Şam hükümetinin, yeni koşulları kabul etmeyerek, 2011 öncesi gibi ülkeyi yönetmek istediğini belirten Aldar Xelîl, bu nedenle görüşmelerin başarısız sonuçlandığını vurguladı
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, Kuzey ve Doğu Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi. ANHA’nın sorularını yanıtlayan Xelîl, Suriye hükümeti ile yapılan görüşmelere vurgu yaparak, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bir süre önce Rusya’nın da aracılığıyla Suriye hükümetiyle bir takım görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmelerin hedefi Suriye krizini çözmek ve demokratik bir sistem oluşturmaktı” dedi.
Şam olumlu adım atmadı
“Eğer Özerk Yönetim, Şam ile bir anlaşma sağlarsa dış devletler ve şirketlerle hiçbir anlaşma yapma gereği duyulmaz. Burada önemli olan Suriye hükümetinin Özerk Yönetim’i tanıması ve diyalog kurmasıdır” diyen Xelîl, Şam’ın bugüne kadar bu gerçekliği kabul etmediğini ve bu nedenle şu anda devam eden hiçbir diyaloğun olmadığını kaydetti.
Suriye hükümetinin Özerk Yönetim’e yönelik dayatmalarına dikkat çeken Xelil, “Suriye hükümeti, 1963 yılından beri Suriye’yi yöneten Baas Partisi’nin halen ülkeyi yönetmesi gerektiğine inanıyor. 2011’de başlayan yeni sürece rağmen hükümet, Kuzey ve Doğu Suriye’yi eskisi gibi yönetebileceğini söylüyor. Fakat gerçeklikte bu ülkenin 2011 öncesine dönmesi mümkün değildir. Her şey değişti. Hatta bu topraklarda yaşayan insanlar bile değişti. Bu nedenle hükümetin eskiye dönme mantığının gerçekleşmesi mümkün değildir. Hükümet eskiye dönmenin hayaliyle yaşıyor. Bu nedenle yapılan diyaloglarda hiçbir umudu bulunmuyor” diye konuştu.
Suriye’de yaşanan olayların sorumlusunun Şam hükümeti olduğunu kaydeden Aldar Xelîl, “Bu sorunların çözülmesi için hükümetin sorumluluk alması gerekiyor” dedi.
IŞİD Dêrazor’a saldırdığında nerdeydiniz?
Dêrazor’da son dönemlerde aşiret liderlerinin öldürülmesine de değinen Xelîl, şunları kaydetti: “Dêrazor’da bir grup genci kullanarak bazı aşiret liderlerini katlettiler. Bir sonraki gün çıkıp DSG ve Özerk Yönetim’i bunu yapmakla suçladılar. Hükümet, açıkça bölgede yaşayan halkların kendi kendini yönetmesini istemediğini söylüyor. Dêrazor Sivil Meclisi’nin Dêrazor’u yönetmesini neden kabul etmiyorsunuz? Bunu kabul etmediğiniz gibi IŞİD, Dêrazor’a saldırdığında kılınızı kıpırdatmadınız. IŞİD çeteleri yüzlerce Şiêtat aşireti mensubunu katlettiğinde neredeydiniz? Bugün Dêrazor’da fitne çıkarmaya çalışmanızın amacı nedir? Dêrazor’da kimin kaçtığını, kimin Dêrazor için bedel ödediğini iyi bilmeliyiz.”
Rusya’nın tutumu ne?
Rusya’nın açık bir biçimde varlığının kalıcı olacağı ve çıkarlarının gerçekleşeceği bir Suriye istediğini belirten Xelil, “Suriye hükümetinin korunması Rusya’nın Suriye’deki varlığının korunması anlamına geliyor. Rusya bu yüzden Türk devleti ile anlaşma yaptı ve birçok taviz verdi. Halen de Erdoğan’la plan ve anlaşma imzalamaya devam ediyorlar. Rusya, planlarını gerçekleştirirken Türk devletini de kullanmak istiyor. Şimdiye kadar Türk devletinin saldırılarını durdurma konusunda verdiği hiçbir sözü bu yüzden tutmadı. Rusya, gözü önünde gerçekleşen Türk saldırılarına dahi kayıtsız kalıyor. Özerk Yönetim, Rusya ile yaptığı görüşmelerde de son derece şeffaftır. Rusya’nın Suriye hükümeti ile Özerk Yönetim diyalogları adına yaptığı hiçbir şey bulunmuyor” diye konuştu.
Şam amacına ulaşamadı
“Suriye hükümeti doğrudan Özerk Yönetim ile savaşmayı göze alamaz” diyen Xelîl, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Özerk Yönetim de her ihtimale karşı güçlü örgütlü yapısıyla hazır bekliyor. Bu nedenle Suriye hükümeti Özerk Yönetim’e doğrudan saldırma fırsatını bulamıyor. Bunu yapamadığı için 2004 yılında yaptığı gibi halkları birbirine kışkırtmaya çalışıyor. 2004 yılında Dêrazor ve Qamişlo futbol takımlarının karşı karşıya geldiği maçta Kürt ve Arap taraftarlar birbirine girdi. Kanlı olayların yaşanmasının nedeni, bir arada yaşayan halkları birbirine kışkırtan Suriye hükümetiydi. O dönemde yaşanan en iyi şey halkın oynanan oyuna karşı uyanık olmasıydı.”
Suriye hükümetinin Dêrazor’da amacına ulaşmadığını kaydeden Aldar Xelîl, “Bazı olaylar olsa da siyasi ve stratejik olarak baktığımızda hiçbir şey yapamadığını söyleyebiliriz. Dêrazor’da yaşananlar hükümetin yapmak istediklerinin dışavurumuydu. Bölgedeki ileri gelenlerin hedef alınması ne anlama geliyor? Hükümet yapmak istediklerini bu oyunlara malzeme etti. Bunu yaparak büyük bir yanlış yaptı” diye konuştu.
QAMİŞLO