Vicdani retçi olduğu için hakkında birçok soruşturma ve dava açılan gazeteci Zana Aksu’nun bu kez de öğrenim hakkı elinden alındı
Siirt’te yaşayan insan hakları savunucusu ve gazeteci Zana Aksu (33), 16 Aralık 2011 tarihinde İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde yapılan açıklamayla vicdani reddini açıklamıştı. Herhangi bir devlet kurumunda çalışmayacağını dile getiren Aksu, vicdani retçi olduğu için birçok kez seyahat hakkı engellendi, para cezaları kesildi.
Aksu, üniversite giriş sınavı ardından Siirt Üniversitesi’ne bağlı Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik Bölümü’nü yüksek puanla kazandı. İnsan hakları mücadelesine daha fazla katkı sunmak ve yaşanan hak ihlallerini dünyaya duyurabilmek için yabancı dil öğrenmek istediğini ifade eden Aksu, vicdani retçi olduğu için üniversitenin kaydını almadığı ve öğrenim hakkının engellendiğini söyledi.
‘Bundan pişman değilim’
Ordunun Kürtlere karşı tutumunun vicdani reddini açıklamasında etkili olduğunu dile getiren Aksu, “Faili meçhuller başta olmak üzere yakılan köyler ve yaratılan tahribatlar nedeniyle vicdan reddimi açıkladım. O dönemde karar verirken çok zorlanmadım. Çünkü bölgede devletin açık ve kirli yüzünü gördüm. Bugün de bundan pişman değilim. Bakın Efrin’de yaşananlar başta olmak üzere 2011 yılından bu yana Roboski ve diğer katliamların devam etmesi vicdani ret açıklamamın maalesef doğruluğunu ispatlıyor” diye konuştu.
‘Asker kaçağı değil vicdanı retçiyim’
Vicdani reddini açıklamasının ardından hakkında “Halkı askerlikten soğutma” başta olmak üzere hakkında birçok soruşturma ve davanın da açıldığını dile getiren Aksu, “Sonuçlanan davalarım oldu. Bugüne kadar cezaevine girmedim ama kesinleşen davalar para cezalarına çevrildi veya ertelendi. Vicdani retçi olduğum için seyahat hakkım birçok kez engellendi. Bundan kaynaklı gözaltına alındım. Hakkımda ‘yoklama kaçacağı’ denilerek tutanaklar tutuldu. Fakat ben asker kaçağı olmadığımı ve vicdani retçi olduğumu ifade ederek, o tutanakların altına bu şekilde şerhimi düşerek imzaladım” dedi. Tutanakları imzalarken yazdığı not nedeni ile birçok kez hakarete maruz kaldığını söyleyen Aksu, tüm zorluklara rağmen tutumunu sürdürmeye devam ettiğini kaydetti. Aksu, “Ben vicdani reddimi açıklarken aynı zamanda hiçbir devlet kurumunda da çalışmayacağımı belirttim. Başta belediyeler olmak üzere birçok kurumundan da iş teklifi aldım ama kabul etmedim. Buralar da iktidarın ve küçük hiyerarşilerinin oluştuğu yerlerdir. Bugün ekonomik olarak zorlanıyor olabilirim ama kimsenin tahakkümü altında değilim, özgürüm ve özgürce düşünebiliyorum” dedi.
Üniversite belgeyi kabul etmedi
Siirt’te nitelikli yabancı dil öğrenebileceği bir yerin olmaması nedeniyle sınava girerek Siirt Üniversitesi’nde öğrenim görme hakkını elde eden Aksu, kayıt sırasında ise şok yaşadı. Askerlik durum belgesi olmadan kaydının yapılamayacağı kendisine söylenmesinin ardından askerlik şubesinden avukatı aracılığı ile belge talep eden Aksu, şubeden “Asker kaçağı olduğu gerekçesi ile askerlik durum belgesi düzenlenememektedir. Silah altına alınması halinde şartlı askerlik durum belgesi verilmektedir” yazısını üniversiteye iletti, ancak kabul edilmedi.
Duruma tepki gösteren Aksu “Bu durum kabul edilemez, ben asker kaçağı değil, vicdani retçiyim. Benden askerlikten belge getirmemi istediler, gittim getirdim. Ama bu yetmezmiş gibi beni muayene olmaya üniversite zorluyor. Türkiye, AİHM’nde bundan kaynaklı mahkum oldu. Zorla askere almayı kabul etmiyorum. Avrupa’da bu uygulama yok. Ben Fransa’da olsam veya başka bir ülkede yine vicdani retçi olurdum. Öğrenim hakkım elimden alınıyor. Hukuki tüm girişimlerde bulunacağım” diye konuştu.
MA / Metin Yoksu