Bölgede yürütülen özel savaş politikaları birçok kadının hayatını kararttı. Devletin uzman çavuş, polis ve korucuları planlı olarak bölgeye getirdiğine dikkat çeken Avukat Ruşen Seydaoğlu, ‘Genç Kürt kadınları mücadeleden koparılmaya çalışılıyor’ dedi
Bölge kentlerinde “üniformalılar” olarak tanımlanan uzman çavuş, polis ve korucuların kadın ve çocukları hedef alan saldırıları özel savaş yöntemleri olarak ele alınıyor. 90’lı yıllardan bu yana Kürt kadın ve çocuklara dönük taciz, tecavüz ve katliam suçlarını işleyen üniformalıların neredeyse hiçbiri cezalandırılmadı ya da ödül gibi cezalar verildi. Üniformalıların şiddetine karşı hiçbir baskıyı ve cezasızlığı kabul etmeyen ve örgütlülüğü büyüten kadınlara geri adım attırmak için ise çeşitli cezalar yağdırıldı ve bu durum günümüzde de sürüyor.
Avukat Ruşen Seydaoğlu, bölgede yürütülen üniformalı şiddete ve özel savaş politikalarına dair konuştu.
Planlı asimilasyon politikası
Ruşen Seydaoğlu, uzun zamandır özel savaş politikaları çerçevesinde ele aldıkları üniformalı şiddet meselesinin tarihte ilk kez ve Kürt kadınların yaşadığı bir mesele olmadığını söyledi. “Sıcak ve soğuk savaşın yaşandığı dünya ülkelerinde de üniformalılar eliyle kadınlara yönelik şiddet biçimleriyle asimilasyon politikaları hayata geçirildi” diyen Avukat Seydaoğlu, “Türkiye’de de 90’lı yıllardan bu yana bu pratiğin sürdürüldüğünü görüyoruz. Aslında bu üniformalılar planlanarak bölgeye getiriliyor. Özellikle genç Kürt kadınları üzerinde bir politika yürütülüyor. Zaten savaşın getirdiği bir ruh hali var. Mücadeleden kopartılmaya çalışılan kadınlar var” dedi.
Hukuk arka plana bakmalı
Üniformalıların sadece kolluk güçleri olarak düşünülmemesi gerektiğini, devletin bütün kurumları içerisindeki memurların ve o aklı sürdürmeye çalışanların farklı biçimlerde kadınların hayatına sirayet ettiklerini ifade eden Seydaoğlu, “Bu savaş politikaları içinde zaman zaman kadınlar bu saldırılar karşısında aşk veya sevgi adına yanılabiliyor. Sonrasında sivil ölüm dediğimiz şey gerçekleşiyor. Dosyalara bakıldığında ise ısrarla, ‘rıza var mıydı’, ‘deliller nelerdir’, ‘hadi ATK’ye gönderelim bedeninde bir hasar oluşmuş mu’ gibi çok daha tali meseleler üzerinde duruluyor. Buna itiraz etmek lazım, hukukun sosyolojik arka plana da yönelmesi gerekiyor” sözlerine yer verdi.
‘Devlet her yeri dizayn ediyor’
“Devlet kendisini toplumun her hücresine kadar taşır” derken bunu sadece bir slogan olarak dile getirmediklerini belirten avukat Seydaoğlu, şöyle devam etti: “Devlet kendini aile içine taşıyor; gölgesi, sesi ve nefesi oluyor. Bu da kadını o alanlarda daraltıyor. Devlet aklı çok iyi biliyor ki kadının aklı üretim biçiminin kendisi politiktir ve buna karşı politika üretmek zorunda kalıyor. Bunu bir özel savaş politikası olarak sadece bugün değil bin yıllardır kadına dönük sürdürüyor. Bunların hepsinin birbiriyle ilintili ve özel bir politika olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.”
Faillere ceza verilmiyor
Son süreçlerde yaşanan bazı üniformalı şiddetler:
– Gülistan Doku, 5 Ocak 2020 yılından bu yana kayıp. Dosyada baş şüpheli olarak yer alan Zaynal Abakarov ile polis olan üvey babası Engin Yücel hakkında etkin bir soruşturma yürütülmedi.
– Siirt’te İpek Er’e tecavüz eden ve intihara sürükleyen zanlı uzman çavuş Musa Orhan’a sadece 10 yıl ceza verildi ama cezaevine girmedi.
– Yüksekova’da Sürmi İnce’nin katledilmesine ilişkin uzman çavuş Ali Dalgıran hakkında açılan davada sanığa “iyi hal” indirimi uygulandı ve sadece 3 yıl 10 ay 20 gün ceza verildi.
– Batman’ın Beşiri ilçesinde Zeynep Sevim, evli olduğu erkek ve uzman çavuş olan kardeşi tarafından işkence ve tehdide uğradı. Uzman çavuş, Zeynep’in evini basarak, “Biz buraya kan dökmeye geldik, devlet biziz” dedi.
– Mardin’de 2013 yılında ailesi tarafından “kayıp” ihbarı yapılan ancak katledildiği ortaya çıkan 17 yaşındaki Ayşe Çeçen’in cenazesi, 2019 yılında Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde toprağa gömülmüş şekilde bulunmuştu. Kızıltepe’de E.T. isimli uzman çavuşun tecavüzüne uğrayan Ayşe’nin aile tarafından katledildiği ortaya çıktı. Mahkeme delil yetersizliği iddiasıyla sanıkların beraatına karar verdi.
Şehriban Aslan / Diyarbakır-JINNEWS