Vetfa Ecevit’i katleden Mehmet Uyanık Ecevit’in yargılandığı davada, cezasızlık politikalarına dikkat çekilerek, kadın cinayetlerinin bölgedeki özel savaş politikalarının sonucu olduğuna vurgu yapıldı
Mêrdîn’in Artuklu ilçesi kırsal Dara (Oğuz) Mahallesinde 21 Ocak gecesi 3 günlük bebeği olan eşi Vetfa Ecevit’i katleden Mehmet Uyanık Ecevit’in yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Eşe ve kadına karşı kasten öldürme” ve “Üst soya karşı kasten yaralama” suçlamalarıyla görülen davanın duruşmasında, sanık Ecevit tutulduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla hazır edildi. Duruşmaya Vetfa Ecevit’in avukatları ve ailesinin yanı sıra Mêrdîn, Êlih, Amed ve Riha baroları kadın hakları merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları da katıldı. Duruşmayı Mêrdîn Şahmeran Kadın Platformu, Rosa Kadın Derneği ve Tevgera Jinên Azad (TJA/Özgür Kadın Hareketi) üyesi kadınlar da takip etti.
Sanıktan ‘bilindik’ savunma
Kimlik tespitinin ardından gelen evrakların okunduğu duruşma, sanık Ecevit’in savunması ile devam etti. Ecevit, savunmasında hiçbir şey hatırlamadığını ve uyuşturucu madde bağımlısı olduğunu iddia etti.
‘Cezasızlık politikası sistemin kırım aracı’
Ardından katledilen Vetfa Ecevit’in avukatları söz aldı. Avukat Leyla Kaya, artan kadın cinayetlerine dikkat çekerek, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanuna yönelik saldırılara vurgu yaptı. Sanığın uyuşturucu ticareti ve uyuşturucu madde kullanan biri olması bakımından bu olayın özel savaş politikalarının sonucu olduğuna dikkat çekerek, “Cezasızlık politikasının sistemin en kuvvetli kadın kırım aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Faillerin birçoğunun etkin pişmanlık uygulaması ile serbest bırakılması sonucu bu şekilde hareket ediyorlar. Çok yüksek dozda uyuşturucu kullanan biri olmasına rağmen ‘aldatma var mı’ sorusu faile soruluyor. Mahkemenin indirim uygulamadan sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Ardından söz alan ÖHD’den Avukat Berivan Orhan, cezasızlık politikalarına dikkat çekerek, dosyanın ilk anlarından itibaren failin cinayetini meşrulaştırmaya çalıştığını söyledi.
‘İftiraları reddediyoruz’
Êlîh Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Avukat Gülbahar Kaya, ortada bir “cins kırımı” olduğuna dikkat çekerek, “Katıldığımız duruşmalarda karşımıza farklı sanıklar çıktı. Biz sanığın uyuşturucu maddeyi cinayeti işlemek için cesaret toplamak adına aldığını düşünüyoruz. Ne hikmetse ismini net hatırladığı bir kolluk görevlisini aradığını hatırlıyor. Kendisinin saplantılı ve kriminal olmasından kaynaklı evin dört bir tarafına yerleştirdiği kameralar ile Vetfa’ya iftira atıyor. Biz Vetfa’ya atılan iftiraları reddediyoruz” dedi.
‘İndirim uygulanmasın’ talebi
Mêrdîn Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Seher Acay, yaşanan olayı özetleyerek ve sanığın cinayeti işlerken canice duygular içinde olduğuna dikkat çekti. Acay, sanığın delil karartma girişimi olduğunu da belirterek, sanığın en üst haddinden cezalandırılmasını istedi. Avukat Dilan Koç da sanığın canavarca hislerle ve eziyet çektirerek cinayeti işlediğini ve bu şekilde yargılanması gerektiğini söyledi. Sanığın cinayeti önceden planladığının olayın akışından ortaya çıktığını ifade eden Koç, mahkemenin “haksız tahrik” ve “takdiri indirim” uygulamalarına başvurmaması gerektiğini söyledi.
Katılma talebinde bulundular
Ardından sırasıyla söz hakkı isteyen baroların kadın hakları merkezleri, kadın ve insan hakları örgütlerinin temsilcileri katılma taleplerini gerekçeleriyle mahkemeye sundu. Son olarak söz alan Mêrdîn Baro Başkanı İsmail Elik, hukuken korunması gereken bir hak olduğunu belirterek, katılma taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
Talepler reddedildi
Savcılık, sanığın tutukluluk halinin devamına, eksik hususların giderilmesine karar verilmesini, katılım taleplerinin de reddedilmesini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına, sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın katılma talebinin kabulüne, diğer katılma taleplerinin de reddine karar verdi. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 30 Eylül’e erteledi.
Kadınlardan açıklama
Duruşma sonrası adliye önünde toplanan kadınlar, bir açıklama yaptı. İlk olarak konuşan Avukat Gülşen Demir, “Mahkemeler tarafından katılma talebimizin reddedilmesi failler açısından caydırıcı olmayacak derecede algı oluşturulduğunu düşünüyoruz. Biz kadın cinayetlerinin politik olduğunu düşünüyoruz. Bizler bu dosyaları takip etmeye devam edeceğiz” dedi. Mêrdîn Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Seher Acay, “Tüm kadın katliamlarında, katliam geliyorum diyor. Bu mahkemede de fail bildiğimiz gibiydi. Suçtan caymaya çalışan failler belki de aramızda. Bu cezasızlık politikası devam ettiği sürece bunları daha fazla konuşmak zorunda kalacağız. Kadın katliamları ‘geliyorum’ diyor ama biz bunlara duyarsız kalmamalıyız” dedi.
‘İndirim uygulanmaya çalışılıyor’
Ardından söz alan Avukat Leyla Kaya, yargının cezasızlık politikalarıyla özel savaş politikalarına dikkat çekerek, “Katledilen bir kadın arkadaşımızdan bahsediyoruz. Mahkemeler eril bakış açısıyla duruşmayı takip etmeye gelen kadın arkadaşlarımızı duruşma salonuna almadılar. Sorulan sorularla faile yönelik indirimler uygulanmaya çalışılıyor. Mahkemenin yargılama esaslarına hassas yaklaşması lazım” diye belirtti. Son olarak ailenin avukatı olarak söz alan Dilan Koç, tüm katılımcılara teşekkür ederek, “Sanık tek bir indirim dahi almayana kadar bu dosyayı takip edeceğiz. Uyuşturucu madde kullanan ve kullandığı madde ile katliamı gerçekleştirdiğini ifade eden bir fail söz konusu” diyerek, uyuşturucu maddenin yol açtığı sonuçlara dikkat çekti. Koç, sanığa en ağır ceza verilene kadar mücadele edeceklerini belirtti.
Açıklama, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları ile son buldu.
MÊRDÎN