Wan’da Lozan Antlaşması’na dair düzenlenen panelde Kürtlerin 4 parçaya bölündüğü hatırlatılarak ‘Anlaşmayı imzalayan devletler Kürt halkından özür dilemeli ve Kürt halkının kendi geleceğini tayin etmesi mücadelesinde destek vermelidir’ denildi
Wan’da, Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde, “Yüzyıllık soykırım anlaşması: Lozan” başlıklı panel düzenlendi. Gazeteci Adnan Bilen’in moderatörlüğünde gerçekleşen panele Demokratik Bölgeler Partisi (BDP) Wan İl Eşbaşkanı Şengül Polat, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek ve Avukat Cemal Demir panelist olarak katıldı.
HDP Wan il binası bahçesinde gerçekleşen panel öncesinde alana, “Fermana Komkujiya Sed Salan: Lozan” pankartı asıldı. Panele, DBP, HDP ve Yeşil Sol Parti Wan İl Örgütleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınların Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Arsisa Kültür ve Sanat Derneği’nin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Panelde açılış konuşması yapan Bilen, egemenler tarafından 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla Kürt coğrafyasının 4 parçaya bölündüğünü hatırlattı. Aradan geçen yüzyıllık süreçte soykırımların yaşandığını belirten Bilen, yeni yüzyılda Kürtlerin gelecekleri için atılacak adımların önemine dikkati çekti.
Anlaşmayı imzalayan devletler Kürt halkından özür dilemeli
Ardından konuşan Çiftyürek ise Lozan Antlaşması imzalandığı sırada ulusal ve uluslararası konjonktürü değerlendirdi. Kürt halkının o süreçte bir bölünmüşlük içinde olduğunu ve Mustafa Kemal’in de bunu kullandığını belirten Çiftyürek, emperyalist güçlerin katılımıyla Lozan Antlaşması’nın imzalandığını söyledi. Çiftyürek, “Bundan sonra önemli olan bu anlaşmaya devam mı ettireceğiz yoksa yeni bir süreç mi başlatacağız? Kürtlerin kendi arasında birliğini sağlaması ve birlikte hareket etmesi gerekiyor. Bu anlaşmayı imzalayan devletlerin siyasetlerini de amaçlarını da kınıyoruz. Bir an önce Kürt halkından özür dilemeli ve Kürt halkının kendi geleceğini tayin etmesi mücadelesinde destek vermelidir” dedi.
Lozan’ın kadınlara etkisi
Ardından konuşan Polat da Lozan’ın kadın kazanımları üzerine etkisini değerlendirdi. Polat, Lozan’ın uygulamaya geçtiği zaman kadını doğrudan olumsuz etkilediğini söyledi. Lozan’dan sonra özellikle Kürt halkının kültür ve diline yönelik saldırıların olduğunu söyledi. Bir toplumda kültür ve dilini savunan kesimin kadınlar olduğunu ifade eden Polat, bu anlaşmadan sonra kadın iradesini kırmak ve yok etmek için çeşitli politikalarla saldırılar gerçekleştirildiğini dile getirdi. Özellikle inanç üzerinden kadınların eve kapatıldığını ve kadının yaşamdan çıkarılmaya çalışıldığını vurgulayan Polat, “Fakat kadınlar, Kürt özgürlük mücadelesiyle bunu tersine çevirdi. ‘Kadınlar özgürleşmeden toplum özgürleşmez’ sözünü esas alan kadınlar, yaşamın her alanında kendi örgütledi ve yaşamını içinde olmaya devam etti. Rojava devrimi kadınların eliyle gerçekleştirildi. Şimdi de Rojhilat’ta direnişi büyütüyorlar. Tüm bunlar kadın direnişle başladı ve sürüyor. Bir halkın geçmişi ve geleceği bir anlaşmayla bitirilemez” diye konuştu.
Lozan Kürdistan’ı dörde böldü
Son olarak konuşan Demir, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Lozan Antlaşması’na bakışını ve Kürt halkının bundan sonra yapması gerekenleri anlattı. Demir, Kürdistan’ın ilk olarak Kasrı Şirin Anlaşması’yla ikiye bölündüğünü daha sonra Lozan’la 4’e bölündüğünü ifade etti. Lozan’la Türkiye’nin, Kürt halkının ve Kürdistan’ın inkar ve imhasını hedeflediğini dile getiren Demir, “O günden bu güne asimilasyon ve inkar politikası bu güne kadar devam ediyor. Önderlik, görüşmelerinde bu Lozan Antlaşması üzerinde çok duruyordu. Lozan’ın güncellenmesi gerektiğini belirtiyor. Lozan Antlaşması, sadece Türkler içindir, Kürtler için olmadığını belirtiyor” ifadelerini kullandı.
Panel, panelistlerin konuşmalarının ardından soru cevap bölümüyle sonlandı.
HABER MERKEZİ