Uluslararası Demokratik Kadın Platformu Üyesi Elahê Sadr, süresiz açlık grevi eyleminde olan Werîşe Muradî’nin onurlu bir yaşam için bu eylemi başlattığını söyleyerek, tüm kadınları Werîşe’nin mücadelesini sahiplenmeye çağırdı
Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Werîşe Muradî, 10 Ekim Ölüm Cezasıyla Mücadele Günü’nde tutuklu bulunduğu Evin Cezaevi’nde “İdam cezası”na karşı başlattığı süresiz açlık grevine 18’inci gününde devam ediyor.
Eylemine başladığı günden itibaren ilaç almayı ve sağlık kontrollerini reddeden Werîşe Muradî, gözaltında gördüğü işkencenin de etkisi ile hızla sağlık durumu kötüye gidiyor. Komaya girme riski olduğundan üyesi olduğu KJAR başta olmak üzere birçok kesimden eylemi bırakması yönünde çağrı geldi.
Uluslararası Demokratik Kadın Platformu, Werîşe Muradî’ye destek amacıyla bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında çok sayıda isim dijital medyadan videolar yayınlayarak Werîşe Muradî’ye desteğini açıkladı.
‘Endişeliyiz ve ne olacağını bilmiyoruz’
Werîşe Muradî’nin açlık grevine devam etmesi ve sağlık durumunun riskli olmasından kaynaklı endişelerini dile getiren Uluslararası Demokratik Kadın Platformu üyesi Elahê Sadr, “Hepimiz çok endişeliyiz ve ne olacağını bilmiyoruz. Aldığımız son haberlere göre tansiyonu 5’in altına düşmüş ve doktorlar, bu durumun çok kötü olduğunu söylüyor. Bu durum hepimizi çok üzüyor” dedi. Werîşe Muradî’nin en son yolladığı mektuba atıfta bulunarak konuşmasına devam eden Elahê Sadr, şunları söyledi:
“Werîşe Muradî, son mektubunda Ortadoğu’da patlak veren savaş ateşine işaret ediyor ve bu savaşların yeni bir düzen kurma amacıyla yapıldığını, bunun sadece savaşla ilerlediğini ve barışın söz konusu olmadığını vurguluyor. Aynı zamanda, bu savaşların kültür ve tarihin yok edilmesi üzerine kurulu bir homojenleştirme çabası olduğunu, örneğin Filistin’de olduğu gibi, ifade ediyor. Bir taraftan batılı devletler bu savaş ateşini kendi çıkarları için her geçen gün daha da büyütüyor. Diğer taraftan ise bölgedeki muhafazakâr ve diktatör devletler, milliyetçilik, dincilik ve cinsiyetçilikle bu savaş ateşini yaygınlaştırıyor. Bu durum, faşizmin bölgede ve tüm dünyada her geçen gün büyümesine neden oluyor. Bu savaşların hedefinde olanlar ise kadınlar ve çocuklar. Werîşe Muradî, bu duruma da dikkat çekiyor. İç ve dış politikaların başarısız olduğunu ve İran’da yaygın bir yoksulluk gördüğümüzü belirtiyor. Öte yandan, insan hakları normlarının tamamının İslam Cumhuriyeti sistemi tarafından ihlal edildiğini gözlemliyoruz. Ayrıca, kimliklerin inkâr edildiği ve ‘ötekileştirmenin’ her geçen gün daha fazla yaşandığını görüyoruz. Bu ‘ötekiler’ her gün siliniyor ve ‘ötekilerin’ ortadan kaldırılmasıyla toplum yok olmaya doğru sürükleniyor.”
‘İdama hayır’ halkın talebi oldu’
Elahê Sadr, Uluslararası Demokratik Kadın Platformu olarak, Werîşe Muradî’ye destek amacıyla başlattıkları video kampanyası hakkında da şunları söyledi:
“Son birkaç yıldır, Uluslararası Demokratik Kadın Platformu çerçevesinde çalışıyoruz. Özellikle ‘Jin, Jiyan, Azadi’ hareketinin İran’da çok aktif olduğu dönemde bu platformu oluşturduk. Farklı uluslardan kadınları bir araya getiriyoruz ve birkaç bildiri yayımladık. Ancak bu sefer Werîşe’nin açlık grevine dair bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. Sadece bildiri yazmak yeterli değildi. Bu nedenle, herkesin kendi sesi ve görüntüsüyle bir video hazırlayabileceği bir kampanya oluşturduk. Böylece herkes, Werîşe ve onun taleplerini desteklesin yani idama hayır desin ve siyasi tutukluların koşulsuz serbest bırakılması taleplerine dayanışma gösterebilsin. Bu kampanya büyük ilgi gördü. Birçok kadın, özgürlük savunucusu, siyasi aktivist, ismi bilinmeyen sıradan kadınlardan üniversite hocalarına ve tanınmış kadınlara kadar pek çok kişi bu kampanyada yer aldı ve Werîşe Muradî ile dayanışma gösterdi. Onlar, Werîşe’nin talebi olan ‘idama hayır’ sesini toplumsal ve siyasi bir talep haline getirmek için çaba sarf ediyorlar. Çünkü ‘idama hayır’ demek her zaman halkın talebi olmuştur; ancak bu talep etrafında birleşik bir toplumsal hareket henüz oluşmamıştır. Bu ‘idama hayır’ sesi İran’a da ulaştı ve Tahran’da insanlar sokakta ‘idama hayır, idam etmeyin’ diye bağırdı. Bu, Werîşe Muradî’nin adına kaydedilecek bir başarıdır.”
Haber: Şahla Muhammadî / NÛJINHA