Bütün baskılara rağmen 8 yılını geride bırakan, Türkiye’nin en ciddi muhalefet gücü olan HDP, ‘Demokratik Cumhuriyet’ hedefine yürüyor. Grup Başkanvekili Oluç, ‘HDP’nin yürüyüşüne kimse engel olamayacak’ dedi
Ağır baskı ve abluka altında kuruluşunun 8’inci yılını kutlayan HDP’nin Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Barışı, adaleti, özgürlüğü tüm halklar ve inançlar için yaşanabilir ve kullanabilir hale getirme mücadelemiz yeni dönemde de kurucu ve inşa etme hedefimizde devam edecek” dedi. Bu süreci “umuda yolculuk” olarak adlandıran Oluç, “HDP’nin kuruluşundan sonra 2013-2015 sürecinde İmralı’da müzakere dönemi başlamıştı. HDP orada atılacak adımları kolaylaştırma, toplumsal uzlaşma ve barışın sağlanması için önemli bir rol oynamak üzere hareket etti. HDP, Halkların Demokratik Kongresinin içinden doğan bir partiydi. Bir kongre-parti ilişkisi kuruldu. HDK toplumsal sorunlarla ilgilenecek, mücadeleyi yürütecek bir zemindi. HDP onun içinden onun partisi olarak çıktı. Tabii ki bunda Sayın Öcalan’ın Türkiye’deki ihtiyaçlara cevap verecek bir proje oluşması anlamındaki katkıları ve fikirleri de önemli bir rol oynadı. Sayın Öcalan’ın HDP’nin bir toplumsal müzakere, toplumsal barış partisi olması gerektiği ve müzakereci bir anlayışla demokrasi mücadelesini sürdürmesi noktasındaki katkıları önemlidir” diye belirtti.
Kararlı bir duruş var
HDP’ye yönelik son 5 yılda kapsamlı bir yönelim olduğunu aktaran Oluç, HDP’nin ayakta durabilmesini ise şöyle açıkladı: “HDP bu saldırılar karşısında sağlam ve kararlı bir duruş sergiledi. Ciddi bir demokratik direnişin nasıl yapılabileceğini gösterdi. HDP tüm yapılarıyla, bileşenleriyle, ittifaklarıyla, seçmenleriyle bu direnişi gösterdi. Tarihe de not düştü. Ama esas önemli olan şuydu; başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye demokrasi güçlerinin kendi iradelerine sahip çıkmasıydı. HDP’nin bu kadar kararlı ve dirençli durmasının altında bu yatar.”
Üçüncü yoldayız
“HDP, Tarihsel olarak baktığımızda Türkiye’de iki blok içinde yer almayan bir üçüncü yol siyasetini tercih etti” diyen Oluç, “Bu da tarihsel olarak iki blok karşısında eleştirel bir duruşu ifade eder. Yani tüm tarihsel gelişmeleri eleştirerek, bu pozisyonu almıştır. Aynı zamanda da her iki blok karşısında yeni bir kurucu özne olmayı gösterir. Bir taraftan muhalefetini eleştirilerini dile getirir, diğer taraftan da bunların düzeltilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini söylemenin yanı sıra çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı Türkiye’de nasıl bir ‘Demokratik Cumhuriyet’ inşa edilmesi gerektiği konusundaki önerileriyle kurucu bir rol oynar” diye kaydetti.
Her şeye rağmen ayakta
HDP’nin temeli 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde oluşturulan “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” ve akabinde kurulan Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) kuruluşuyla atıldı. Resmi olarak 15 Ekim 2012 tarihinde kuruluşunu ilan eden HDP, bir kongre partisi olarak ortaya çıktı. HDP’nin çözüm süreci atmosferinde bulunulan 27 Ekim 2013 tarihinde yapılan 1. Olağanüstü Kongre’de, Eş Genel Başkanlık görevlerini Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü üstlendi. Çözüm sürecinin başlamasından hemen önce kurulan HDP’ye PKK Lideri Abdullah Öcalan da büyük önem atfetti. Öcalan, 7 Haziran 2013 tarihinde İmralı Heyeti ile görüşmesinde “Kürtler yıllarca yeterince uyandılar. Şimdi Türkler de Batıda uyanıyor. HDP’yi tam da bu dönemde aktifleştirmek gerekmez mi acaba” diyerek, HDP’nin önemine dikkati çekmişti.
Demokratik Ulus partisi
HDP’nin Türkiye partisi tartışmalarına ilişkin Öcalan, 17 Ağustos 2013 tarihinde, şöyle değerlendirme yapmıştı: “HDP de Irak’taki gibi olmaz. Türk ve Kürt Partisi gibi ayrışmayın. Tehlikelidir. Yeni model bir Türkiye Partisidir. Milliyetleri, bölgeleri ve kültürleri bağrında taşıyan demokratik ulus Türkiye’sinin partisidir. Çok önemlidir. Türkiye ulusu kavramı Amerikalılar ve İngilizlerinkine de benzerdir. Türk ulusu vardır ve bir gerçektir. Peki, Kürt halkıyla birleşince ne olur? Türkiye ulusu diyebiliriz. Bu parti işte buna öncülük edecek.” Hatta ileri süreçte, Öcalan’ın da önerisiyle BDP milletvekilleri 28 Nisan 2014 tarihinde HDP’ye geçti. 22 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilen 2. Olağanüstü Kongre’de ise, partinin yeni eş genel başkanlığına Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş seçildi. Genç bir parti olan HDP, 8’inci yılında 30 Mart 2014 yerel seçimleri, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 iki genel seçim, 16 Nisan 2017 referandum seçimi, 24 Haziran 2018 Genel ve 31 Mart 2019 yerel ve 23 Haziran İstanbul seçimleri olmak üzere 8 seçim süreci atlattı.
Yine kilit parti
HDP, 24 Haziran Genel seçimleri, 31 Mart Yerel Seçimleri ve 23 Haziran Tekrarlanan İstanbul Seçimlerinde de iktidarın tüm baskılarına karşı belirleyici bir parti olduğunu gösterdi. AKPMHP İttifakı İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya gibi kritik kentlerde HDP oylarıyla kaybetti “Türkiyelileşme”, “Demokratik Çözüm”, “Demokrasi İttifakı” arayışlarının vücut bulduğu parti olduğunu görülen HDP, 23 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirdiği 4. Olağan Büyük Kongresi’nde “Üçüncü Yol” siyaseti ve kadrolarını açığa çıkararak, yeni dönemde Türkiye siyasetini belirleyen güç olmaya aday oldu. 1 Haziran’da başlattığı Demokratik Mücadele Programı kapsamında Türkiye halklarının barışa, demokrasiye olan ihtiyacına karşılık ortak bir mücadele hattı çizmeye çalışan HDP, iktidara karşı “antifaşist blok” kurulması ve ortak demokrasi mücadelesi yeni bir mücadele çağrısında bulundu.