Tarihi Wan Kalesi eteklerinde kutlanan Newroz Bayramı’na binlerce kişi katıldı. Kitlesel geçen kutlamada yurttaşlar sık sık tecride karşı sloganlar atarken, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Baydır, ‘Kürt halkı önderinin fiziki özgürlüğünü istiyor’ vurgusu yaptı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise, ‘Kürt sorunu bir statü sorunudur ve çözülmelidir’ dedi
Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde bugün kutlanan Newroz Bayramı’nın merkezlerinden olan Wan Newrozu yurttaşların yoğun katılımıyla başladı.
Bu yıl ‘Rabe dema azadî û serkeftinê ye’ (Zaman özgürlük ve başarı zamanıdır) şiarıyla tarihi Wan Kalesi eteklerinde kutlanmaya başlanan Newroz Bayramı meydanına sabahın erken saatlerinde binlerce kişi akın etti.
Kent merkezinde de Newroz hareketliliği erken saatlerde başladı. Binlerce kişi kentin çeşitli noktalarında bir araya geldi. Yurttaşlar, kurulan dört ayrı noktadan geçtikten sonra alana alınmaya başladı. Alana giren yurttaşlar, Newroz coşkusuna ortak olarak halaya durdu. Kadınlar kiras-fîstan, erkekler ise şal-şepik ile kutlamalara katıldı. Dolmaya başlayan alanda sarı, kırmızı ve yeşil renkli flamalar dalgalanıyor. Alandan ayrıca sık sık ‘Bijî Serok Apo’ ve ‘Bijî berxwedana zinandanan’ sloganı yükseldi.
Programın başında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü talebiyle Adalet Nöbeti’ndeki anneler sahneye çıktı. Annelerden Aslıhan Timur, “Biz tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun çözülmesini istiyoruz. Artık kimsenin gözyaşının dökülmesini istemiyoruz. Herkesi annelere destek vermeye çağırıyoruz” çağrısı yaptı.
Eşbaşkanların konuşmaları
DEM Parti Belediye Eşbaşkan adayı Neslihan Şedal, “Çağdaş Kawa’nın yaktığı ateş gün geçtikçe gürleşiyor. Zindanlarda başlayan açlık grevini selamlıyoruz. Bizler, Newroz ateşiyle mücadelemizi günbegün yükselteceğiz. 31 Mart’tın zaferini şimdiden ilan ediyoruz” diye konuştu.
Eşbaşkan adayı Abdullah Zeydan ise “Bu alan gösteriyor ki Kawa’nın yoldaşları ‘biz buradayız, ayaktayız ve özgürlük istiyoruz’ diyor. Günümüzün Dehaqları olan AKP kayyımları mutlaka gidecekler. 31 Mart’ta Kürt halkı barışın yolunu açacak. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılacaktır. 31 Mart, tutsak arkadaşlarımıza özgürlük yolunu açacaktır” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Newroz ateşi yakıldı. Newroz ateşinin yakılmasıyla coşku doruğa çıktı. TJA aktivisti Berivan Bahçeci, “Newroz, Sayın Abdullah Öcalan’a kutlu olsun. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kınıyoruz ve bu tecridi mutlaka kıracağız. Her alanda kadınlara yönelik özel savaş politikalarına karşı mücadele edeceğiz. Halkımız tüm baskılara karşı direnecek ve başarıya ulaşacaktır” dedi.
Daha sonra sanatçı Faraz Sine’nin söylediği şarkılarla kitle uzun bir süre halaya durdu.
Öcalan’ın Newroz mesajları
DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Newroz’a dair geçmiş yıllarda yaptığı değerlendirmeleri okudu. Öcalan’ın Newroz mesajları şöyle:
“Newroz özgürlüktür, bu bir özgürlük yoludur.
Selam özgürlük ve eşitliği rehber edinen bu büyük yolun yolcularına,
Newroz’u özgürlük ile anlamlaştıran, Zağros ve Toros dağ eteklerinden, Fırat ve Dicle nehir vadilerine; kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından tarım, köy ve şehir uygarlıklarına ANA’lık eden halkların en eskilerinden olan Kürtlere selam olsun…
Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan, birlikte inşa eden Kürtler ve kardeş topluluklar, siyasi baskılarla harici müdahalelerle grupsal çıkarlarla birbirlerine düşürülmeye çalışılmış hakkı, hukuku, eşitliği ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşa edilmeye çalışılmıştır.
Son iki yüz yıllık fetih savaşları batılı emperyalist müdahaleler baskıcı ve inkârcı anlayışlar, Arabi, Türki, Farisi, Kürdi toplulukları ulus devletçiklere, sanal sınırlara suni problemlere gark etmeye çalışmıştır.
Kapitalist moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları; halkı bağlamayan dar bir seçkinci iktidar elitinin, tüm tarihi ve de kardeşlik hukukunu inkâr eden çabalarını ifade etmektedir. Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkâr eden kapitalist modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır.
Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Kendi öz tarihine uygun, alternatif bir modernite ve demokratik düzen arıyor. Artık kökleri üzerinden yeniden doğmak, omuz omuza ayağa kalkmak istiyor.
Sömürü rejimleri, baskıcı, inkârcı ve tekçi anlayışlar artık miadını doldurmuştur.
Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan ‘BİZ’ kavramının genişliği ve kapsayıcılığı dar, seçkinci iktidar elitleri eliyle ‘TEK’e indirgenmiştir. ‘BİZ’ kavramına eski ruhunu ve pratiğini vermenin zamanıdır.
Biz, onlarca yılımızı tekçilik adına yok sayılan Kürt halkının varlığını kanıtlamak için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakârlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler öz benliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu.
Günümüzde artık tarihe ve kardeşlik hukukuna ters düştüğü iyice açığa çıkan bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için Ortadoğu’nun kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum.
Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe veya gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa, her türlü baskı ve sömürüye karşı olmuştur. Son yüz yılın tüm hata, eksiklik ve yanlışlıklarına rağmen bir kez daha yanımıza, mağdur edilmiş, büyük felaketlere uğramış halkları, sınıfları ve kültürleri de alarak demokratik modernite sistemini inşa etmeye çalışıyoruz. Tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür temsilcilerini; en eski sömürge ve ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri ve diğer kültürel varlık sahiplerini, işçi sınıfının temsilcilerini ve sistemden dıştalanan herkesi çıkışın yeni seçeneği olan Demokratik Modernite Sistemi’nde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum.
Alternatif demokratik modernite sisteminin yerel, bölgesel ve küresel çapta inşası, sadece Kürt halkının değil tüm Ortadoğu ve dünya halklarının özgürlüğünü beraberinde getirecektir. Bu temelde herkesin, tüm halkların Newroz bayramını kutluyorum.
Zaman, özgürlük zamanıdır.
Selam olsun bu sürece güç verenlere,
Yaşasın Newroz!”
Bayındır: Kürtler size baş eğmeyecek
Wan Newrozu’nda yüzbinlere seslenen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Baydır, “Kürt halkının mücadelesi 100 yıldır devam ediyor. Bugün işte bu meydan bunu çok iyi gösteriyor. Onların politikası bunun karşında çöküyor. Ne yaparsanız yapın siz başaramayacaksınız ve Kürtler size baş eğmeyecektir. Savaş ve işgale karşı halkımız mücadelesini sürdürecektir. İnan ki Kürtler baş eğmeyecektir. Erdoğan ve Bahçeli Kürt halkının mücadelesi karşısında öyle zayıfladılar ki kontraya sarıldılar. Kürdistan’da binlerce Kürt’ü katledenlerde umut arıyorlar. 90’larda JİTEM karargahlarında yetiştirilip Kürtleri öldürenler bugün de aynı yöntemi deniyorlar. Siz katilsiniz ve halkımız bunu biliyor. Sizin bu planlarınız bu Newroz alanında çökmüştür” dedi.
Kürt halkının özgürlük istediğini ifade eden Bayındır, “Kürt halkı, Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için ayaktadır. Kürt halkı, önderinin fiziki özgürlüğünü istiyor. Tüm dünyada tecrit ve Kürt düşmanlığına karşı mücadele edeceğiz. Ne olursa olsun başarı bizim olacaktır” diye konuştu.
Hatimoğulları: Erdoğan gelsin bu meydanları görsün!
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise “Sizler bizimle birlikte olduğumuz sürece o Ankara’dan faşizm yaymaya çalışanlar bilsin ki biz yenilmeyeceğiz. Erdoğan gelsin bu meydanı görsün. Kürtlerin kültürlerini, dilini ve mücadelesini nasıl koruduğunu görsün” diye konuştu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Newroz değerlendirmelerine değinen Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın mesajı barış içeriyor ve halkın birlikte yaşamasını öneriyordu. Tüm muhataplara sesleniyoruz; Kürt sorunu bir statü sorunudur ve çözülmelidir. Kürt sorunu 4 parçanın sorunudur, halklar sorunudur ve çözülmelidir. Halkların barış içinde yaşayabilecekleri bir ortamın inşası gerçekleşmelidir. Bunun anayasa güvencesi altında olması gerektiğini ifade ediyoruz” dedi.
Hatimoğulları, “Biz hep birlikte dayanışarak zaten barış içerisinde yaşıyoruz. Bu diktatörlere sesleniyoruz; gölge etmeyin başka ihsan istemez.’ Kürt sorununun çözümünün yolu barıştır. Barış mücadele ederek gelir ve onurlu mücadelemizi hep birlikte yürütüyoruz” diye konuştu.
‘Seçimlerden zaferle çıkacağız’
Yerel seçimlerde zaferle çıkacaklarını vurgulayan Hatimoğulları, “Biz seçimden büyük bir zaferle çıkmak için çalışıyoruz. Kurdistan’a savaş dayatanlara, halka açlığı dayatanlara büyük bir ders vereceğiz. Halklara ve inançlara düşmanlık besleyenlere, Meclis’te Kürtçeyi yasaklayıp seçim araçlarında Kürtçe çalanlara en büyük yanıtı sandıkta vereceksiniz. Erdoğan, Kurdistan’da birçok insanın kanını döken Hizbulkontra’ya sarılmış. Onlara seçimde en büyük dersi vereceğiz. Bunun için bir seferberlik ruhuyla çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından kutlamalar Helimê Omerî’nin şarkılarıyla devam etti. Wan Newrozu son olarak sahneye çıkan Suavi’nin şarkılarıyla bitirildi.
Kaynak: JINNEWS\MA