Suriçi, Surlar ve Hewsel Bahçeleri yıkıma uğratılıp yağmalanırken sessiz kalan UNESCO, Surlar ve Hewsel’in peyzaj alanının ‘Tehlike Altındaki Dünya Kültür Mirası’na ekleneceğini duyurdu. Bu duyuru ise Sûr’da yaşananları hatırlattı
UNESCO, Diyarbakır’ın Sûr ilçesinde yaşatılan yıkımların ardından yürütülen imar çalışmalarıyla Suriçi yok edilip ranta bağlanmasına sessiz kalmıştı. UNESCO’dan yapılan duyuruda tahrip edilen surlar ve Hewsel Bahçelerinin Tehlike Altındaki Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındığı belirtildi. Planlı ve sistematik bir biçimde yok edilen Suriçi’ni yok sayan UNESCO, dünya mirası Diyarbakır Kalesi ve Hewsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanını, Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne almaya karar vermesi dünya mirasına yapılan bir ihanet olarak değerlendiriliyor.
İnisiyatif kayyuma terk edilemez
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu adına VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Abdusamet Ucaman, “Kent dinamiklerinin tümünün artık bu konuda söz sahibi olması lazım. Sadece valiliğe veya kayyuma bırakacağımız bir inisiyatif değil. Bu bir kentin geleceği, bir kentin tarihi ve bir kenti tüm tarihiyle ve hafızasıyla var etme mücadelesidir. Konuyla ilgili kampanyaları biz başlatacağız. Bir kamuoyu oluşturmazsak tahribatlar devam edecektir. Bizatihi bu iş için tüm kurumların STK’larla birlikte ortaklaşarak çalışılması gereken bir durum. Topyekûn bir sahiplenme olmadığı müddetçe bu kentteki tarihi yapılar parça parça yok olacak, kentin hafızası ve tarihsel birikiminin yavaş yavaş yok edileceği bir sürece girilecek” diye konuştu.
Livaneli isyan etmişti
2016 yılında BM’nin İstanbul’da düzenlediği İnsani Zirvesi’ni eleştiren Zülfü Livaneli, “Diyarbakır Sur’da tarih hazinesi yok edilirken İstanbul’da Dünya Kültür Mirasını Koruma konuşmaları yapmak ikiyüzlülük anlamına gelmektedir” diyerek, 1996’dan sonra 20 yıl temsilciliğini yaptığı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO iyi niyet elçiliği görevinden istifa etmişti. TMMOB Diyarbakır UNESCO’dan bir heyetin 28 Kasım 2022’de Sûr ve çevresinde yaptığı incelemelere ilişkin yaptığı basın açıklamasında, UNESCO’nun sokağa çıkma yasaklarından yedi yıl sonra Sûr’da inceleme yapmasına tepki göstererek, Suriçi’nin Dünya Kültür Miras Listesi’nden çıkarılmak istendiği belirtilmişti.
UNESCO üç maymunu oynadı
Amed Surları, Suriçi ve Hewsel Bahçeleri’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınması için 2011 yılında çalışmalara başlanmıştı. Yaklaşık dört yıl süren çalışmaların ardından 2015 yılının Temmuz ayında Dünya Kültür Mirası listesine alındı. Karar, Sûr ve Hewsel Bahçeleri’ni kapsasa da Sûr duvarlarının içinde kalan Suriçi’de koruma kapsamındaydı. Ancak Suriçi’nde tarihi yapılar saldırılarla tahribata uğrarken, sonrasında ise restarasyon adı altında mülkiyet hakkı, yaşam hakkı görmezden gelerek, emir ve talimatlarla Suriçi yağmalanmıştı. Yıkım karşısında UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne birden çok rapor iletilip çağrılar yapılırken 3 maymunu oynayan UNESCO bölgeyi ancak yedi yıl sonra ziyaret etmişti.
Hewsel koruma alanı
On Gözlü Köprü başta olmak üzere Hewsel Bahçeleri’ndeki plansız, denetimsiz kaçak yapılaşmalar, bu yapılaşmalara göz yumulduğu, yıkımlardan çıkan hafriyatların miras listesindeki Hewsel Bahçeleri’ne dökülürken, peyzaj alanının koruma listesine alınması tepkilere yol açmakta. Koruma tedbirlerinin alınmaması ve tahribatlara bağlı olarak Dicle Nehri ve Hewsel Bahçeleri’ndeki fauna ve floranın yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğu, sazlık ve bataklıkların tahrip edildiği, birçok canlının yaşam alanı yok edildiği; endemik türler ve yaban hayatının olumsuz etkilendiği, Hevsel Bahçeleri’ne ve Dicle Nehri’ne yıllar boyu hafriyat ve çöp atıkları kayyum eliyle boşaltıldı. Hewsel Bahçeleri’ndeki kaçak yapılar, yangınlar, endüstriyel tarıma bağlı olarak ortaya çıkan tür değişimleri, doğal peyzaj alanının yok olma tehlikesini ortaya çıkarırken, UNESCO’nun kararıyla koruma alanı daraltılmış oldu.
EKOLOJİ SERVİSİ