Gazeteci ve ressam Doğan, serbest bırakılmasının ardından mesaj yayınlayan sanatçı Weiwei ve Banksy’e mektup yazdı. Doğan mektubunda, Güven’in başlattığı açlık grevine, cezaevindeki eylemcilerin koşullarına dikkat çekti
Gazeteci ve ressam Zehra Doğan, iki yıldan uzun süren tutukluluğu boyunca serbest bırakılması için çağrılar yapan ve 24 Şubat’ta serbest bırakılmasının ardından bir mesaj yayınlayan Çinli sanatçı Ai Weiwei’ye yanıt vererek cezaevinde bulunan diğer sanatçıların, gazetecilerin ve siyasetçilerin koşullarına dikkat çekti. Doğan ayrıca Banksy ile iletişiminde, “Sanat en güzel mücadele aracıdır” dedi. Türkiye’de insanların en temel hakkı olan ifade özgürlüğünün bulunmadığını, savaşa karşı çıkan insanların “terörist” suçlamasıyla cezaevine atıldığını belirten Doğan, “Türkiye’de ‘terörist’ sayılmak yasalara göre değil ülkeyi yönetenlerin keyfine kalmış bir şekilde gerçekleşiyor” dedi.
‘Siyasi tutukluları unutmayın’
Ai Weiwei, Doğan’ın serbest bırakılmasının ardından yayınladığı mesajda “Zehra Doğan sonunda özgürlüğüne kavuştu. Fakat dünyanın dört bir yanında cezaevinde tutulan siyasi tutukluları unutmamalıyız” demiş ve eklemişti: “Onları güçlü bir şekilde destekliyoruz ve serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Bireysel özgürlükleri, ifade özgürlüğünü, özgür ve bağımsız basını desteklemeye devam etmeliyiz. İnsan hakları ve insan onurunu korumak için birlikte çalışmaya devam etmeliyiz.” Doğan, Weiwei’in mesajına verdiği yanıtta, Leyla Güven’in başlattığı ve yüzlerce tutuklunun destek verdiği açlık grevlerini vurgulayarak,”İnsan hakları talebinin yerine getirilmesi için aylardır Türkiye cezaevlerinde bulunan binlerce tutuklunun bedenlerini açlığa yatırdığını” söyledi.
Güven’in talebine ses verin
Doğan ayrıca sokak sanatçısı Banksy ile iletişiminde de yine Leyla Güven’in eylemine işaret ederek Güven’in talebine ses verilmesi gerektiğinin vurgusunu yaptı. Doğan ayrıca, “Sanat en güzel mücadele aracıdır” dedi.
‘Resimlere el koyuyorlar’
“Sevgili Ai Weiwei Tutukluluğumdan bu yana ve sonrasında göstermiş olduğun destekten ötürü teşekkür ederim. Dediğin gibi kişinin en temel hakkı ifade ve kimlik özgürlüğüdür. Ama ne yazık ki insan hakları bakımından sınıfta kalmış, dünyayı öz formundan çıkarıp silah, savaş dünyasına çevirmek için elinden geleni yapan coğrafyalarda demokrasi talebinde bulunmak ölümle eşdeğer. Ve tuhaftır ki bunu talep eden vatan haini ilan edilip ve “terorist” diye doğruca cezaevine gönderiliyor. Bilmiyorum bunları sana yazıyorum diye tekrar cezaevine atılırmıyım kestiremiyorum. Kendi yasalarını işletmeyen ülkelerde böylesi tereddütler çok olağan. Çünkü sizin terörist sayılmanız yasalara göre değil, yönetenlerin ego ölçülerine bağlıdır. Yaşadığım coğrafyada insanların kimlik sorunu var.
Oysa biz, burada Ermeni, Süryani, Keldani, Mihelmi, Laz ve daha birçok halk gibi bin yıllardır bu topraklarda hep birlikte yaşıyoruz. Bunu söylemek ve kendi topraklarında kendi ana diliyle kendi öz kimliğiyle yaşamayı talep etmek ‘ülkeyi bölmek’ anlamına geliyor. Bu yüzden şuan binlerce insan cezaevlerinde. Binlerce çocuk, hasta, yaşlı cezaevlerinde. Siyasetçiler, sanatçılar, insan hakları savunucuları, gazeteciler, yazarlar cezaevlerinde. Aylardır Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve binlerce tutuklunun sürdürdüğü açlık grevi eylemi var. Bedenin mücadele aracına dönüştüğü bir süreci daha yaşıyoruz. Yüzlerce arkadaşımın bedenini açlığa yatırdı bu dönemde onların talebini yineliyorum. İçerde de büyük bir baskı söz konusu.
Aynı zamanda sanatçılara yönelik baskılar da devam ediyor. Resimlere, şiir defterlerine, yazarların roman taslaklarına el koyuyorlar. Şuan hapiste birçok sanatçı böylesi baskılara maruz kalıyor. Herşeye rağmen hapishaneyi sanat stüdyosuna çevire bildik. Bunda Ai wei Wei gibi birçok kişinin desteğiyle başarıyoruz. Kollektif bir mücadeleyle oluyor. Sevgili Ai Wiwei senin doğduğun ülke de insanhakları bakımından oldukça baskıcı bir ülke. Bu yüzden ne demek istediğimi çok iyi anladığına inanıyorum. Sen de hiç bir zaman pes etmedin. Bir yerde zulüm varsa ona karşı bir devinim de muhakkak vardır. Bu devinimlerden en güzeli sanattır. Buna inanarak nefes almaya çalışıyorum. Desteğin için tekrar teşekkür ediyorum.”
KÜLTÜR SERVİSİ