Her okul döneminde yaşadıkları sorunlarla gündeme gelen üniversite öğrencileri, hükümetin kendilerini ‘gözden çıkardığı’ belirterek, gelecekleri için tek çözüm yolunun örgütlenme olduğunu belirtti
Son dönemde Aydın’da ihmaller sonucu KYK yurdunda asansör kazası ile hayatını kaybeden Zeren Ertaş’ın ölümü ve yine yaşanan intiharların ardından öğrencilerin sorunları yeniden gündem oldu. Birçok kentte sokaklara çıkan öğrenciler bir yandan yaşadıkları sorunları dile getirirken, bir yandan ise sorunlarına çözüm bulunmasını istiyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ferdi Bayram’a konuşan üniversite öğrencileri, eğitim süreci ve gündelik hayatlarında yaşadıkları sorunlar ve nedenlerini anlattı.
Hem öğrenci hem işçi
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi olan Beyda Ceylan, ekonomik krizin faturasını en ağır ödeyenler öğrenciler derken, ailesinin maddi durumunun kötü olmasından dolayı geçinmek için çalışmak zorunda kaldığını ifade etti.
Çalışmanın eğitim hayatını sekteye uğrattığını belirten Ceylan, “Çalışıp para kazanmak için eğitim hayatımızdan vazgeçiyoruz. Çünkü aldığımız burslar bizim temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamıyor” dedi.
Hükümet gençliği gözden çıkarmış
Geçim sorunu yüzünden okulu bırakmayı dahi düşündüğünü söyleyen Ceylan, “Hükümet öğrencileri ve gençliği gözden çıkarmış. Yemekhane, yurtlar, burslar ve kredilerin hepsi düzeltilebilecek durumda. Biz görüyoruz, şirketlerin karları tarihsel rekorlar kırıyor. Bizim aldığımız pay ise sürekli düşüyor. Bunun siyasi ve politik olduğunu düşünüyorum” diye ifade etti.
Tek seçenek mücadele
İnsanca yaşayabilmek için tek seçeneğin ortak mücadele olduğunu vurgulayan Ceylan, “Bunlar doğrudan AKP-MHP tarafından uygulanan gençlik politikası olduğu için bunları değişmeden bu krizin düzelmesi mümkün değil. O yüzden bunların değişmesi için herkesi örgütlenmeye mücadele etmeye çağırıyorum” dedi.
Sermayeye vasıflı iş gücü yaratılıyor
İstanbul Üniversitesi öğrencisi Yusuf Rencüz de, öğrenciler olarak barınma ve yaşam pahalılığının yanı sıra niteliksiz bir eğitim ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Rencüz, “Niteliksiz anti-bilimsel ve cinsiyetçi bir eğitim söz konusu. Bu eğitimin hiçbir şekilde gelecek vaat etmediği aksine sermaye için vasıflı işçi gücü yarattığı gerçeği var. Bütün bu yakıcı sorunlarla birlikte geleceksiz bir eğitim olarak bu durumu adlandırabilirim. Okulu bırakmayı düşündüğüm çok oldu”şeklinde konuştu.
Bir sömürü düzeni var
Yaşadıkları ekonomik sorunun sistemsel olduğunu belirten Rencüz, “Bir sömürü düzeni var. Bu sömürü düzeninin bekçiliğini devlet yapıyor. Bu düzen oldukça bu sorunlar bitmeyecek. O yüzden gençliğin birey değil, örgütlü bir biçimde öfkesini sokağa taşıdığı, bunu aslında sadece devrimle çözebileceği bilincini kazandığı zaman bu sorunların gerçekten çözülebileceğini düşünüyorum” diye belirtti.
Her gün zam!
Bir üniversite öğrencisinin mevcut şartlarda okumasının mümkün olmadığını söyleyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğrencisi Gamze Toprak ise yaşadığı sorunları şu şekilde anlattı: “Yurtlara altı ayda bir zam yapıyorlar. Odanın kapasitesini iki katına çıkartıyorlar. Geçen yıl dört kişi kaldığım yurtta 400 lira öderken şimdi beş kişi kalıyoruz ve 600 liraya çıktı. Bursumda ise herhangi bir değişiklik yok. Yemekhaneye her gün zam geliyor. Bugün bu geleceksiz düzen yüzünden arkadaşlarımız intihar ediyor.”
Barınma en temel sorun
İstanbul Üniversitesi Radyo-Televizyon Bölümü’nde eğitim gören Derin Su da, barınma sorununun öğrenciler açısından çok büyük bir problem olduğunu belirtti. Öğrenci yurtlarında yer bulamadıkları için 6 öğrenci arkadaş olarak eve çıkmak zorunda kaldıklarını söyleyen Su, “Şu an bir öğrenci 2+1 eve çıkmaya çalışsa 15 bin TL’den başlıyor. Bu yüzden 6 öğrenci 2+1 evlerde yaşama mahkûm ediliyor. Yurtlardan tutun eğitim araç gereçlerine kadar biz hiçbir şekilde parasız eğitimden yararlanamıyoruz “diyerek, bu duruma karşı öğrencilerin örgütlenerek mücadele etmesi gerektiği çağrısında bulundu.
İSTANBUL