HDP Hakkari’den Edirne’ye barışın özgürlüğün köprülerini kuruyor. Yapı taşları hak, hukuk, adalet, ekmek, aş, yaşam, gelecek…
Siyasi iktidar ise HDP kurulduğu günden bu yana her geçen gün HDP’den HDP’nin halkın iradesini temsiliyetinden, renklerinden, umuda olan güvencesinden, kadını özgürleştiren politikalarından, halkların eşitliğini, barışı hedefleyen siyasetinden, sermayeye karşı ekolojiden ödün vermemesinden, bu ülkenin demokrasiye ve özgürlüğe ulaştıracak tek güç olmasından çok korkuyor. Biliyor ki HDP’nin renkleri bir kez yaşamı tüm hücrelerine kadar sarmalarsa bunun geri dönüşü yok, kendisi de büyüttüğü faşizm de varlığını borçlu olduğu kapitalizm de halkların kararları ve gücü ile parçalanıp yok olacak. Bu yüzden ne kadar yandaşı varsa seferber etmiş durumda. Camileri, cezaevlerini politik kullanımına sokarak siyaset yapıyor. Uyguladığı yasaklar, baskılar, tutuklamalar, kendini desteklemeyen herkese, her kuruma saldırısı bu yüzden. O yüzden halkla buluşan türküler yasak, gerçekleri yazan gazeteler, muhalif tiyatrolar kapatıldı. Binlerce eğitim emekçisi, sağlık emekçisi KHK ile işinden, araştırmasından uzaklaştırıldı.
Özgürlüğün, barışın, cesaretin elçileri, halkın iradesinin temsilcileri o yüzden tutsak bu ülkede. Ama hala başaramıyorlar kendilerinden olmayanı açlığa, pandemiye, cezaevlerine, hatta ölüme mahkum da etseler bu ülkenin halkları el ele tutuştu bir kere. Dönüşü yok. Bizden duymuş olmasınlar korku ve saldırganlıklarının da gidişlerine faydası yok.
Edirne’den Hakkari’ye, Hakkari’den Edirne’ye özgürlüğün, faşizm “pandemi”sinden kurtuluşun köprüsünü halklar her yere kuruyor. Faşizme, kapitalizme geçit yok bu yaşamda. Bu köprünün temellerini atanlara, bıkmadan usanmadan kardeşliğin ağlarını örenlere selam olsun.