te vuruldu. Ama tüm mahkemelerin üst mahkemesi olan Leylalar, Tamikalar ve binlerce kadın nefessiz bırakılmaya karşı nefes olmaktan asla vazgeçmedi. Hiçbir dünya mahkemesi bu kadar gerçekçi, bu kadar şeffaf, bu kadar adil, bu kadar eşitlikçi olmadı. Böyle olur katliamcılara karşı mahkemelerin sokağa inme hali yakışır bu direnişe.
Evet! Bir kez daha tanıklık ettik ki sömürgecilik, işgal, talan, katliam iktidarın ortaya çıkması ile devlet yapılanmasından bu yana her direniş hiçbir zaman karşılıksız kalmamıştır. Yine direnenlerin tarihi bize öğretti ki yerli halklar asla talan, yağma, katliam yapmadı at sırtında, gemi sırtında, dağ sırtında, tren sırtında, uçak sırtında gelenler insanlığı köklerinden koparılarak yağmalayanlar sokaklarda yargılanıyor. İşgal edenler, katilleri mağdur, mağdurları katil ilan etseler de yargılanmaktan kurtulmayacaklar. Artık mağdur siyaseti bitti. Çünkü ezilenler; mağdur olduklarını söyledikçe katiller yeni yasalarla yağma, talan, katliam yöntemlerini geliştirdiler. Bu öykünün sonucunda Leyla Güven söylediklerinden dolayı cezaevinde ve kadın hareketleri ‘hepimiz Leyla’yız, Berxwedan Jiyan e’* ile erkek egemen devlet zihniyetiyle mücadele etmeye devam ediyor. Sesimizi sözümüzü daha da ortaklaştırmak dileğiyle…
*Direnmek yaşamaktır