Orman yangınlarından sadece bir gün önce Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bir kanun Resmi Gazete’de yayımlandı. Çıkan kanunla, doğal ya da tarihi tüm koruma alanları turizm şirketlerinin yağmasına açıldı
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Türkiye coğrafyasının dört bir yanında ortaya çıkan orman yangınlarına parelel olarak neredeyse dünyanın dört bir köşesinde de orman yangınları yaşanıyor. Bu durum dünyada artık kimsenin reddedemediği küresel ısınma gerçeğini gösteriyor. Yangının ortaya çıktığı bölgelerin tamamında 35 derecelerin üstüne çıkan sıcaklıklar nedeniyle yangınların yaşanmış olabileceği bilim insanlarınca vurgulanıyor. Bunun yanında yanan yerlerin büyük çoğunluğunun turizm bölgelerinde olması ise dikkat çekiyor. Bu durum geçmişte örneklerine sıkça rastladığımız yanan ormanlık alanların üzerine inşa edilen otelleri akla getiriyor. Cumhurbaşkanlı tarafından 28 Temmuz günü yayımlanan Resmi Gazete’de yer alan 7334 nolu kanunla artık rant amaçlı orman yakmaların önüne geçiliyor!
Ormanlar iki dudak arasında!
Çıkan kanunla mutlak koruma alanlarında dahi turizm işletmelerinin açılabilecek olması sağlandı. İşletme deyince gazoz-kahve satılan yerleri anlamayın. Büyük 5 yıldızlı oteller başta olmak üzere dağlık alanların uygun olan her noktasında kayak pistlerinin oluşacağını, denize sıfır olan koruma bölgelerinin turizm şirketlerinin yağmasına açılacağını, arkeolojik alanlarda kazılar olsun olmasını, bu alanların turizm şirketlerince el konulmasını, doğal sit alanlarının yağmalanmasını vd. aklınıza ‘koruma alanları’ olarak ne gelirse gelsin, tamamının turizm işletmelerine açılması artık Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında.
Yağma yasallaştı
Kanunun 1. Maddesi ‘b’bendinde, “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri: Turizm hareketleri ve faaliyetleri yönünden önem taşıyan veya doğal, tarihî ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı, korunması ve geliştirilmesinde kamu yararı bulunan yörelerde, koruma kullanma dengesi gözetilerek sektörel kalkınmanın sağlanması ve turizm sektörünün plânlı ve kontrollü gelişiminin sağlanması amacıyla yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilân edilen alanlar..” diye belirtilen yerler yukarıda özetlediğimiz koruma alanlarının yağmalanacağı açık ve anlaşılabilir bir dille yazılı.
Kundakçılar işsiz kalacak!
Yine kanunun 1. Maddesi ‘d’ bendinde ise, “Turizm Merkezleri: Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri dışında kalmakla birlikte, bu bölgelerin niteliğini taşıyan, turizm hareketleri ve faaliyetleri açısından öncelikle geliştirilmesinde kamu yararı bulunan orman vasıflı olanlar dâhil Hazine taşınmazları ile tescili mümkün olan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilân edilen alanlar…” İşte bu madde ile ormanların yanması veya yakılması sonrası ormanlık alanın yerinde ayrık otu gibi biten 5 yıldızlı otellerin işi bu madde ile sağlanarak kolaylaştırılıyor. Yanan ormanlara dikilen oteller için kundakçı tutup bu işi yaptıranlar, bundan böyle ellerini ‘temiz’ olarak gösterebilecekler.
Yangınlardan bir gün önce!
Canımızı yakan, içimizi acıtan orman yangınlarının çıktığı günün öncesi yani sadece bir gün önce 28 Temmuz günü, 18 Temmuz tarihinde kararı alınmış olan kanunun yayımlanmış olması dikkat çekici. Bodrum’da yanan orman alanının üzerine 3 otel inşa edilmeden önce, 2007 yılında yangının bilinçli ve kundaklanarak çıkarıldığı yönünde ortaya çıkan iddialara ve tepkilere dair, dönemin Muğla Orman Bölge Müdürü olan ve ardından AKP Antalya Milletvekilliği’ne atlayan İbrahim Aydın’ın cevaben yaptığı açıklamada, “Ormanlık alanlar ve imar yerleri belli. Kesinlikle iddia ediyorum ki yanan yerler ne 2B kapsamında olacak ne de imara açılacak. Dışarıda söylenenlere itibar edilmesin” diye belirtmiş ancak bu alana 3 adet 5 yıldızlı otel inşa edilmişti.
Bürokratlara vekillik hayal!
Son çıkan kanun sonrası artık bürokratlar da yalan söylemek zorunda kalmayacak. Fakat bu bürokratlar milletvekilliği gibi pozisyonları da bu kanun sonrası ancak rüyalarında görebilecekler. Çünkü onların açıklamaları veya kararlarına gerek duyulmadan kararlar direkt olarak en tepeden verilecek ve dolayısıyla bürokratlara bu bağlamda iş düşmeyecek. Manavgat’ta, Marmaris’te, Bodrum’da veya herhangi bir yerde yanan ormanlık alanların vasfını yitirdiği gerekçesiyle tek karar verici olan Cumhurbaşkanı imar izni verirse, hiç şaşırmayın. Halen yaşayabilen ormanların ya da diğer tüm koruma alanlarının yağma izni Cumhurbaşkanına bağlanıp yasallaştırılmışken, yanan ormanlık alanların oteller, madenler, enerji üretim merkezleri vb. tarafından işgal edilmesine yasal boyutuyla kim engel olabilecek?