Yargıtay’ın Vartinis Katliam’ı davasındaki beraat kararını bozup, yeniden yargılama kararı vermesini değerlendiren tanıklar, kararın olumlu olduğunu belirterek ”Sorumlulara ceza verilirse çok mutlu olacağız ama hukuka güvenmiyoruz” dedi.
Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis beldesinde 3 Ekim 1993 tarihinde “Örgüte yardım ve yataklık yaptıkları” iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucu Nasır Öğüt ve Eşref çifti, en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz 3 yaşında olan 7 çocukları ile birlikte can vermişti. Evden sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt tarafından yapılan suç duyurusunun ardından Hasköy Jandarma Karakol Komutanı Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üst Teğmen Hanifi Akyıldız ve Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan ile Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Us hakkında, “Kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı.
Beraat kararına itiraz
“Güvenlik” gerekçesiyle Muş’tan Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne alınan davanın 1 Mart 2016 tarihindeki karar duruşmasında dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 sanık hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararları verildi. Verilen bu kararlar üzerine ailelerin avukatı Kadir Karaçelik, “Yargılamanın eksik yürütüldüğü” gerekçesiyle Yargıtay’a itirazda bulundu. Yapılan itirazı değerlendiren Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, 2 Nisan 2018 tarihinde hazırladığı tebliğname ile dosyanın bozulmasını istedi. Geçen hafta taraflara ulaşan tebliğnamede, yangının nasıl çıktığına dair güvenlik güçlerinin beyanları ve köylülerin anlatımları arasındaki tezatlıklara dikkat çekilmişti.
‘O gün köyde ne varsa yaktılar’
Vartinis katliamının tanığı Casim Budak, verilen kararın kendilerini sevindirdiğini söyledi. Bu katliamın sonuçlanmasını istediklerini belirten Budak, “1993 yılında Konutlar bölgesinde çatışma yaşandı. Çatışmada bir askerin yaşamını yitirmesinin ardından gece 3.30’da aileye ait ev ateşe verilerek insanlar diri diri yakıldı. Sorumlu olan kişilere en ağır cezanın verilmesini istiyoruz. Çünkü o gün köyde ne varsa yaktılar. O olaydan sonra 7 bin 500 olan belde nüfusunun büyük bir bölümü göç etti ve sayı 3 bin 500’e kadar düştü. Beraat kararı verildiği zaman kahrolduk. Şimdi o sorumlular ceza alsın diye umutla bekliyoruz” dedi.
‘Hukuka güvenmiyoruz’
Olayın bir diğer tanıklarından Hekim Öğüt de, aradan 25 yıl geçmesine rağmen yaşananları unutamadıklarını söyledi. Yeniden yargılama kararının kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Öğüt, “Vartinis halkı olarak faillere en ağır cezanın verilmesini istiyoruz” dedi. Tanıklardan Süleyman Elçi, “Fikrimiz 25 yıl önce neyse halen aynıdır. Yapılan haksızlıktı. Bunu yapanlar en büyük cezayı hak ediyorlar. Davanın yeniden bozulması bizim için önemlidir. Sorumlulara ceza verilirse biz Vartinis halkı çok mutlu olacağız. Bu kadar zulümden bu halk lehine bir şey çıkmasını umuyoruz. Ama biz yeniden yargılama sonucunda bir ceza sorumlulara bir ceza verileceğini sanmıyoruz çünkü hukuka güvenmiyoruz” dedi.
‘Yangına müdahale etmeme izin vermediler’
Evi yakılan Nasır Öğüt’ün kuzeni olan Remzi Öğüt, yaşanan çatışmanın ardından beldeye gelen askerlerin bu gece köyün yakılacağını kendilerine söylediğini hatırlattı. Ardından askerlerin gece gelerek köyü ateşe verdiklerini söyleyen Öğüt, Nasır Öğüt’ün evinin kendi evine yapışık olduğunu, defalarca yangın esnasında dışarı çıkıp müdahale etmek istediğini ancak kendisine izin verilmediğini belirtti.
Beraat kararının bozulmasını değerlendiren Öğüt, “Biz sorumluların yargılanmasını istiyor ve onlara büyük cezaların verilmesini bekliyoruz” diyerek sorumluların ceza alması için tüm yollara başvuracaklarını söyledi.
‘Gözümüzün önünde yaktılar’
Yakılan amcasının oğulları için kurulan Müze’ye her gittiğinde yaşananların belleklerinde canlandığını belirten Öğüt, “Müzeyi her gün görüyor ve ona bakarak yaşananları hiç unutmuyoruz. Çünkü 9 insanı gözümüzün önünde yaktılar. Bu unutulur mu? Her müzeye girdiğimizde yaşananlar hafızamızda yeniden canlanıyor” ifadesinde bulundu.
Kaynak: MA / Müjdat Can