Van’ın Başkale ve Saray ilçelerindeki depremzedeler, ‘Dayanışma için ölmemiz mi gerekiyordu?’ diye soruyor
Rojhilat’ın Xoy kenti merkezli 23 Şubat’ta 5.9 şiddetinde yaşanan depremde Van’ın Başkale ve Saray ilçesine bağlı birçok yerleşim yeri de etkilendi. Başkale’nin 5 köyünde yaklaşık 400 ev ve yüzlerce ahır ise yıkıldı. Özellikle İran sınırının sıfır noktasında bulunan Koçbaşı (Çilik) ve Örenburç (Setmanis) köylerinde çok sayıda ev ve ahır kullanılamaz hale geldi. Yurttaşlar çatlayan evlerine giremediği için geceyi dışarıda geçiriyor. Yaşanacak herhangi bir depremde evlerin tamamının yıkılacağını ve büyük can kayıplarının olacağını söyleyen yurttaşlar devletin derhal önlem alması gerektiğini belirtti. 70 haneli köye sadece 30 çadırın verildiğini söyleyen yurttaşlar, her gün yaşanan artçı depremlerden dolayı evlerine giremediklerini ve geceyi çadırsız geçirdiklerini anlattı.
‘Zor durumdayız’
Depremzede Saim Özbilir, “Depremden sonra perişan olduk. Deprem bize hiçbir şey bırakmadı. Evimiz yıkılmış durumda. Bize verilen küçük ve soğuk çadırlarda kalıyoruz. Depremin 3. günü çadır geldi” diyerek yeterli çadır verilmesini istedi. Farız Fidan ise “Evimize girmeye korkuyoruz. Ne yazık ki bize gönderilen çadırlar yetmiyor. Koyunlarımızı koyacak yer bulamıyoruz. Geceleri köyümüz çok soğuk oluyor. Çadırlar mevsimlik olduğu için de içerisinde dayanamıyoruz. Çok zor durumdayız. Köy halkı yoksul. Çadırları buraya atıp gittiler ve kendi başımızın çaresine bakmamızı istediler” diye konuştu.
‘Ölmemiz mi gerekiyor?’
Tek taleplerinin barınacak bir çadır olduğunu ifade eden Halil Özgür de “Onlardan ne ekmek istiyoruz ne de çay. Eşim bir aydır doğum yapmış ama bize verdikleri çadırda soğuktan duramıyoruz. Geceleri hava sıcaklığının eksileri bulduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Sesimizi kimse duymuyor ve perişan bir durumdayız” diye konuştu.
Aydın Fidan da “Bize sahip çıkmaları için ölmemiz mi gerek? Elazığ depremi gibi hepimizin enkaz altında kalması mı gerekiyor? Öyle bir hal almış ki insanlar internetten deprem bölgelerinde Kürtler mi yoksa Türkler mi yaşıyor gibi bir durumun içerisine giriyor. Bu çok acı bir durum” dedi. Evleri kullanılmaz hale gelen bir bölümü yıkılan 8 kişilik Demiral ailesi de kendilerine verilen küçük yazlık çadırda yaşama tutunmaya çalışıyor. Anne Safiye Demiral, çadırlarda çok üşüdüklerini söyledi. Baba Halil Demiral da dayanışma beklediklerini vurguladı.
Koordinasyon yok Yaşanan bunca sıkıntı hükümetin afet durumlarına hazırlıklı olmadığını bir kez daha ortaya koyarken, özellikle koordinasyon ve krizi yönetme konusunda büyük sorunlar ortaya çıkmaya devam ediyor.