170 sanatçı, aydın ve siyasetçinin ‘Afrin’e operasyon değil barış eli uzatın’ bildirisine 11 ay sonra ahaber referansıyla soruşturma açıldı.
Türkiye’nin “Zeytin Dalı” adı altında El Kaide’ye yakın ÖSO gruplarıyla birlikte Afrin’e yönelik 21 Ocak 2018’de başlattığı operasyonun durdurulmasına ilişkin milletvekillerine mektup gönderen Türkiye’nin önde gelen sanatçı, aydın, siyasetçi ve yazarları hakkında soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Aralarında eski bakanlar Fikret Ünlü, Ertuğrul Günay’ın yanı sıra Zülfü Livaneli, Gülriz Sururi, Genco Erkal, Halil Ergün, Ayşe Hür, Rakel Dink, Lale Mansur, Suavi, Tarhan Erdem gibi isimlerin yer aldığı Yurttaş Girişimi, Afrin’e operasyona karşı çıkarak müzakere, diyalog ve barış çağrısı yapmıştı.
Ahaber soruşturması!
Diken’denKemal Göktaş’ın haberine göre, mektubun kamuoyuna yansımasından 11 ay sonra, mektupla ilgili ahaber tarafından 24 Ocak 2018’de yayınlanan “170 imza ile ikinci bildiri skandalı” başlıklı haber de dosyaya konularak ifade alma işlemleri başlatıldı. Soruşturma kapsamında bazı isimlerin polis tarafından Terörle Mücadele Şubesi’ne çağrılarak ifadelerinin alındığı belirtildi. Habere göre, polis, ifadesini aldığı isimlere “Operasyonun PKK’nin Suriye uzantısı olan PYD’ye karşı yapıldığı göz önüne alındığında operasyonun yapılmamasının istendiği bildiriyi imzalamaktaki amacınız nedir?” sorusu da yöneltti.
Gezi ve Afrin ortaklığı
Afrin operasyonuna karşı çıkan bildiriye 11 ay sonra soruşturma açılması dikkat çekti. Gezi Parkı eylemlerine katıldığı gerekçesiyle başta Taksim Dayanışması üyeleri olmak üzere yüzlerce kişiye de yakın zamanda kapsamlı soruşturma açılması, iktidarın yeni bir “hamle” peşinde olduğu yorumlarını beraberinde getirdi. Gezi ve Afrin soruşturmalarının Kürtler ve demokratik güçler arasındaki ortak mücadele hattını hedef aldığı, ekonomik, siyasi ve toplumsal kriz nedeniyle halk arasında yükselen hoşnutsuzluğu bastırma amacı taşıdığı, iktidarın yeni bir Gezi korkusu nedeniyle şimdiden ön almaya çalıştığı, yerel seçim öncesi muhalefet güçleri arasındaki ortaklık hattını geriye çekmeyi hedeflediği yorumları yapılıyor.
İşte o mektup
24 Ocak’ta Meclis’e gönderilen mektupta şu ifadeler yer almıştı: “Ülkemizde ve bölgemizde savaş değil sulh ve sükûn istiyoruz. Sınırlarımızı korumanın ve beka sorunu yaşamamanın en iyi yolunun karşılıklı dostluk ve iyi komşuluk bağlarını güçlendirmek olduğuna inanıyoruz. Güvenliğimizin milyarlara mâl olan silahlanmayla, gencecik insanların yaşamı pahasına ve onbinlerce aileyi yersiz yurtsuz bırakacak bir savaşla değil, karşılıklı müzakere ve iş birlikleri üzerinden sağlanacağını, üstelik bunun mümkün olduğunu, tecrübe ile biliyoruz. Türkiye’ye bir tehditte bulunmayan, Suriye toprağı olan Afrin’e silahlı müdahalenin bölgemize ve ülkemize barış ve güvenlik değil, daha büyük sorunlar, yıkım ve acı getireceğini, Kürt yurttaşlarımızı da yürekten yaralayacağını biliyoruz. Ortadoğu’yu bir vekalet savaşları cehennemine çevirmiş olan yabancı devletlerin oradaki askerî varlıkları bile uluslararası hukukun ihlaliyken, onların arasına katılmak gibi bir niyet ve bu yönde atılacak adımlar ülkemizi sadece hüsrana uğratacak, on yıllarca telafisi mümkün olmayacak toplumsal, siyasal, ekonomik ve insanî kayıplara yol açacaktır. Yurttaş kimliğimiz ve sorumluluğumuzla, halkımızın ve tarihin önünde siz yetki sahiplerini uyarıyor, sesimize kulak vererek sağduyulu davranmaya, savaşı derhal durdurmaya ve sorunu diyalogla çözmeye davet ediyoruz.”
HABER MERKEZİ