Xelfetî’de kayyıma karşı direnen Kürt ve Türkmen eşbaşkanlar Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan ile konuştuk:
Saniye Bayram, ‘Sandıkta alamadılar masada almaya çalışıyorlar. Ama bilsinler bir direneceğiz’
Mehmet Karayılan, ‘Xelfetî Sayın Abdullah Öcalan’ın memleketi. Bununla bir mesaj vermek istiyorlar. Ama bilsinler ki halk muhatabının arkasında’
Reyhan Hacıoğlu
Dünyanın “en sessiz kentleri” için kullanılan ve “cittaslow” denilen kentlerden biri olan Xelfetî; kışları 46 bin, yazları 150 bine varan nüfusu ile halkın yüzde 30’u Türkmen, yüzde 70’i Kürt, Alevisi ile Sünnisi ile tarihi ve misyonu açısından önemli bir ilçe.
İlk olarak 2016’da kayyım atanan, 2019’da ise taşıma oylarla iradesi gasp edilen kent uzun bir aranın ardından 2024 yerel seçimlerinde yüzde 39’luk bir oy oranı ile DEM Parti’ye geçti. Üstelik AKP’nin birçok hilesine rağmen. Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan kentin seçilmiş eşbaşkanları. Biri Kürt, biri Türkmen. Xelfetî diyince elbette insanların aklına ilk PKK Lideri Abdullah Öcalan gelir. O’nun doğduğu topraklar. Tam da eşbaşkanların kendi deyimleri ile demokratik paradigmanın merkezlerinden biri Xelfetî. Bu yüzden hedef seçildik diyorlar.
Acılarım direnmeyi öğretti
Saniye Bayram; 2014 yılında seçilen ve yerine kayyım atanarak tutuklanan Mustafa Bayram’ın kız kardeşi. 55 yaşında iki çocuk annesi. “Ben ilkokulu anca okudum. Ama hayat okulunu bitirdim. Acılarım bana direnmeyi ve söz kurmayı öğretti” diyor. Saniye Bayram aslında bir “çocuk gelin”, 15 yaşında evleniyor ve 18 yaşında eşi ülkücüler tarafından katlediliyor.
Bir canım var feda olsun
“Ve ben parti ile tanıştım sonra. 1990’dan beri de çalışmalardayım. Meclis üyeliği, saymanlık ve üç dönem eşbaşkanlık yaptım” diyor devamında. “Bir canım var onu da halkıma feda ederim” diyecek kadar da direnişçi ve iradeli bir Kürt kadın.
Doğru temelde kardeşlik
Mehmet Karayılan; Xelfetî Aram köyünden, kendini “Doğru temelde kardeşlik için Kürt halkının yanında yer aldım ve mücadele ettim ve edicem de” diyerek anlatıyor.
57 yaşında inşaat mühendisi olan Karayılan bir süre yurt dışında da kalmış ve 2001’den beri de çalışmalarda. 2012 yılında HDK ve sonrasında HDP çalışmaları ile birlikte Dîlok’ta (Antep) eşbaşkanlık da yapmış ve şuanda Xelfetî halkının seçilmiş iradesi olarak mücadele ediyor.
Kayyıma karşı başlatılan nöbet alanındalar, konuklarını karşılıyor, halaylarla, zılgıtlarla direniyorlar. Direnişlerini ve kayyım politikalarını kendilerine sorduk.
- Kayyım politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Saniye Bayram: 2016 yılında kayyım atandı Xelfetî’ye. 8 yılda ilçemize ne kadar kötülük varsa yaptı. Arazilerimizden, mal mülkümüze kadar her şeyi satıp, talan ettiler. Xelfetî halkına ya da mülklerin sahibine de değil hepsini yandaşlarına, mafyaya sattı.
5’li çete deniyor ya buradaki kayyım da o sistemi kurdu. Her yandaşına 10 arsa, 20 arsa ve hatta 50 arsa verdiği yandaşlar bile var. Deyim yerinde ise “Peynir ekmek gibi sattılar”. Seçimlerde de burda ciddi sorunlar yaşadık. 150 Bin TL para, silah, bıçak her şey yapıldı ve blok oy kullanıldı. Vekilimizi de, sandık görevlimizi de, avukatlarımızı da darp ettiler.
Her oyunu yaptılar. 2 bin 500 oy kullandılar ve 4 bin 800 getirmişlerdi buraya. Biz itiraz ettik, önce kabul etmediler sonra etmek zorunda kaldılar. Bu blok oylara rağmen biz 1 bin oy fark attık. Xelfetî’yi biz böyle kazandık.
Biz kazanınca ne oldu; Önce bütün kapıları halka açtık. Barikatları, karakolları kaldırdık. Üç kapı vardı ve biz üçünü de halka açtık. 2 ay boyunca halkımız belediyeye gelip gitti. Bayram günü üç bin insanın geldiği anlar yaşadık. Her gelen ağlayarak geliyordu. “8 yıldır belediyemize gelemedik” diyorlardı.
Her taraf karakoldu çünkü. En küçük ilçe biziz ama en temiz ilçe de biziz. Burada halklar bir aradayız, Kürtler Türkler biz hep bir aradayız. Halkların ittifakı var burada. 7 ayda biz bunu kurduk.
Esas amaçları halkın iradesi
Mehmet Karayılan: Kayyım politikası Kürt halkının iradesine darbe meselesidir. Halkın iradesini yok saymaktır. Ama halkımız asla buna alışmadı ve alışmayacak da.
Xelfetî’ye kayyım atanmasının temel sebebi de Hakkâri’ye, Batman’a, Mardin’e ve Esenyurt’a atanmasından farksız değil. Esas amaçları halkın iradesini özelde ise Kürt halkının iradesini tanımamadır. Bu son kayyım atamalara baktığımızda stratejinin bu olduğunu düşünüyoruz.
Örneğin Batman’a baktığımızda Hizbul-kontra’nın merkezi olan aynı zamanda Hüda Par’ın da devlet tarafından merkez yapılmaya çalışılan bir kent. Çünkü Kürt halkı orada kendi kimliği ile yaşamaya çalışıyor. Amaç bu mücadele azmi ve iradesini kırmak. AKP, MHP ve devletin kendisi oraya çalışıyor ve Hüda Par’ı güçlendirmek istediler ama halk kendi iradesini hâkim kıldı. Bu hazmedilmedi.
Mardin de öyle. Siyasette ve Kürt halkının gönlünde yer edinmiş, Türkiye halkları tarafından da sevilen Kürt siyasetçi Ahmet Türk var. Ve buraya kayyım devletin bundan ne kadar rahatsız olduğunu gösterdi. 80 yaşında da olsa, hasta da olsa hedef seçmesi, Kürt halkının cesaretine yönelik bir hamle. Ama bu şöyle oldu arkadaşlarımızın şahsında Kürt halkı daha çok sahiplendi belediyelerini.
- Xelfetî neden hedef oldu?
Saniye Bayram: Çünkü burası PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın şehri. Bahçeli bir elini uzattı dedi barış olsun. Gidin görüşün dedi, milletvekilimiz Ömer Öcalan gitti ve görüştü. Ve bizim için kendisi (PKK Lideri Abdullah Öcalan) “tam da benim projem” diyerek aslında bizleri kutlamış oldu. Eşbaşkanların birinin Kürt olması ve birinin Türk olmasını da duyması kendisini mutlu etmiş. İşte bunu hazmedemediler.
Ama Kürt halkı iyi bilsin ki ve özellikle Xelfetî halkı iyi bilsin ki iradesine, belediyesine ve eşbaşkanlarına, oylarına gelip sahip çıksınlar. Bu zalimler 8 yılda burayı ranta çevirdiler. Çaldılar ve yine çalacaklar. Biz geldiğimizde bir şey yoktu, bırakmamışlardı.
Kendimiz çalıştık, çabaladık. Bizim bir şeyimiz yoktu. Bizim sadece sevgimiz var elimizde. AKP din siyaseti yapıyor ya bu kirli siyaseti yapmasın. Dinse asıl din bizim dinimizdir çünkü biz halkımıza temiz bir irade ve bağ ile çalıştık.
İki halkın iradesine saldırı
Mehmet Karayılan: Burada Xelfetî’de iki halk bir arada yaşıyor. İki halkın iradesine bir saldırı var. Bizim parti olarak paradigmamız bir yerde farklı bir kişi de olsa yönetime yansısın. Bu tekçi zihniyete karşı ortak yaşamı isteyen bir topluluk yaratmaktı amacımız.
Yine kadının varlığı burada rahatsızlık yarattı. Siyasette, ticarette, yönetimde hem eşbaşkan olarak hem de eş temsiliyet olarak partimizin temel anlayışlarından biridir. Ondan dolayı saldırıyorlar.
Aynı zamanda Xelfetî Sayın Abdullah Öcalan’ın memleketi. Bununla bir mesaj da vermek istiyorlar. Bahçeli partimize bir el uzattı ve Sayın Abdullah Öcalan için Meclis çağrısı yaptı. Bu önemli ve değerli ancak bunun samimiyeti ve istikrarını görmek isteriz. Yine Sayın Öcalan görüşmesinde sorunu çözebilecek iradede olduğunun mesajını verdi. Muhatap aleni ve açık bir şekilde topluma da mesajını vermiş oldu ki bütün halklara bir umut geliştirdi.
Ama buna kayyımla cevap verdiler. Ve gergin bir ortam yaratmak istediler. İşte bu kayyımla aynı zamanda Sayın Abdullah Öcalan’ın elini zayıflatmak istiyorlar. Ama Sayın Abdullah Öcalan’ın elini zayıflatması mümkün değil. Halk bu sözün ve muhatabının arkasında.
- Halk nasıl karşılıyor bu durumu?
Saniye Bayram: Biz 6-7 ayda milyarlarca borç ödedik. 70-80 metreküp kilitaşı yaptık, personelimizin parasını ödedik. Halk çalıştığımızı gördü.
Bu şimdi bize belediyeyi kapatan emniyet var ya onlar bile şimdi memnun yani biz gelince. Çünkü bu kent bizimle nefes aldı. Burada AKP’lisi de MHP’lisi de rahatsız, ellerini bizden çeksinler. Xelfetî halkı onları istemiyor, onlar memur, biz seçilmişiz. Biz buranın sahipleri, buranın yerlileriyiz. Eğer halk bizden memnun değilse zaten 5 yıl sonra bizi gönderirler.
Sandıkta alamadılar masada almaya çalışıyorlar. Ama bilsinler bir damla kanımız kalana kadar direneceğiz. Çünkü irade halkın iradesi ve ben kendi şahsım için değil halkımın iradesi için burdayım ve direneceğim.
- Xelfetî kadınlar için önemli?
Saniye Bayram: Kayyım kadın düşmanı, eşbaşkanlık düşmanıdır. Xelfetî’yi ondan sevmiyorlar çünkü bu kentte kadınlar var artık ve 2016’da geldiklerinde de ilk olarak kadın kurumlarını kapattılar. Biz de onlara karşı parklarımıza Deniz Poyraz, Narin adını verdik. Cezaevinde hayatını kaybeden eşbaşkanımız Bazo Yılmaz’ın adını verdik.
Ama ne yaparsa yapsınlar bunun çözümü İmralı’da, bunu da iyi bilsinler. Görüşürlerse sadece Kürtler için değil Türkiye halkları için refah gelir.
- Son mesajınız nedir?
Mehmet Karayılan: 4 Kasım sabahına kayyımlarla uyandık ki bu tarih önemlidir. Kürt halkına düşman rejimin Kobanê davasında tutuklu bulunan birçok ismin tutuklandığı bir darbe tarihidir. Zulüm yapmakta, siyasi darbede istikrarlı olduklarını gösterdiler. Ama aynı zamanda bizler de direndik ve direnmeye devam edeceğiz.
Bedeli ne olursa olsun burada direniş devam edecek. Türkiye halkları da her yerden demokrasiye inan herkes de bize destek veriyor, güç veriyor. Ben de ortak gelecek için herkesi bu direnişe destek vermeye davet ediyorum.
Birlikte direneceğiz
Saniye Bayram: Eşbaşkanım bir Türkmen ve ben de Kürdüm. Seçmenimiz de öyle. Biz birlikte kazandık ve bizim birbirimizden bir farkımız yok, ayrılmıyoruz da. Biz bu sözü Kürt ve Türk halklarına verdik. Devlet bizi ayırmayı da başaramayacak.
Xelfetî’den kalan…
Nöbet alanında az insan olsa da alanda güçlü bir irade hissediliyor. Her gün geliyor ve tam da belediyenin, kayyımın karşısına dikiliyorlar. Halaylarla, zılgıtlarla; Geri alacağız diyorlar.
Yusuf engelli bir genç. Aslında kısa süre önce belediyede işe alınmış. Kayyım gelince işe gitmemiş ve şuan direnişe gelenlere çay servisi yapıyor.
Mehmet Karayılan’ın 80 yaşındaki annesi Safiye Karayılan da nöbette. “Belediyemizi birlikte geri alacağız” diyor, gelenlere.
Tekne turu kaptanlığı yapan bir Alevi yurttaş ise belediyemizi geri alınca kurban keseceğim diyor. “Biz bir arada yaşayan halklarız” diyerek.
Yaklaşık 10 bin olan ilçe nüfusuna rağmen 5-6 Kasım arasında eylemlerde 16 kişi gözaltına alındı ve 10 kişi tutuklandı. Çoğu genç olan bu tutuklamalar ise nüfusu az olan ilçe için gözdağı olarak yorumlanıyor.