ÖHD Ankara Şube Kadın Komisyonu, Ankara Valiliği’nin ‘tutuklandı’ dediği Êzidî kız çocuğunu kaçırarak satışa çıkaran DAİŞ’li Sabbah Ali Oruç’un gözaltına dahi alınmadığını açıkladı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube Kadın Komisyonu, Ankara Valiliği’nin ve Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Êzidî kız çocuğunu kaçıran ve satışa çıkaran DAİŞ yöneticisi Sabbah Ali Oruç’un tutuklandığına ilişkin açıklamasını yalanladı.
Konuya ilişkin yapılan açıklamada, Oruç’un kendisinin ifade işlemi için ilgili merciiye gittiği ve ifade verdikten sonra da serbest bırakıldığı belirtildi. Oruç hakkında yapılmış herhangi bir tutuklama İşlemi veya tutuklama kararı olmadığının ortaya çıktığı kaydedilen açıklamada, “Bir çocuğun savaş suçu İşlenerek kaçırılması ve satışa çıkartılmasının takibinde, çocuğun korunması ve gözetiminde en yüksek yetki ve sorumluluğu olan Bakanlık’ın resmi hesaplarından gerçek dışı bilgiler vermesi, ihmali sonucu bir çocuğun sağlık ve güvenliğini riske atması kabul edilebilir değildir. Yine Ankara ilinin en yüksek idari amiri ve tüm idare teşkilatından sorumlu olan Ankara Valiliği’nin açıkça ihmalleri örtmeye ve kamuoyu tepkisini engellemeye yönelik, gerçek dışı açıklama büyük bir sorumsuzluk örneğidir” ifadeleri yer aldı.
‘Bakanlık mağdur değil sanıktır’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davaya katılma talebinin kabul edildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu dosyanın mağduru değil sanıklarındandır. Gelinen aşamada, hukuk kurumlarının katılma talebinin reddedilmesinin yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın talebi ile duruşmanın kapalı görülmesine karar verilmiştir. Bu durum ortaya koymaktadır ki; yargı mercileri ve Bakanlık eliyle söz konusu yargılama gözlerden uzak ve denetimsiz ilerletilmek istenmektedir” denildi.
‘Bakan istifa etsin’
Açıklamanın devamında: “Yetkili Bakanlık ve merciilerden beklediğimiz kamuoyunu oyalayacak açıklamalar yapılması, yeni skandallara imza atılması değil; Bakanın tüm Êzidî halkından özür dileyerek istifa etmesi, sorumlular hakkında ise derhal soruşturma başlatılmasıdır. Biz Kadınlar olarak başta bu dava olmak üzere hem sistematik cinsel saldırı, köleleştirme, ağır işkence gibi birçok saldırı biçimiyle yanı başımızda devam eden bu kadın kırımına karşı bir kamuoyu oluşturmak hem de hukukçu kimliğimiz ile bu soykırımın sonuçlarıyla baş edebilmek amacıyla adalet mücadelemize devam ettireceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.”
Ne olmuştu?
Ankara’da bulunan hukuk örgütleri, 24 Şubat’ta 7 yaşındaki kız çocuğunu kaçıran ve internet yoluyla satışa çıkaran DAİŞ üyeleri hakkında “insanlığa karşı suç” ve “insan ticareti” suçları yönünden soruşturma yürütülmesi talebiyle Aralık 2021’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.
Hukuk örgütlerinin başvurusu üzerine söz konusu DAİŞ’liler hakkında “insan ticareti” suçundan dava açılırken, “insanlığa karşı suç” bakımından ise takipsizlik kararı verilmişti.
DAİŞ’liler hakkında “insan ticareti” suçundan açılan davanın 26 Ekim’de görülen duruşması öncesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, korumasındaki Êzidî kız çocuğunu kendisini Türkiye’ye kaçırarak dark web’de “satışa çıkaran” DAİŞ’li aileye teslim ettiği ortaya çıkmıştı.
Bu skandalı gündeme getirilmesi sonucu oluşan kamuoyu basıncının ardından Ankara Valiliği ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı duruşma akşamı peş peşe şaibeli açıklamalar yapmıştı. İlk olarak Ankara Valiliği yaptığı açıklamada; DAİŞ’li Oruç’un yakalanıp tutuklandığını ve mağdur küçük A.S.O.’nun Bakanlık koruması altına alındığını açıklamıştı. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı ise “devlet korumasına” alındığını açıklamıştı.
HABER MERKEZİ