AKP yönetiminin Federe Kurdistan’a KDP desteğiyle Deştan Sınır Kapısı üzerinden askeri güç sevkiyatı sürerken KNK üyesi Ebîr Hesaf, Kürt partilerine çağrı yaptı: Plan ve komplolara karşı ulusal birliği ilan etmeliyiz
AKP-MHP yönetimi Federe Kurdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye’de saldırılarını genişletmek için ABD, Rusya, İran ve Irak’tan izin almak için görüşmeler yaparken Gazeteci Amed Dicle, yeni saldırı hazırlığının merkezine KDP’nin konduğuna işaret etti. KNK üyesi Ebîr Hesaf da saldırı ve komplolara karşı durmak gerektiğini belirtirken “Tüm Kürt partileri acil olarak ulusal birliği gündemlerine almalı” dedi.
Federe Kurdistan’da Pençe-Kilit adı altında başlatılan saldırılar Nisan 2022’den beri KDP’nin üs, yol ve istihbarat desteğiyle sürüyor. ANF’nin haberine göre AKP-MHP yönetimi, 18 Mart 2024 akşamı da Colemêrg’in (Hakkari) Çelê İlçesi’ne bağlı Üzümlü (Deştan) Sınır Kapısı üzerinden Federe Kurdistan’a askeri güç sevk etti. Bölgeye gönderilen gücün Duhok’un Kanîmasî nahiyesine bağlı Barox Köyü civarına konuşlandırıldığı kaydedildi.
Çatışmalar da sürüyor. AKP yönetimi çatışmalarla bir askerin hayatını kaybettiği 4 askerin yaralandığı açıklandı. Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit adıyla operasyonunun sürdüğü bölgede, bir askerin yaşamını yitirdiği 4 askerin yaralandığı kaydedildi.
‘Parti çıkarlarından vazgeçmeli’
ANHA’dan Xalid Ete’ye konuşan Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) üyesi ve siyasi aktivist Ebîr Hesaf, Kürtlere karşı yürütülen kirli politikalara karşı Kürt siyasi partilerinin siyasetlerini gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi. Ebîr Hesaf,, 17 Mart’ta Qamişlo’da yaptıkları toplantıda ulusal birlik konusunda önemli kararlar alındığını kaydederken şunları söyledi: “Türk devleti Bakûrê Kurdistan’da Kürt halkına karşı politika yürütüyor. Binlerce Kürt siyasetçi ve aktivisti tutukladı, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını sürdürüyor. İşgal ettiği kentlerin demografik yapısını değiştiriyor. Yürüttüğü kirli politikalar sonucunda Başûrê Kurdistan’da birçok bölgeyi işgal etmeye çalışıyor. Rojhilatê Kurdistan’da ise İran rejimi kirli politikalarını yürütüyor ve her gün Kürt gençlerini idam ediyor. Kürtlere karşı yürütülen bu politikalara karşı Kürt siyasi partileri de kendilerini, siyasetlerini gözden geçirmelidir. Kürt Ulusal Birliği çok önemlidir. Kürt halkının kazanımlarına yönelik plan ve komplolara karşı siyasi birliğimizi konuşup, ulusal birliği ilan etmeliyiz. Tüm taraflar parti çıkarlarından vazgeçmelidir. Halkın ve kazanımların korunması için tüm Kürt partileri acil olarak ulusal birliği gündemlerine almalı ve bu doğrultuda hareket etmeliler.”
Musul’un tepelerine yerleşmek
MA’ya konuşan Gazeteci Amed Dicle, Türkiye’nin Federe Kürdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye’de kalıcı olmak istediğini belirtti. Türkiye’nin böylelikle Kürtleri 100 yıl daha statüsüz bırakmayı hedeflediğini ifade eden Dicle, “Türkiye gerek Başûr gerekse de Rojava’daki statünün Bakûr’daki Kürtleri motive edeceğini biliyor. Bu nedenle Kürtlerle mücadeleyi kendi sınırları dışına taşıyor ve bunu yaparken sadece Kürt mücadelesini bastırmayı hesaplamıyor. Başûr ve Rojava’yı işgal ettiğinde Irak ve Suriye üzerinde hakimiyet kurmayı, bölgede diğer devletlere karşı güç odağı olmayı hesaplıyor” dedi.
KDP, İran ve Irak gibi güçleri bu savaşa daha çok dâhil etmek isteyen Türkiye’nin diğer yandan ABD, İngiltere ve Avrupa ülkeleri ile görüştüğüne işaret eden Dicle, şöyle devam etti: “Musul, Kerkük, Şengal hattına kadar olan sınırları kontrol altına almayı hesaplıyorlar. Bu şekilde ‘Rojava’yı da nefesiz bırakmış oluruz’ diyorlar. Gare’nin belli alanlarına saldırıp Musul’un tepelerine yerleşmek ve kontrol altına almak istiyorlar. Türkiye, KDP’nin bu savaşın içinde daha fazla olmasını istiyor ki zaten ortak koordinasyon kurulmuş. KDP, Türkiye’ye ‘Benim tek başıma olmam da yetmiyor. Bunu Federal Bölge Hükümeti’nin kararı ile meşru olması gerekiyor. Bu hem bölgede yaşayan Kürtler hem de uluslararası devletler tarafından bir meşrutiyeti olur’ dedi. Türkiye ise bu amaçla YNK ile bazen görüşüyor, bazen tehdit ediyor. Diğer siyasi parti ve bölgede gücü olan kişilerle de görüşüyor” diye belirtti. Yine KDP’ye bağlı bazı güçlerin Irak üniforması giyerek Türk yetkililerle toplantılar yaptığını kaydeden Dicle, bu toplantılarda Mesud Barzani’nin yeğenlerinden birinin yer aldığını ileri sürdü.
Irak Ordusu’nun bu temaslardan haberinin olmayabileceğini belirten Dicle, “KDP diplomatik, askeri ve ekonomik olarak bu işin tam ortasındadır. Parastın, Roj ve Zarava özel olarak eğitilmiş doğrudan KDP’ye bağlı güçlerdir. Bu güçlerin bugüne kadar Kürtler için DAİŞ başta olmak üzere bir mevzide yer aldığı görülmemiş. Bunların tek amacı PKK ve Rojava’ya karşı mevzilenmektir. PKK’nin bölgeden çıkarılması durumunda KDP’nin de bir fonksiyonu kalmayacak. Bir alan açılıyorsa bu KDP’yi PKK’ye karşı kullanmak için” dedi.
Tehdit dozu yükseliyor
Kürt kentleri için “teröristen” gibi kavramlar kullanan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sık sık Kürtleri yeni operasyonla tehdit ediyor. AKP’li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı İbrahim Kalın 14 Mart’ta gittikleri Bağdat’ta Irak, Federe Kurdistan yetkilileri, Haşdi Şabi temsilcileri ile bir araya geldi. En son Erdoğan 18 Mart’ta “Bakmadan güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Irak hududumuzun güvenliğini bu yaz itibarıyla komple garanti altına alacak, Suriye’de yarım kalan işimizi de mutlaka tamamlayacağız” açıklaması yapmıştı. Fidan da aynı gün operasyon için Irak’la bazı konularda anlaştıklarını söylerken “Süleymaniye’deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, samimiyeti bizim için bir problem olmanın ötesinde artık ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur” demişti.
DUHOK