Uludere’deki dağlık alanlarda tek geçim kaynakları olan hayvanlarını otlatan yurttaşlar, çıkacakları yaylalar için sık sık ‘Ya korucu olursunuz ya da yaylaya çıkamazsınız’ baskısına maruz kaldıklarını belirtti
Irak Federe Kürdistan Bölgesi sınırındaki Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Andaç (Elemûn) Köyü; yaylaları, dağları, kaynak suları ve engebeli arazisiyle dikkati çekiyor. Güneyinde Heftanîn, doğusunda ise Kato Marinos Dağ silsilesi bulunan köyde, yurttaşların çoğu geçimini hayvancılıkla sağlıyor.
Bugünlerde hayvanlarını köye yakın dağlık bölgelere otlatmaya götüren yurttaşlar, Haziran ayında Kanî Spî Yaylası’na çıkmaya hazırlanıyor. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Mahmut Ruvanas’a konuşan yurttaşlar, yaylalara çıkmamaları için sık sık asker baskına maruz kaldıklarını ve kendilerine koruculuğun dayatıldığını paylaştı.
Geçimlerini yayladan sağlıyorlar
Çocukluğundan beri hayvancılıkla uğraştığını belirten Sermiyan Ölmez (53), Nisan ayının gelmesiyle birlikte hazırlıklarına başladıklarını ve hayvanlarını köylerinin yukarısında bulunan dağlık bölgelere götürmeye başladıklarını anlattı. Havaların iyice ısınmasından sonra köylerine 15 kilometre uzaklıkta bulunan Kanî Spî’ye çıkacaklarını söyleyen Ölmez, burada engelle karşılaştıklarını kaydetti.
Erzakları bittiğinde katırlarla 6 saatlik bir yolcuktan sonra ana caddeye indiklerini aktaran Ölmez, “Erzak ihtiyacımızı katırlar sayesinde yaylaya getirebiliyoruz. Yine berîvanların sağdıkları sütü ve yaptıkları peynirleri de katırların sırtında taşıyoruz. Şimdi peynirin kilosunu 30 TL’ye satıyoruz ama sonbaharda 50 TL’ye satacağız. Sütün 2 buçuk litresini de 20 TL’ye satıyoruz. Katırlar, burada elimiz ve ayağımızdır” dedi.
‘Ya korucu olursunuz ya da çıkamazsınız’
Bulundukları bölgenin sınır hattında olduğuna değinen Zümeyra Ölmez ise, bölgenin hayvan yetiştirmek için de zor bir yer olduğuna dikkat çekti. Ölmez, karşı karşıya kaldıkları bir başka zorluğun ise asker engeli olduğuna işaret etti: “Yaylaya çıkıyoruz, askerler engel oluyor ya da bir sürü zorluk çıkarıyor. Köyde kaldığımızda da hayvanlar köylülerin ekinlerine ve bostanlarına giriyor. Bu nedenle köylüler arasında kavga çıkıyor. Bu sefer de sınırda, Heftanîn taraflarına gitmek istiyoruz. Yine askerler engel çıkarıyor. Bu yüzden çok zorluk çekiyoruz.”
Yetkililerin, “tarım ve hayvancılığa yöneleceğiz” şeklindeki açıklamalarını anımsatan Ölmez, askerlerin kendilerine “ya korucu olacaksınız ya da yaylara çıkamazsınız, çıkarsanız da size zorluk çıkartırız” baskısı yaptığını paylaştı. Askerlerin, her bir köylünün en fazla 5 hayvan beslemesi için de baskı yaptığını aktaran Ölmez, “Hayvanlarımızı satmamızı istiyorlar. Yarın yaylaya çıksak bile askerler gelip bizi yayladan indirebilir. Koruculuk dayatması yapıyorlar. Biz ne korucu oluruz, ne de koruculuk yaparız” dedi.
‘Şehirden kat be kat güzel’
Kırmızı bir leğenin içine doldurduğu çamaşırları elle yıkayan Ümmihan Ölmez de, bulundukları yerin zorlu koşullarına değinerek, “Burada elektrik olmadığından buzdolabı ve çamaşır makinesi gibi aletler de yok. Bu nedenle biraz zorlanıyoruz. Ama bu zorlu ve zahmetli işlerden sonra soluduğumuz temiz hava bütün yorgunluğumuzu atıyor. Buradaki yaşam tüm zorluklarına rağmen şehir yaşamından kat be kat daha güzel. Buranın 5 saatlik uykusu şehrin 10 saatlik uykusuna bedeldir” ifadelerini kullandı.
ŞIRNAK