Mûş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik Vartinis’te 9 kişinin katledilmesine dair açılan davada zaman aşımı kararı verildiğini hatırlatarak ‘Vartinis Katliamı insanlık suçudur. Dosyanın temyizi noktasında çağrıda bulunuyoruz’ dedi
Mûş’un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis Beldesi (Altınova) kırsalında 2 Ekim 1993 tarihinde yaşanan çatışmada bir astsubay yaşamını yitirdi. Çatışma sonrası ölen astsubayın cenazesini almaya gelen askerler, Vartinis’ten geçerken havaya ateş açtı ve “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” tehdit ederek köyden ayrıldı. Olaydan bir gün sonra, yani 3 Ekim 1993’te beldeye gelen askerler “örgüte yardım ettikleri” iddiasıyla köyü ateşe verdi. Köyde evleri ateşe verilen Nasır ve Eşref Öğüt çifti, en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz 3 yaşında olan çocukları, Sevim, Sevda, Mehmet Şakir, Mehmet Şirin, Cihan, Aycan ve Çınar Öğüt’le birlikte yanarak can verdi. O gece amcasının evinde kalan ve katliamdan şans eseri kurtulan Aysel Öğüt, daha sonra katliama ilişkin suç duyurusunda bulundu.
Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyada görevsizlik kararı vererek, dosyayı Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı, olaya “faillerin belli olmadığı terör eylemi” olarak değerlendirip etkili bir soruşturma yürütmeden dosyayı kapattı.
İddianame 18 yıl sonra hazırlandı
Katliamdan kurtulan Aysel Öğüt, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde yapılan düzenlemelerle birlikte, 2003’te yeniden suç duyurusunda bulundu. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de 7 yıl askeri savcılıkta bekledi.
2011’de tekrar aile suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, yasa değişiklerini de dikkate alarak soruşturmayı yürütüp tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan iddianame hazırladı.
‘Delil yetersizliğinden’ beraat
“Güvenlik” gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi. 1 Mart 2016’da davanın görülen karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 fail hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verildi. Karara karşı eksik soruşturma yürütüldüğü yönündeki itiraz Yargıtay tarafından kabul edildi.
Yargıtay kararı bozdu
Dosyanın 5 yıl bekleten Yargıtay, katliamdan dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu’nun sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkemenin verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Bülent Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu. Daire, ayrıca failler arasında yer alan rütbeli 3 asker hakkındaki beraat kararını ise onadı.
Zaman aşımı kararı
Kararın ardından Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül 2021’de görülen ilk duruşmada dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklamaya dönük yakalama kararı verildi. Ancak Bülent Karaoğlu Eylül 2021 tarihinden bu yana yakalanamadı. Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Aralık 2023 tarihinde davada zaman aşımı kararı verdi.
Dava avukatlarından Mûş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik, Mezopotamya Ajansı’na Ruken Polat’a konuştu.
Cezasızlık politikaları
Faillerin cezasız bırakılması için özel bir çaba sarf edildiğini söyleyen Karaçelik, zaman aşımı kararının cezasızlık politikasının sonucu olduğunu dile getiren Karaçelik, “Cezasızlığın bütün taktik ve stratejileriyle karşı karşıya kaldık. Davanın öncelikle failsiz bırakılma çabaları, sonrasında dava nakilleri, delil toplanmasındaki isteksizlik, bunların hepsi cezasızlık kültürüne işaret ediyordu” dedi.
‘Varitinis Katliamı insanlığa karşı suç’
Varitinis Katliamı’nın insanlığa karşı suç kategorisinde olduğunu dile getiren Karaçelik, “Failler ve mağdurlar arasında bir husumet bulunmadığını, bunun bir plan konsept dahilinde işlendiğini ifade etmiştik. Halen ısrarcıyız bu noktada. AİHM’in kararları da emsal niteliktedir. Bir kez daha bu davanın insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunun yönünde değerlendirmeler yapılarak, dosya hakkında verilen düşme kararının durdurulmasını talep ediyoruz. Türkiye’de cezasızlık çok ciddi bir sorun ve artık, yargıda bir travma kaynağına dönüştü. Bu minvalde bir kez daha dosyanın temyizi noktasında çağrıda bulunuyoruz” diye konuştu.
HABER MERKEZİ