Başkale’nin Xaşkan mahallesinde askerler tarafından darp edilen Atlı ailesi konuştu: “Gözaltı için gelmedikleri o kadar çok belli oluyordu ki. Sanki intikam almaya gelmişlerdi. Bu darp Kürt olduğumuz için değilse nedir peki?”
Van’ın Başkale ilçesine bağlı Xaşkan’ın Sersul mezrasında yaşayan Atlı ailesinin evine 20 Haziran’da baskın düzenleyen askerler, Mehmet Emin Atlı adlı kişiyi gözaltına aldı. Askerler, baskın sırasında dakikalarca havaya ateş açarak, kadınları darp etti. Görüntüleri ortaya çıkan baskın sırasında bazı kadınlar baygınlık geçirdi. Valilik, görüntülerin ortaya çıkması sonrası yaptığı açıklamada asker şiddetini savundu. Köyde çekilen videolarda dehşet anları görülüyor, kadınlar “Böyle adalet olabilir mi?” diye soruyor.
Atlı ailesi, baskın sırasında yaşananları Mezopotamya Ajansı’ndan Hakan Yalçın ‘a anlattı.
Merdivenlerden düştü
Sırtındaki kitle nedeniyle kısa bir süre önce ameliyat olduğunu aktaran Atlı’nın kızı Ayten Atlı, evlerine saat 06.00’da baskın düzenlendiğini ve bu sırada darp edildiklerini aktardı. Asker sesiyle uyandığını ve bunun üzerine dışarıya çıktığını belirten Atlı, “Evimizin önünde yüzlerce asker gördüm. Askerlere neden geldiklerini sordum. Askerler de ‘evi arayacağız’ dediler. Ev arama izinlerini göstermelerini söylediğim için beni itmeye başladılar. Bu duruma tepki göstererek, ameliyatlı olduğumu söyledim. Bu durumu anlatamam rağmen beni iterek, merdivenlerden düşürdüler. Yere düştükten sonra kalkamadım. Bu darp nedeniyle belimde ağrı ve şişkinlik oluştu” diye konuştu.
‘Sanki intikam almaya gelmişlerdi’
Askerlerin sürekli kendisine bağırdığını ifade eden Atlı, “Silahlarla dakikalarca havaya ateş açtılar. O kadar çaresiz bir durumdu ki kaçabilecek bir yer bulamadık” dedi. Mahallelerinin sürekli askerler gözetiminde olduğuna dikkati çeken Atlı, Kürt oldukları için böylesi bir muameleyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Atlı, “Gözaltı için gelmedikleri o kadar çok belli oluyordu ki. Sanki intikam almaya gelmişlerdi. Beni ve annemi dakikalarca darp ettiler. Bizi en çok darp eden Uzman Çavuş Mehmet K.’dı. Bu kişi hakkında şikayette bulunacağız. Burada açık bir şekilde ırkçılık var. Bu şekilde baskı yapmaya devam ederlerse buralardan göç etmek zorunda kalacağız. Çünkü can güvenliğimiz yok. Her an bir şeyler olacak diye çok korkuyoruz” diye konuştu.
Bize yıllardır zulüm ediyorlar
Yaşananların cezasız kalmaması için herkesin bu durum tepki göstermesi gerektiğini vurgulayan Atlı, “Bize yıllardır zulüm ediyorlar. Eskiden bir kanıtımız yoktu ama şimdi bir kanıtımız var. Evimizin önünde askerlerce darp edildik. Bu darp Kürt olduğumuz için değilse nedir peki? Adalet istiyoruz. Bu yüzden herkesin bu konuya dahil olması ve yanımızda durmaları gerekiyor” çağrısı yaptı.
Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu
Altı’nın eşi Dilber Atlı ise, dakikalarca askerlerin kendilerini darp edildiğini söyledi. Askerlerin ayağına tekme attığını ve yere düştüğünü aktaran Atlı, şunları söyledi: “Yere düştükten sonra da darp etmeye devam ettiler. Eşimi darp ederek arabaya bindirmeye çalıştılar. Bu duruma tepki gösterdiğim için silah sıkmaya başladılar. Hala bacağımda tekme izleri ve morluklar var. Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu. Zulüm ve hakarete uğradık. Devletin askeri nasıl böyle bir şey yapabilir? Hak, hukuk diye bir şey bırakmadılar. Askerlerin görevi insanları zulüm etmek mi? Bu durum kabul etmiyoruz ve gerekli yerlere başvuracağız. Bu zulmü bize yapanların hukuk önünde hesap vermesini istiyoruz” tepkisinde bulundu.
Oluç: Başkale’nin bir köyünde halka vahşet yaşatılıyor
HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç 22 Haziran’da Meclis’te söz alarak askerler ve kayyumlar üzerinden Kürtlere ve Kürt kültürüne yönelik saldırılara dikkat çekti: “Bir yanda Batman’da Kürt şair ve yazar Cegerxwîn’un büstü Kîne Em Parkı’ndan kaldırılıyor. Diğer yanda Van Başkale’nin bir köyünde halka vahşet yaşatılıyor. Aynı zihniyet aynı düşmanlık. Bu vahşetin emrini kimler verdiyse savcı araştırmalıdır”
Oluç cezaevlerindeki uygulamalara da dikkat çekti: “Kürt anasını görmesin’ zihniyeti bugün cezaevlerinde yaşanıyor. Tutuklu, hükümlüler ailelerine uzak cezaevlerine naklediliyor. Aileler yakınlarını ziyaret edemiyor; aileler cezalandırılıyor; aileyle kişi arasındaki bağlar koparılıyor; aileye de düşmanlık yapılıyor.’
VAN-ANKARA