Meclis gündemine getirilmesi beklenen ‘Hal Yasası’ ile ilgili Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Hamit Kurt Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu
Kamuoyunda “Hal Yasası” olarak bilinen “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”da yeni değişikliklerin yapılacağı gündemde.
AKP’nin 17 yıllık iktidarı dönemi boyunca sıkça gündeme gelen “Hal Yasası”ndaki ilk değişiklik 2007 yılında, mevcut “Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin bazı maddelerinde düzenlenmesi ile gündeme geldi. Değiştirilen maddelere göre, toptancı hal açma yetkisi büyükşehir ve ilçe belediyelerine verildi. Belediyeler hal açabileceği gibi ruhsat da verebiliyordu.
Ardından aynı iktidar döneminde “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” adıyla “Hal Yasası”nda 2010 yılında yeni bir düzenlemeye gidildi. Yeni değişikliklerle beraber, toptancı hallerinin müşteri grubundaki manav, restoran, kafe, otel, pazarcı, okullar, tabldot yemek veren kurumlar gibi yerlerin açıklanan miktarın altında ürün satın almaları yasaklandı. Ayrıca üreticilerce araçlara yüklenen ürünlerin bildirim zorunluluğunu toptancı hallerindeki komisyonculara verildi.
Bir çok kuruluş kapatıldı
Üretici ve tüketici çıkarlarını öngören ve halka ucuz ürün ulaştırmayı hedefleyen çoğu kuruluş da daha sonra kapatıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) Süt Endüstrisi Kurumu’nun (SEK), Et ve Balık Kurumları (EBK), Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri (TSKB) gibi kuruluşlar özelleştirme adı altında şirketlere aktarıldı.
Hal yasası yine gündemde
Son olarak gündeme gelen ve belediyeler tarafından idare edilen halleri şirketlere devretmeyi ve toptancı hallerini kurma ve işletme iznini Ticaret Bakanlığı’na vermeyi öngören “Hal Yasası”ndaki değişikliklere ilişkin Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Hamit Kurt, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.
‘Yeni yasa çözüm değil’
Hal yasası taslağı hakkında basında yer alan ve bakanların açıklamaları kadarıyla haberdar oldukların söyleyen Kurt, “Bu hal yasası sıklıkla değiştirilen bir yasa. En son 2010’da değiştirilmesi gündeme geldiğinde biz sendika olarak karşı çıkmıştık ve ne yazık ki aradan geçen sürede haklı çıktığımızı görüyoruz. Yeni hal yasasındaki değişimlerin de çözüm olmayacağını, gıda enflasyonuna, ekonomiye ve toplumun üretimine bir katkısının olmayacağını biliyoruz. Dolayısıyla buna şimdiden itirazımızı ve uyarılarımızı yapmak istiyoruz” dedi.
‘Tek elden yürütecekler’
Yeni yasa taslağında tartışılan konulardan biri olan komisyoncuların kaldırılacağına yönelik konuşan Kurt, “Yeni yasaya göre aradaki komisyoncuları kaldıracaklarını ve bakanlık eli ile Anonim Şirketler (A.Ş) kuracaklarını söylüyorlar. Komisyonculuğun kötü yönleri var. Biz komisyonculuğun tamamını savunmuyoruz. Komisyonculuğun daha şeffaflaştırılması, demokratikleştirilmesi, tekelleşmenin ellinden kurtulması gerekiyor. Ama yapılması planlanan değişiklikle var olan komisyonculuk daha da tekelleştirilmeye çalışılıyor. A.Ş haline dönüştürerek, tek elden yürütecekler. Tek elin olduğu bir yerde de kar hırsızlığı vardır. Kar hırsızlığı olacağı bir yerde ‘enflasyonu düşüreceğiz, çiftçinin ve tüketicinin menfaatine bir yasa çıkaracağız’ demeleri hiç samimi değil” ifadelerini kullandı.
‘Haller şirketlşiyor’
Mevcut hal yasasında birçok sıkıntının olduğunu ama en azından yerelden belediyeler taraftın hallerin kurulduğunu söyleyen Kurt, “Yeni hal yasası ile haller tamamen şirketleştiriliyor. Yerelden alınıp bakanlığın açtığı ihale sonucu kazanan şirket tarafından hal kurulacak. Ayrıca kurulacak bu hallere sadece yaş sebze ve meyve değil, süt, et ve bal da gelecek. Bir yerde daha çok ürün, tek el, daha çok kar hırsızlığı ve işin en vahim yönü tekelleşen şirketler, üreticilerin ne kadar üretim yapacaklarına, nasıl bir üretim yapacaklarına ve ne üreteceğine karar verecekler” diye belirtti.
‘Çözüm yerelden üretim’
Gıda krizine karşı hal yasasında yapılması planlanan değişikliklerin çözüm olmayacağını dile getiren Kurt, “Yapılacak değişiklikle sermaye sahiplerine peşkeş çekilecek. Çözüm yine yerelin eliyle, kooperatifleşmeyle, üretici birliklerinin ticaret yapmalarının güçlendirilmesiyle olur. Üretici ve tüketici arasındaki engeller kaldırılmak ve tüketiciye ucuz yaş meyve ve sebzenin ulaştırılması isteniyorsa devlet eliyle, ne kadar üretim? Nasıl bir üretim? Ve kimin için üretim? sorularının cevabının bulunması gerekiyor. Bunun için de ilk başta tarımsal girdilerin ucuzlaması lazım. Bir diğer sorun devlet tarafından büyük arazi sahiplerine verilen para desteğidir. Artık üretim yapmayan arazi sahipleri, hem arsalarını kiraya veriyor hem de devletten destek alıyor. Arsada üretim yapanlar arazi sahibi olmadıkları için devletten destek almadan üretim yapmaya çalışıyorlar. Bunun denetlenmesinin yapılması lazım. Üretimi yapan kim ise desteği de o almalıdır” şeklinde konuştu.
‘Gıda krizine çözüm değil’
Meclisteki tüm siyasi partilere seslenen Kurt, şunları söyledi: “Bir 5 yıl sonra yine haklı çıktık demek istemiyoruz. Yapılacak değişiklerin sonucunda fatura hepimize, en başta da emekçilere, yoksullara ve halka kesilecek. Üretim tek elde toplanırsa istenildiği gibi müdahale edilir. Daha önceki mevcut kurumlar bütün toplum adına üreticiden ürünleri alıp, işledikten sonra uygun fiyatlarla topluma sunuyorlardı. Dolayısıyla üretecinin karı ve zararı da topluma mal oluyordu. Bu modellerde ihtiyaç fazlası üretim kamu yararına depolanması yapılıyordu ya da ithal ediliyordu. Yapılacak değişiklik ile ihtiyaç fazlası ürüne ne olacağını açıkçası bilemiyoruz. Bu yeni taslağın gıda krizini hiç bir şekilde etkilemeyeceği ortadadır.”