Van’da 2011 yılında gerçekleşen ve 604 kişinin yaşamını yitirdiği depremin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen kentte hala acil toplanma alanı yok. Deprem sonrası hazırlanan İmar Plan’nında 3 ayrı toplanma alanı belirlenmesine rağmen, bu alanlar Van Valiliği, DSİ binaları ve TOKİ’ye devredildi.
İlki 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen ve 604 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin yaralandığı depremden 17 gün sonra ikinci kez sallandı. 9 Kasım’da yaşayan 5.7 şiddetindeki depremde, ilk depremin ardından yardım için kente gelip, yıkılan Bayram ile Aslan otelleri enkazı altına kalanların da aralarında bulunduğu 40 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı.
Kentte yaşanan bu her iki depremde toplam 644 yurttaş hayatını kaybederken, bin 966 yurttaş yaralandı, 252 yurttaş ise enkaz altından sağ olarak kurtuldu. Onlarca binanın yıkıldığı, yüzlerce yapının hasar gördüğü ve binlerce insanın kış ortası evsiz kaldığı depremin üzerinde 8 yıl geçmesine rağmen kentin halan bir acil toplanma alanı yok. Yaşanan depremler sonrası hazırlanan yeni İmar Planı’nda, 3 ayrı toplanma alanı belirlenmesine rağmen bu alanlardan ikisinde yer alan Valilik ve Devlet Su İşleri (DSİ) binaları boşaltılmayıp, yine park olarak kullanılan alan ise TOKİ’ye devredildi.
50 bin hasarlı bina yıkıldı
Mimarlar Odası Van Şube Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kartal, depremde hasar gören binalara dair alınan kararların tamamının uygulandığını belirterek, “200 binden fazla binanın tespiti yapıldı. Bunun 50 bini ağır hasarlı olarak tespit edildi. Geçmişte kalan birkaç metruk binanın da geçmiş dönem belediyesince, mülk sahiplerinden izin alarak yıkıldığını söyleyen Kartal, güçlendirme kararı alınan tüm binaların da güçlendirmesinin yapıldığını aktardı.
Kartal, “Van merkezde birçok yerde İpekyolu’nda, Tuşba’da hiçbir ağır hasarlı bina kalmadı hepsi yıkıldı. Sitelerin neredeyse tamamı yapılmaya başlandı. Hatta bazılarına da oturmaya başlandı. Kentsel dönüşüm kapsamında yapıldı bu siteler. Orta hasarlı binalar için de AFAD yeni bir süre verdi. Dedi ki ‘Bu süre içinde eğer hasarlıysa güçlendirmenizi yapın. Eğer ki güçlendirme yapmayacaksanız bu orta hasarlı binanız ağır hasarlı statüsüne girecek.’ Orta hasarlı binaların birçoğu zaten depremin ilk yıllarında 2012 ve 2013 yılında onarılıp, güçlendirmesi yapıldı. Şuan güçlendirme yapılması beklenen hiçbir bina yok. Zaten birçok bina da hasarsız ve az hasarlıydı. Yani depremde tespit edilen binaların tümünün işlemleri yapılmış” diye konuştu.
‘Kontrol mekanizması iyi işledi’
Deprem sonrası yeni yapılan binaların sıkı denetim nedeniyle dayanıklı olduğunu dile getiren Kartal, imar planı hazırlanmadan kentte tek bir binanın yapılmadığını kaydetti. Bina yapımında kontrol mekanizmasının önemine vurgu yapan Kartal, şunları belirtti:
“Depremden sonra Büyükşehir Belediyesi sürecine girdik. 2014 yılında Büyükşehir Belediyesi statüsüne girdik. Yalnız o arada iki yıl boyunca Çevre Şehircilik tarafından imar programları hazırlandı. Dolayısıyla 2011 ve 2012 yılları arasında imar planımız hazır olmadığı için hiçbir yapı yapılmadı. Sadece orta hasarlı olan binaların güçlendirmesi yapılmasına müsaade edildi. İki yıl boyunca meslektaşlarımız, mimar arkadaşlarımızdan yeni yapı adıyla tabir edilen ruhsatlı hiçbir bina yapılmadı. 2013 yılında bu imar planı belediye tarafından onaylandıktan sonra inşaat süreci başladı. Bu sürede yeni yönetmenlikler çıktı. Deprem yönetmenliği çıktı. 2019 yılında yeni deprem yönetmenliği uygulanıyor. Geçmiş döneme nazaran şu anki binaların çok daha sağlıklı ve iyi inşa edildiğini söyleyebilirim. Burada kontrol mekanizması çok iyi şekilde devreye girdi. Yapı denetim şirketleri var, onlar da artık müsaade etmiyor. Çok iyi bir şekilde kontrol ediliyor. İşin bir de belediye ayağı var onlar da öyle. Bir de bizler varız. Teknik elemanlar ve müttehitler, bizler de artık o bilince eriştik. Bir felaket yaşadık. Yapılan yeni ve iyi binalarında teknik elemanların etkisi çoktur diye düşünüyorum.”
‘Deprem toplanma alanında valilik binası duruyor’
Van’ın deprem sonrası yapılan İmar Planı’nda, 3 ayrı Deprem Toplanma Alanı bulunduğunu belirten Kartal, ana toplanma merkezinin ise şuan Valilik tarafından kullanılan Valilik Binası’nın bulunduğu yer olduğuna dikkat çekti.
2’nci toplanma alanının Devlet Su İşleri’nin (DSİ) bulunduğu yer olduğunu söyleyen Kartal, 3’üncü noktanın da Milli Egemenlik Caddesi üzerinde bulunan ve TOKİ’ye devredilmesi kararlaştırılan park alanı olduğunu belirtti.
Deprem toplanma alanlarının üçünün de devlet kurumlarınca kullanıldığına işaret eden Kartal, “İmar Planı’nda Valiliğin bulunduğu bina yıkılacak ve stadın olduğu yerde yapılacaktı. Ama gelin görün ki Valilik halen o alanı kullandığı için o alan toplanma amaçlı kullanılamaz. Aynı şekilde DSİ’de alanı kullanıyor. DSİ kendi hizmet binasını yapıyor ama konteyner kurduğu alanda hizmet veriyor. Yani bu deprem toplanma alanlarının üçünde de resmi kurumlar var. Bunun yanında belirlenen sayı da çok az. Sadece 3 yer var. Yalnız şehirde o kadar çok alan da yok. O deprem toplanma alanları nereye eklenebilir? Nerede yapabilirsiniz ki bu alanları?” dedi.
‘AFAD toplanma merkezlerini açıklasın’
Halkın depreme anı ve sonrasına dair bilgilendirilmediğini söyleyen Kartal, “Deprem toplanma alanlarını bir çok kişi bilmiyor. Bu durumdan haberleri dahi yok. 9 Kasım iyi bir fırsat AFAD çıkıp, deprem toplanma alanlarını varsa yeni kararlaştırılan yerlerine dair bir açıklama yapsın, halka anlatsın bizce” diye konuştu. Deprem toplanma alanlarının azlığına dikkat çeken Kartal, en son İstanbul’da yaşanan depremde ortaya çıkan gerçeği hatırlattı. Kartal, “Bir çok toplanma alanında AVM yapıldığı tespit edildi” diye belirtti.
‘Estetik kurulu kurulmalı’
Kentte olmayan Estetik Kurulu’nun bir an önce kurulması gerektiği ve pasif olan Kent Konseyi’nin aktifleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kartal, şunları söyledi: “Geçmiş dönemlerde bizim belediyelere imar planından dolayı açmış olduğumuz davalar var. İmar planları, maalesef altyapısı yapılmadan binaların yapılması devam ediliyor. Özellikle parsel parsel yapılıyor, çok tehlikeli. Son zamanlarda imar planları belediye meclisinden olumsuz yanıtını alıyor. Dolayısıyla bizim artık kat ilavesi, tadilat olayına bir son vermemiz lazım. Bir diğer konu da Kent Estetik Kurulu. Türkiye’de ve birçok belediyelerde Kent Estetik Kurulu vardır. Bu kurulların belediyelerle birlikte işleyişleri vardır. Bu kurullar binaların cephesine, rengine kadar her şeye müdahale etmektedir. Van’da bu kurul geçmiş yıllarda vardı. Kent Konseyi de uzun bir zamandır pasif bir durumda. Kent Konseyi’nin de acil aktif bir duruma gelmesini talep ediyoruz.”
‘İmar affı gelecek için tehlike’
İmar Affı’na da değinen Kartal, “Olay tam bir faciadır, tamamen rant amaçlı alınmış bir karardır. Biliyorsunuz karar seçim öncesi alınmış bir karadır. Biz de oda olarak buna karşı olduğumuzu söylemiştik. İmar Affı birçok kişi tarafından ‘imar barışı’ olarak nitelendiriliyordu; ama biz ona İmar Affı diyoruz. Dönemin Turizm Bakanı’nın Marmaris’te ki Oteli de kaçaktı. Bir gazeteci ona soru sormuştu ‘Başvurdunuz mu?’ diye. Turizm Bakanı ‘Elbette çok iyi bir fırsat kaçıracak mıyım?’ demişti. Dolayısıyla maalesef imar affı bu şekilde uygulandı. Gelecek için de çok çok tehlikeli bir durum” dedi.
9 Kasım’da 2’nci depremin 8’inci yılının geride kalacağını belirten Kartal, “İnsanların bu konuda yeterince bilinçlendiğini düşünmüyorum. İnsanların bu konuda bilinçlenmesi için okullarda, kurumlarda eğitim verilmesi gerekiyor” dedi.