Wan’da siyasi partiler PKK Lideri Abdullah Öcalan yönelik uluslararası komplonun yıldönümüne ilişkin açıklama yaptı
Wan’daki siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat 1999’da gerçekleştirilen uluslararası komplonun 24’üncü yıldönümüne ilişkin basın açıklaması yaptı.
“Em 15 Sibatê şermezar dikin” pankartının açıldığı açıklamada DBP İpekyolu İlçe Eş Başkanı İdris Polat konuştu.
Ortadoğu yangın yerine döndü
Polat, bugün yaşanan tüm krizlerin ana sebebinin devam eden komplodan kaynaklandığını söyledi. Komplo ile Kürt ve Ortadoğu halklarının çözümsüz bırakılmaya çalışıldığını kaydeden Polat, “9 Ekim 1998’de uluslararası emperyalist güçler tarafından başlatılan ve 15 Şubat 1999’da en üst düzeye çıkarılan komplo aynı zamanda Ortadoğu’ya dönük müdahalelerin de ilk adımıdır. Ortadoğu halklarının ortak, eşit ve bir arada yaşamasını savunan Sayın Öcalan’ın bölgeden çıkarılmasında rol oynayan güçlerin tamamı o tarihten başlayarak fiziken de bölgeye yerleşmiş ve Ortadoğu’yu yangın yerine dönüştürmüştür” dedi.
Gardiyanlık rolü
Öcalan’a dönük komploda uluslararası güçlerin Türkiye’ye “gardiyanlık rolü” verdiğine dikkat çeken Polat, “Kürt meselesinde çözümün anahtarı tutsak alınmıştır. Sayın Öcalan, daha ilk günden bu oyunu görmüş, boşa çıkarmak için bütün imkansızlıklarına rağmen bölgeyi tümden esir almayı amaçlayan bu yönelime karşı amansız bir mücadele vermiştir. Sayın Öcalan komploya karşı mücadele etmesin, oynanan oyunlar konusunda halkları uyarmasın diye, 15 Şubat tarihinden bu yana komplonun devamı olarak bir tecrit politikası devreye sokulmuştur” diye belirtti.
Kayyum rejimi
İmralı Cezaevi’nde hukukun, yasaların, Anayasa’nın ve evrensel ilkelerin askıya alındığının altını çizen Polat, şöyle konuştu: “İmralı tecrit rejiminin hukuki, ahlaki, vicdani bir karşılığı yoktur. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik hali sadece Sayın Öcalan için değil bütün toplum için büyük bir tehlikedir. Bugün yaşanan ekonomik kriz ve deprem karşısındaki çaresizlik tecrit ve İmralı sisteminin sonuçlarıdır. Barış politikalarına dönülmeden krizden çıkış yoktur. Ülke kaynaklarının barışa ve refaha dönüşünün ilk koşulu bu tecrit sisteminin lağvedilmesidir. Toplumsal yaşamın her alanına sirayet eden tecrit sistemi, Kürt sorununa ilişkin demokratik ve barışçıl çözümü hedeflemiştir ve Türkiye’yi karanlığa mahkûm etmeyi amaçlamaktadır. Türkiye bir tecrit ve kayyum rejimine dönüşmüştür.”
WAN