Validebağ Korusu’nda 200 günü aşkın süredir devam eden direniş, kazanımla sonuçlanırken, Validebağ Yaşam Koruyucuları, Ekolojik Temelli Yönetim Planı’nı hayata geçireceklerini belirtiyorlar
İstanbul’un Üsküdar ilçesinde bulunan ve 1999 yılından bu yana “1’inci derece sit alanı” olarak koruma altında tutulan Validebağ Korusu yıllardır AKP iktidarının hedefinde. İmara ve yapılaşmaya açılmak istenen koru için özellikle Validebağ Gönüllüleri büyük bir direniş gösteriyor. Direnişe rağmen geçtiğimiz yıl İstanbul 5’inci İdare Mahkemesi, koruda “Millet Bahçesi” yapımı için İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi tarafından verilen “yürütmeyi durdurma” kararına karşı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı itirazı kabul ederek yapılaşmaya onay vermesine karşın Validebağ Gönüllüleri’nin direnişi başarıya ulaştı.
Jinnews direnişçilerle konuştu
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un “Validebağ Korusu projesine 21 Haziran Pazartesi günü başlıyoruz” açıklamasından bu yana koruda nöbette olan Validebağ Gönüllüleri’nin eylemi 200 günü aşkındır sürüyor. Jinnews haber ajansı, Validebağ Yaşam Koruyucuları’ndan Aslı Kahraman Eren ve Semra Cebecioğlu ile aylardır süren mücadelelerini konuştu. Eren, “Bu ülkede Edirne’den Kars’a uzanan bir mücadele var. Validebağ bizimdir ve tüm doğa ve canlı severleri birleştirici gücümüz ile nöbetlerimize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Mücadelelerde kadının gücü
İkizdere’de taş ocağına karşı direnişin 3 kadın öncülüğünde başladığını anımsatan Eren, mücadelenin sürdüğüne işaret ederek, “Akbelen’deki Necla’ya, İkizdere’deki Pervin’e, Ayşe’ye, Dersim’e… Doğudan batıya bütün yürekli kadınlarımıza selam gönderiyorum. Bizler birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Zira bu ülkede kadınların gücü ve birlikteliği de çok önemli. Gittiğiniz her tür mücadelenin içinde kadınların varlığı ve gücünü görebiliyorsunuz” diye ekledi.
‘Nöbetler devam edecek’
Üsküdar Belediyesi’nin bugüne kadar “Yapmıyoruz, yapmayacağız” dediği her şeyi tekrardan yapmaya çalıştığını, bundan dolayı da güven kaybına uğradıklarını belirten Semra Cebecioğlu da “Bu çılgın projeler duruncaya kadar nöbetler, masa ve devriye nöbetleri olarak devam edecek. Üsküdar Belediyesi’nin sabaha karşı gelip o molozları dökmesi ardından ‘Yanlışlıkla buraya döktük’ demesi ile tekrar geri almaya çalışmasından dolayı hiçbir şekilde güven duymuyoruz” şeklinde konuştu.
Yapılan tahribatlar
Cebecioğlu, “Bütün otları, çimenleri, bitkileri, çiçekleri ve leyleklerin konakladığı alanları tırpanladılar. Orada yaşayan canlıların ölümüne sebep olundu. Onların kirli gördüğü şey doğanın yaşamını sürdürmesi için olması gerekendi. Koruda pek çok anıt ağaç var. Bu anıt ağaçların bakılması, korunması gerekiyor. Koruda bir deremiz var. Derenin temiz akması sağlanabilir. Buradaki dereye atıklar dâhil oluyor. O atıklar ile buradaki yaşayan canlılar su ihtiyaçlarını onunla karşılıyordu. Leylekler ya da başka kuşlar da buradaki dereden faydalanıyordu. Ama o derenin de kirli akması engellenemedi” dedi.
‘Ekosistem Temelli Yönetim Planı’
Validebağ Korusu’nun nasıl korunması gerektiğine dair bir çalıştayın gerçekleştiği bilgisini veren Cebecioğlu, çalıştaya katılan yurttaşlar ve bilim insanlarının ortak verdiği bir karar çerçevesinde “Ekosistem Temelli Yönetim Planı” fikrinin oluştuğunu aktardı. Cebecioğlu, “Bu çalışmanın sonunda koruda yaşam nasıl korunur bunu söyleyeceğiz, anlatacağız ve bunun uygulanmasını talep edeceğiz. Ekolojik Temelli Yönetim Planı’nın içeriği de buradaki fauna ve florayı yani çiçeği ve doğasını korumaya yönelik çalışma yapılacak” ifadelerini kullandı.
‘Mücadele kazanımları doğurur’
Validebağ’da verilen mücadele sonucunda kazanımların elde edildiğini hatırlatan Cebecioğlu, Rehabilitasyon Projesi’ne karşı açılan davanın kazanımla sonuçlanmasına ilişkin olarak, “Bu çok önemli bir kazanımdı. Demek ki halen haklı olduğumuza inanan insanlar, yaşam koruyucuları var. Bu çok kıymetli bir kazanım. Yapılan yıkıma, talana karşı mücadele mutlaka kazanılacak, biz bu inancımızı koruyoruz. Türkiye’nin her bir yerinden doğa çevre mücadelesi ve hakkı için mücadele eden insanlar var. Sonuçta biz kazanacağız. Yaşam kazanacak” dedi.
Toplumsal birliktelik vurgusu
Cebecioğlu, “Ağaçtan fayda gelmiyorsa ağacı kesiyorlar, sudan eğer para kazanmıyorsalar HES’lerle suyu yok etmeye çalışıyorlar. İnsanın doğaya ihtiyacı var. Doğanın insana ihtiyacı yok. Hava, su toprak ve ateş olmadan biz yaşayamayız. Türkiye’nin dört bir yanında doğa ve yaşam koruyucuları olarak yan yana gelelim, yana yana olduğumuzda ancak yaşamı ve doğayı koruyabileceğiz. Lütfen vazgeçmeyelim” diye belirtti.