Wan Belediye Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, karşılaştıkları tabloyu “tahribat değil, talan” olarak değerlendirdi. Eşbaşkanlar, ‘Büyük zaferin büyük sorumlulukları olur. Birlikte başaracağız’ dedi
Wan, 31 Mart yerel seçimleri sürecinde adından en çok söz ettiren kent oldu. Hem kentteki tüm belediyeleri tek bir partinin kazanması hem de seçim sonrası irade gaspına karşı ortaya konulan direniş bu durumun başlıca nedenlerinden. DEM Parti, 31 Mart’ta 14 belediyenin tamamını kazanarak, tarihi bir başarıya imza attı. Ancak kent iradesine karşı harekete geçen İl Seçim Kurulu, DEM Parti’den Neslihan Şedal ile birlikte Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığı görevine seçilen Abdullah Zeydan’ın mazbatasının seçimleri kaybeden AKP’li Abdulahat Arvas’a verilmesine karar verdi. Karar sonrası kentin her yeri irade gaspına karşı direniş alanına döndü. Kentteki protestolar, kararın Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YKS) geri dönmesi üzerine yerini kutlamalara bıraktı. Direnişleriyle seçimlere damgasını vuran yüzbinlerce Wanlı, “Bijî berxwedana Wanê (Yaşasın Wan’ın direnişi)” sloganlarıyla 2 gün boyunca terk etmedikleri sokaklarda bu kez zafer halayına durdu.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Eşbaşkanlar Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘14’te 14 yaptık’
Zeydan, “Wan’da tarihi bir seçim yaşayacağımızı söylemiştik ve halkımız bu bilinçle kendi iradesine sahip çıktı. Bunu seçim öncesinden de biliyorduk. Sonuç itibariyle 14’te 14 yaptık. Sonrasında mazbatayı gasp girişimi oldu. O süreçte de halkımız çok önemli bir direniş ortaya koydu. Halkımız kendi iradesini ve onuruna sahip çıktı. Çok önemli bir dayanışmayı da ortaya çıkardı. Belki bugüne kadar ilk kez hem sağ hem soldan bu adaletsizliğin karşısında bir dayanışma ortaya çıktı. Halkımızın bu tutumu bir geri adım attırdı. YSK olması gerekeni yaparak, mazbatayı halka geri verdi” dedi.
Şedal: Belediyeler talan edildi
Kayyım politikalarının devreye girdiği günden bu yana belediyelerin talan edildiğini ve borç batağına sürüklendiğini, halka hizmet etmemek üzerinden bir politika yürütüldüğünü her zaman anlattıklarını belirten Şedal, “Kayyımlar sadece ekonomik değil, sosyo-kültürel bir tahribat da yaratmışlar. Bizim anlattığımızdan çok daha büyük bir yıkımla karşılaştık. Yaptığımız incelemede 9 milyar TL borç olduğunu öğrendik. Halen kredi faizlerinden kaynaklı katlanan bir borç var. Bir yandan mali açıdan çok büyük bir borçlanma var ama öte yandan bu halkın ahlaki-politik yapısına çok büyük saldırı var” diye belirtti.
17 milyon faiz
Zeydan devamında şunları söyledi: “Bu ay merkezi bütçeden bize gelen para 246 milyon TL. İller Bankası’ndan gelen 110 Milyon TL. Ama gelen paranın 90 milyonu direk banka taksitlerini kestiler. Gelen 246 milyonun yaklaşık 200 milyonu maaş ödemelerine gitti. Elde avuçta belediyenin kasasında bu ay 20 milyon TL kalmış. Müteahhitlere ödenmesi gereken 400 milyon TL borç var. Bu haliyle bizim bir metre asfalt yol yapma imkânımız yok. 1 metre kanalizasyon yapma imkânımız yok. Bu kişiler (kayyım ve yönetimi) hiçbir zaman bu kentleri kendi kentleri, insanları olarak görmediler. Bu talan anlayışıdır. Mesela Mayıs ayında VASKİ’nin 19 milyon TL gibi bir kredi borcunu ödedik. Bunun sadece 2 milyon TL’si anapara. Geriye kalan 17 milyon TL faizdi.”
VASKİ’de de durum aynı
Şedal, “VASKİ’de de tıpkı belediye gibi aynı politika uygulanmış. Oradaki tahribat da programlı bir şekilde yapılmış. Özellikle son aylarda yüksek faizli krediler çekilmiş. Mesela son aylarda 800 milyon TL’lik kredi çekilmiş. Ama hizmet üretilmemiş. Bu çekilen kredi daha sonra büyükşehir belediyesine aktarılmış ve halen o paranın nereye kullanıldığını bilmiyoruz. İhtimalen bu para da protokoller üzerinden bakanlıklara aktarılmış. VASKİ’nin aylık geliri 80 milyon iken, gideri ise 164 milyon TL’dir. Bunun büyük bir bölümü ise personel giderlerine gidiyor. Şimdi VASKİ’ye kanalizasyon, içme suyu hizmeti yapan insanların işe alınması gerekiyordu ama dikiş-nakış öğretmeni, müzik öğretmeni işe alınmış. Yani bu alınan kişileri hangi pozisyonda değerlendireceksiniz? İşin içerisine girip sosyolojik tahribatları gördükçe bunun ne kadar büyük ve derin bir saldırı olduğunu görüyoruz. Son aylarda bilinçli olarak ödenmeyen faturalar var. Her ay 6 milyon TL faiz işliyor” diye belirtti.
‘Halkımıza teşekkür ediyoruz’
Şedal devamında şunları söyledi: “Halkımıza, kadınlara, gençlere teşekkür ediyoruz. O dayanışmayı ilmek ilmek ördüler. Bu dayanışma seçim sürecinde ve sonraki mazbata gaspında da ortaya çıktı. Israrla bu dayanışmayı yükselten bir bilinç ortaya çıktı. İnanılmaz bir ziyaret var bize. Türkiye, Ortadoğu ve dünyanın birçok ülkesinden ziyaretler oldu. Moralimiz, umudumuz bundan dolayı çok yüksek. Büyük zaferin büyük sorumlulukları olur. Biz bu ağırlığı hissediyoruz. Wan sadece Serhat bölgesi için değil, her yer için bir örnek oldu. Biz sadece ilçelerimiz için değil, başka kentler için de hizmet üretme gibi bir sorumluluğu hissediyoruz. Zorlayan bir yanı var ama bu misyon bir kere kentimize yüklendi. Tarihsel bir süreç yaşandı ve hangi görüşten olursa olsun halkımızın birlikte yaşam arzusu bir kez daha kendisini gösterdi. Umutlarımızı o kadar dirilttiler ki bunu anlatmak güç. Bu umudu dirilten halkımız ve halklara teşekkür ediyoruz. Bu emek halkın emeğiydi. 14’te 14 yapmanın gururu ve onurunu yaşıyoruz. Nasıl ki irademize ortak bir şekilde sahip çıktıysak, kaynaklarımıza, sokağımıza, havamıza ve kentimize de aynı şekilde sahip çıkmamız gerekiyor. Bu kolektif ruhu canlı tuttukça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir durum olmayacaktır.”
WAN