Tecridin derinleştirildiği Y ve S tipi cezaevlerinin kapatılması talebiyle kampanya başlatan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden Abdülmelik Yalçın, ‘Hepimize sorumluluk düşüyor. En etkili eylem yerleri sokaklar’ dedi
Baskı, hak ihlalleri, işkenceye varan uygulamalarla gündemden düşmeyen cezaevlerinde, tutsaklara yönelik tecrit her geçen gün derinleştiriliyor. F tiplerinin arttırılmış kapasitesi olarak inşa edilen S ve Y tipleri; hak ihlalleri, keyfi uygulama ve işkence uygulamalarıyla sık sık gündeme gelmeye devam ederken, tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), Y ve S tipi cezaevlerinin kaldırılması için kampanya başlattı.
TDİ üyesi Abdülmelik Yalçın, başlattıkları kampanya ve tecride dair Mezopotmaya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Tutsakların Y ve S tipi cezaevlerine rızaları dışında sevk edildiğini belirten Yalçın, kampanya kapsamında tutsak aileleriyle buluşma ve basın açıklamaları gibi farkındalık yaratmaya dönük çeşitli eylem ve etkinlik düzenleyeceklerini söyledi.
Tecrit içinde tecrit
İktidarın ‘kirli’ politikalarından birinin inkar olduğunu belirten Yalçın, geçmiş dönemlerde cezaevlerindeki eylemeler dair yetkililerin tutumuna değinerek, “Özelikle hapishanelerde bundan önceki süreçlerde yapılan açlık grevlerine dair devletin ve Adalet Bakanlığı’nın adımları hep cezalandırma üzerinden oldu. Açlık grevine başlayan tutsakların infazları yakılıyor, grev sonrasında vitaminler verilmiyor, belli noktalarda avukat görüşleri engelleniyor ya da hücre cezası veriliyor. Cezaevlerinde bunun gibi birçok hak ihlalinin yaşandığını biliyoruz” dedi.
Siyasi tutsakların dış dünyayla bağlantılarının koparılmaya çalışıldığını dile getiren Yalçın, bunun en bariz örneğinin Y ve S tipi cezaevleri olduğunu söyledi. Y ve S tipi cezaevlerinde tecrit içinde tecrit uygulandığını belirten Yalçın, “Buradaki amaç tutsakları tamamen tecrit ve izolasyon içinde yaşatmak. Bu yeni bir politika değil, cezaevlerinde geçmiş yıllarda da birçok katliama tanıklık edildi. Devletin o günden bu yana tek amacı ‘tutsakları daha fazla nasıl tecrit edebilirim’ oldu. Politikaları sürekli bu yönlü yoğunlaştı. Şu anda da S ve Y tipi hapishaneleri aktif hale getirildi. Bu tamamen devrimci tutsakların iradelerini teslim almaya dönüktür” diye belirtti.
‘En etkili eylem sokaklarda olmak’
Cezaevlerindeki uygulamalarla toplumun korkutulup, sindirilmeye çalışıldığını söyleyen Yalçın, “Devletin hapishane politikasını sadece tutsaklara yönelik olarak görmüyoruz. Hapishane politikası halka iki amaç üzerinden sirayet edilmektedir. Birincisi; devrimci muhalifleri cezaevlerine hapsetmek. İkincisi; hapsedilen devrimcilere yönelik saldırılarla topluma gözdağı vermektir” ifadelerini kullandı.
Yalçın, “Topluma korku politikası aşılanmaya çalışılıyor. Bu politikalara karşı tüm toplumsal kesimlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Devletin saldırılarına karşı tutsakların dışarda sesi soluğu olmamız gerekiyor. Tutsaklara uygulanan tecrit politikalarını yıkabilmemizin devletin saldırılarını engellememizin birçok yolu var. Tutsakların başlatmış olduğu eylemin zafere ulaşması için hapishanelerin önünde ve adliyelerin önünde basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Burada hepimize sorumluluk düşüyor. Bu konuda yapabileceğimiz en etkili eylem sokaklarda olmak” dedi.
HABER MERKEZİ