Van cezaevleriyle ilgili hazırlanan raporda, tutukluların salgın sürecinde haklarından mahrum bırakıldığı kaydedildi. Tedbirlerin yetersiz olduğunun belirtildiği raporda bağımsız heyetin gözlem yapması istendi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi ve Van Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), koronavirüs (Covid-19) salgını tehdidi nedeniyle risk oluşturan Van Yüksek Güvenlikli, T ve F tipi cezaevlerine yaptıkları ziyarete sonucunda hazırladıkları raporu, İHD Van Şube binasında yapılan basın toplantısıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, salgın sürecinde cezaevlerinde bulunan hasta tutukluların biran önce serbest bırakılmasını istedi. Melet, “Cezaevlerindeki tedbirler yetersiz. Cezaevleri tam olarak denetlenmiyor. Denetlenmesi için bağımsız heyetlerin cezaevlerine gidip gözlem yapması gerekiyor” dedi.
Maske kullanmıyorlar, mesafeyi ihlal ediyorlar
Raporu açıklayan İHD Van Yöneticisi avukat Mehmet Karataş, “Cezaevi kampüs girişinde görevli kolluk görevlilerinin maskesiz ve sosyal mesafe kuralının ihlali içinde oldukları, nizamiye karakolu içerisinde ve yapılan içtima alanında tüm personelin maskesiz ve sosyal mesafe kuralı ihlali içinde oldukları tespit edilmiştir. Cezaevi yönetim kısmından gelen personelin de maskesiz olduğu tespit edilmiştir. Cezaevine yönelik maske ve dezenfektan koruma önlemlerinin göz okuma girişlerinin hemen öncesinde uygulanmaya başlandığı ve cezaevi içerisi (koridorlar) görevli personel tarafından dezenfektan edildiği gözlem ve tespit edilmiştir. Göz okuma cihazının hemen öncesinde maske, eldiven ve el dezenfektanın verildiği gözlem ve tespit edilmiştir” diye belirtti.
Karataş, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve salgın kapsamında yetersiz önlemleri şöyle sıraladı:
* Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde koğuşta bulunan mahpus sayısının olması gereken sayıdan fazla olduğu, böylelikle yatma, temizlik ve barınma konularında sıkıntılar yaşadıklarını,
* Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde salgın hastalığın başlangıcında koğuş dezenfektanının haftalık yapıldığını, ancak son dönemde koğuş dezenfektanın bırakıldığı,
* Her üç ceza infaz kurumunda salgın hastalık nedeniyle maske, eldiven ve dezenfektanın ücret karşılığında koğuş içerisinde verildiği,
* Her üç ceza infaz kurumunda koğuş dışına çıkarıldıklarında üst araması yapıldıktan sonra eldiven ve maskenin verildiği ancak telefon görüş hakkında maske ve eldivenin verilmediğini,
* Aktivite, spor ve sohbet haklarının salgın hastalık tedbirleri kapsamında tamamen sonlandırıldığı,
* Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde salgın hastalığın başlangıcından beri koğuş dezenfektanının her hafta yapıldığını, cezaevi personelin koğuş içerisine sadece dezenfektan için girdiğini, salgın hastalık sürecinde koğuş aramasının hastalığın bulaşma riskine karşın yapılmadığını,
* Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde maskenin ücret karşılığında koğuş içerisine verildiğini ancak eldivenin satılmadığını, ücretsiz de alamadıklarını, el dezenfektanın 37 TL’den, çok küçük ıslak mendilin ise 15 TL’den satın aldıklarını, kolonyanın hiç verilmediğini,
* Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde infaz süresi 1 yıl yılın altına düşen mahpusların tahliyeleri için yasal haklarından yararlandırılmadıkları,
* Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mahpusun kampüs içerisinde bulunan hastaneye intikali halinde koğuşa getirildiğini ancak il içerisinde tam teşekküllü hastaneye sevki halinde, mahpusun 15 günlük karantinaya alındıkları,
* Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde salgın hastalığın tedbirleri kapsamında koğuş dezenfektanının iki haftada bir yapıldığını, cezaevi personelin koğuş içerisine sadece dezenfektan için girdiğini, salgın hastalık sürecinde koğuş aramasının hastalık nedeniyle 20 gün ila 1 ay aralığında yapıldığını,
* Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde mahpusun ister kampüs içerisinde bulunan hastaneye intikali isterse il içerisinde tam teşekküllü hastaneye sevki halinde, mahpusun 15 günlük karantinaya alındıkları ve karantinadaki mahpusların zor şartlar altında kaldıkları,
* Öncelikle en acil sorun olarak Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ve Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde mahpusların Covid-19 salgın hastalığı sürecinde yasal haklarının kullandırılmadığı, yasal haklarının hukuki gerekçelerden yoksun olarak engellendiği, alınan tedbir ve önlemlerin yetersiz olduğu tespit edilmiştir.
* Cezaevi yönetiminin genel olarak mahpuslara yönelik baskı, zorlama tarzında (salgın hastalık döneminde koğuş dışına çıkarılan mahpusun üst aramasının yapılması, sosyal mesafe kurulanın ihlal edildiği, cezaevi kampüs alanında çıkarılmamasına rağmen tedavi hakkını kullanmak isteyen mahpusun 15 günlük karantina sürecine maruz bırakılması ve süreç şartların çok zor olması, mahpus karantinaya girmemek için tedavi hakkından feragat ettiği, aktivite, spor ve sohbet haklarının tamamen kısıtlanması vb.) bir yaklaşımlarının bulunduğu tespit edilmiştir.
* Mahpusların cezaevi yönetimi tarafından salgın hastalık önlem ve tedbirlerine aykırı yöntemlere maruz kaldığı (dezenfektan, ıslak mendilin maske ve eldivenin satın alma ile ulaşabildikleri ve yüksek fiyatta olması, temizlik malzemelerinin sınırlı ve yetersiz temin edilmesi vb.) tespit edilmiştir.
* Herhangi bir gerekçe gösterilmeden ve yasaklanmayan, mahpusların talep ettiği veya kargo ile gelen gazete, dergiler kitap vs. idare tarafından geç veriliyor. Haber alma özgürlüğü ve kamusal bilgilere erişim hakları engelleniyor.
* OHAL’in kaldırılmış olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmeleri, Anayasa’da ve kanunlarımızda tanımlanan hakların uygulanması cezaevlerinde fiili olarak askıya alınmıştır. Bu durum mahpuslar, mahpus yakınlarını ve biz insan hakları savunucularını kaygılandırmaktadır.
* Van T Tipi Kapalı Cezaevi, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi ve Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde, mahpusların anayasal haklarından haber alma özgürlüğü, yaşama hakları, kamusal bilgilere erişim hakları, sohbet-spor- aktivite hakları, sağlık-tedavi hakları engelleniyor.
* Dünyayı tamamen etkisi alan Covid-19 salgın hastalığından dolayı cezaevleri koşulları mahpusların yaşamlarını sürdürebilmeleri için hijyen ortamının olmadığı aşikardır. Bu ortamın sağlıksız olduğu hasta mahpus olan Sabri Kaya’nın yaşamını yitirmesiyle biz insan hakları savunucularını haklı çıkarmakla birlikte aynı zamanda endişelendirmektedir. Başta Türkiye cezaevlerinde bulunan bin 533 hasta mahpus olmak üzere bütün mahpusların şartlı salıverilmesi inancı içerisindeyiz. Aksi bir durumda biz başta olmak üzere bütün toplum, siyasal anlayışlar ve sivil topum örgütleri vicdanen büyük bir rahatsızlığın oluşacağını belirtmek isteriz.
* Heyetimiz Van T Tipi Kapalı Cezaevi, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi ve Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde fiziki koşullar ve söz konusu hak ihlallerinin engellenmesi hakkında etkili başvuruların ve görüşmelerin yapılması gerektiğini tespit etmiştir.”
VAN