AKP iktidarı piyasa şartlarında çalışması zorlaştığı iddiasıyla elektrik şirketlerine 4 yıldır her ay yüz milyonlarca ödeme yapmayı sürdürüyor. Mart ayı ödemesi ise 401 milyon TL olurken, Sabancı Holding’in yağmadan aldığı pay 38 milyon TL oldu
Yusuf Gürsucu
Enerji santrallerine kapasite mekanizması adı altında 4 yılı aşkın süredir ‘Piyasa şartlarında ayakta kalmakta zorlandıkları’ iddiasıyla şirketlere her ay 250-350 milyon lira açıktan ödeme yapılırken, mart ayı desteği 401 milyon lira olarak açıklandı. Kapasite mekanizmasının uygulanma gerekçelerinden biri olan ‘şirketlerin ekonomik durumlarına yönelik destek olma’ maddesi dikkat çekici. Bu madde ile şirketlerin özelleştirme veya yatırım süreçlerinde bankalardan aldıkları borçlar da içerilmekte. 4 yıldır uygulanan kapasite mekanizması ile 2022 yılı sonu itibariyle halkın cebinden çalınıp sermayenin cebine toplam 13,2 milyar lira taşınırken 2023 yılı ilk üç ayında toplam soygun 14 milyar liraya ulaştı.
Bir ayda yüzde 80 artış
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), 2023 yılı Mart ayına ilişkin ‘Kapasite Mekanizması Ödeme Listesi’ni yayınladı. 2023 Mart ayı için “piyasa şartlarında çalışması zorlaşan” ve bu mekanizma içinde yer alan 51 şirketten 43’üne Mart ayı için toplam 401 milyon 77 bin TL ödeme gerçekleştirilecek. Şubat ayı için kapasite mekanizması kapsamında 44 santrale 223 milyon 229 bin lira ödeme yapılmıştı. Şubat ayına göre mart ayında verilen destekteki artış oranı yüzde 79,67 artmış olması dikkat çekici. Kapasiteleri kadar enerji üretemeyen ve bu şirketlere verilen alım garantilerini nedeniyle destek verilen santrallerin 17’si kömür yakıtlı termik santral, 16’sı doğalgaz yakıtlı elektrik santrali ve 10’u hidroelektrik santrallerinden oluşuyor.
Bal tutan parmaklar
Mart ayında ödemelerden en yüksek payı doğalgaz yakıtlı elektrik santralleri alırken, bu santrallerden 14’üne toplam 284 milyon 709 bin TL kapasite ödemesi yapılacak. Bu santraller içinde en fazla destek ise sadece mart ayı için 36 milyon TL ile İzmir Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’ne (DKGÇS) ödenecek. Yine mart ayında kömürlü termik santrallerine toplam 80 milyon 41 bin TL ödeme yapılırken, mart ayı için en fazla destek Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine 13 milyon 861 bin lira, Yatağan Termik santraline ise 9 milyon 658 bin TL ödeme yapılacak. Diğer yandan Sabancı Holdinge bağlı 3 santrale sadece mart ayı için üretmedikleri elektriğin bedeli olarak verilen destek miktarı 37 milyon 786 bin 346,08 lira olması soygundaki ortaklık boyutuna işaret ediyor. Yine en yüksek ödeme yapılan şirketlerden biri olan ve 5’li çete olarak anılan Limak Holding’e ait Lüleburgaz’da kurulu bulunan Hamitabat DGÇS’ye mart ayı için 29 milyon 048 bin 373,06 TL ödeme yapılıyor.
Çok boyutlu soygun
Doğalgaz üretim tesislerinin büyük oranda (çalışmadıkları) üretim yapamadıkları/yapmadıkları veya çok düşük düzeylerde üretim yapmış oldukları verilen desteklerin boyutundan anlaşılmakta. Termik santrallerin ve HES’lerin de kapasiteleri kadar üretim yapamadıkları yine yapılan ödemelerden anlaşılmakta. AKP iktidara geldiğinden bu yana HES’lerle başladıkları elektrik santrallerini destekleme işini termik, doğalgaz gibi santrallerle sürdürdü. Sonrasında JES, biyokütle gibi santraller ile GES, RES gibi ‘temiz enerji’ iddiası yapılan santraller ve nükleer santralleri desteklemeyi de kesintisiz sürdürüyor.
Kapasitenin hepsi kullanılmıyor
İktidarın övünerek yaptığı aktarımlarda 104 bin 352 MW enerji üretim kapasitesine ulaşıldığını açıklarlarken, bu ifadeler büyük bir soygunu ortaya koymakta. 2023 yılı Şubat ayında yaklaşık 24,6 MW kapasite kullanılmış olması üretim kapasitesinin 1/4’ünün bile kullanılmadığını göstermektedir. Türkiye’de aşırı arz fazlasının olduğu gerçeğini iktidara aday olan partilerden veya genel olarak tüm muhalefetten yeterli tepki ve teşhirin yapılmıyor olması dikkat çekici bir durum. Olası iktidar değişiminde bu durumun sonlandırılacağını gösteren herhangi bir açıklama yapılmazken, bu süreci ‘yeşil’ süslemelerle sürdürmek istediklerini açıkladıkları programlara bakınca anlaşılabilmektedir.
Kamusal soygun
Kamusal soygun çok boyutlu olarak sürerken, yerli veya ithal kömürlü santraller, doğalgaz çevrim santralleri ve hidroelektrik santrallerinin (HES) büyük bir kısmı bu yağmadan nemalanmaktadır. Diğer yandan ‘yenilenebilir enerji’ iddiasıyla süren farklı bir yağma süreci de ayrıca işletiliyor. ‘Temiz enerji’ iddiası ile hem kömürlü hem doğalgazlı hem de HES’lerle elektrik üreten Sabancı Enerji gibi şirketlerin her koşulda yağma pastasından büyük dilimler aldıkları ise net olarak görülmektedir.