Vartinis’te 7’si çocuk 9 kişinin yakılması ile ilgili açılan davanın sanığı Bülent Karaoğlu’nun bir an önce yakalanıp mahkemeye getirilmesi gerektiğini belirten avukat Kadir Karaçelik, davanın zaman aşımı riski ile karşı karşıya olduğunu belirtti
Yadigar Aygün / İstanbul
Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 3 Ekim 1993’de evlerinin ateşe vermesiyle Nasır ve Eşref Öğüt çifti ve 7 çocuğun yaşamını yitirmesine ilişkin Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında açılan davanın 11’inci duruşması bugün görülecek. Karaoğlu hakkında verilen beraat kararının Yargıtay’da temyiz incelemesi sonrası 2021 yılında bozulan ve yeniden görülmeye başlayan Vartinis Davası Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkeme’sinde görülecek.
Göz göre göre kaçtı
Davanın avukatı Kadir Karaçelik, davanın en başından itibaren faillerin etkin bir şekilde yargılanmadığına dikkati çekerek, cezasızlık politikasının uygulandığını söyledi. Davada yargılan dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu’nun hala yakalanmadığına dikkati çeken Karaçelik, etkin ve yetkin bir şekilde davanın yürütülmediğini söyledi. Vartinis Davası’nda sonuna kadar mücadele edeceklerini belirten Karaçelik, “Sanık, Bülent Karaoğlu, aranıyor ama bulunamıyor. Sanık, gözlerimizin önünde kaçıp gitti. Mahkemeye ısrarla tutuklayın dememize rağmen mahkeme tutuklamadı. Sanık kendine ceza verileceğini anlayınca kaçtı” dedi.
Cezasızlık politikası
Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında cezasızlık politikasının halen devam ettiğinin altını çizen Karaçelik, “Her defasında etkin bir kovuşturma talep ediyoruz ama maalesef bu gerçekleştirilmiyor. Sorumluluğu tespit edilen, Bülent Karaoğlu bir an önce mahkemeye getirilmelidir. Türkiye istediğinde sınır ötesinde operasyonlar yapıp 24 saatte birilerini yakalayıp getirebiliyor. Sanık Bülent Karaoğlu’nun bir an önce bulunduğu yerin tespit edilip yargının önünde hesap vermesi için getirilmesi gerekiyor” dedi.
İnsanlığa karşı suç
Davanın zaman aşımı ile düşürülmek istendiğini belirten Karaçelik, “2 Ekim 2022 günü bu davanın üzerinden 30 yıl geçti. Zaman aşımına çok az bir süre kaldı. Ulusal mevzuata göre dava zaman aşımına uğrayacak. Henüz Anayasa’nın insanlığa karşı suçlar konusunda verdiği bir karar yok. Musa Anter davası da zaman aşımı ile düşürüldü. Kuvvetle muhtemel bizim davamız da zaman aşımı gerekçe gösterilerek düşürülecek. Biz ısrarla bu davalarda zaman aşımının işlemeyeceğini, insanlığa karşı işlenen suç olduğunu ifade edeceğiz” diye konuştu.
Belgeler gizleniyor
Dava sürecinde elde edilen bilgi ve belgelerin gizlendiğinin altını çizen Karaçelik, “Genelkurmay, Jandarma, Valilik, İçişleri Bakanlığı gibi pek çok kuruma başvurduk. Çoğundan olumsuz cevaplar geldi. Bu operasyon kaydına ilişkin elimize bir şey geçiremedik. Bu kapsamlı operasyona karşı çok ciddi bir şekilde bilgiler kayıt altında olmalıydı. Bilgi ve belgelerin kayıt altında olduğuna inanıyoruz. Bu bilgi ve belgeler mahkemeye gönderilmedi. Bu işin perde arkasında kimlerin olduğu ortaya çıkarılmak istenmiyor. Etkin ve yetkin bir soruşturma yapılsaydı belki bu operasyonun gerçekleştiren başka odakları da ortaya çıkarılabilirdi” diye konuştu.