Ben bu yazıyı yazdığımda Rus-Ukrayna Savaşı 6’ncı günündeydi. Bu savaşta parmağı olmayan emperyalist-kapitalist ülke neredeyse yok gibi. Savaşın kazananı olmaz elbet, ama barışın sağlanamaması ve uzaması halinde kaybedenlerden birinin Türkiyeli üreticiler ve tüketicilerin olacağı kesin. Bunu buraya not edelim. Çünkü Türkiye 1980’den bu yana tarımında uyguladığı yanlı ve yanlış politikalar nedeniyle adım adım bağımlı ülke haline geldi/getirildi. Evet, Ukrayna halkı ateş altında, perişan. Türkiye ise yıllardır tarımda ektiği kaygının şimdi misli bir fatura olarak önüne konulacak endişesini yaşamakta.
Neden?
Türkiye, buğday, arpa, ayçiçeği, mısır açığını Rusya ve Ukrayna’dan satın alıyordu. Bu ürünlerin temel gıda maddeleri olduğunu buraya vidalayalım. Türkiyeli çiftçilerin ürettiği domates, mandalina, limon, nar ve portakallarını savaşın tarafları iki ülkeye satıyordu. Şimdi savaş özellikle Ukrayna halkını vuruyor. Aynı savaş Türkiye’de üreten ve tüketen halkı da etkileyecek. Yani Türkiye’de üretilen ürünler, bu ülkelere satılamayabilecek, ihtiyaç duyulan temel ürünler her iki ülkeden ya alınamayacak ya da fiyatı yükselecek. İşte bu savaş Türkiye için iki ucu kakalı değnek, vesselam!
Güzel şeyler de oluyor
Son yerel seçimler yapıldıktan hemen sonra sevinen ve üzülenler kadar seçimler sonrası değişikliği gafletten ve melanetten çıkış için bir fırsat olarak görenler de oldu. Rize- Fındıklı Belediyesi bunlardan biri. Fındıklı Belediyesi seçimlerin ardından birkaç toplantılarının birini kadınlarla yaptı. Kadınlarla yaptıkları toplantıda kooperatif kurma kararı aldılar ve beraber uyguladılar. Şimdi her iki kadın kooperatifi de faal durumda.
Başka neler yapıldı?
Öncelikle şunu söyleyeyim; belediye her ne yapmışsa halkla birlikte yapmış, birlikte kararlaştırmışlar ve elbirliği, güven birliğiyle beraber uygulamışlar. Tarım çalışmalarında kooperatifler ve Ziraat Odası, belediye ile paydaş olmuş, kolektif çalışmalar yürütmüşler. Kolektif yürütülen süreçte belediye lojistik desteğini hiç esirgememiş.
Burada sözü Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Özsoy’a bırakayım izninizle. Özsoy; “2018 yılında tohum toplayarak 100 m2’lik toprakta ekmeye başladığımız alanları yeni seçilen belediye başkanımız Ercüment Cervatoğlu’nun desteği ile 19 bin m2’ye çıkarttık. Birlikte bölgeye has yerel tohumları topladık. Tohumun bitkiden nasıl alınacağı, ne şekilde muhafaza edileceği ve nasıl ekileceğiyle ilgili Belediye’nin davet ettiği tohumculuk konusunda uzman, Hasan Çetin Özbayram aracılığıyla oda elemanlarına ve halka eğitim verildi. Yerel tohumlarla ürettiğimiz 100 bin fideyi halka dağıtarak başladığımız etkinliklerimizi bu yıl 2 milyona çıkartarak 3. tohum takas etkinliğimizi düzenledik. Yoğun ilgi ile karşılaştık. Kısa sürede tohumlarımız tükendi. Fakat asıl amacımız sadece tohum dağıtmak değil, her etkinliğimizden tohum alan çiftçilerimizin bir sonraki yılın etkinliğinde, en azından aldıkları kadar tohumu getirmeleri, bu tohumla daha kalabalık kitlelere dağıtıp daha büyük alanlarda ekilmesini sağlamaktır. Bu yüzden 3. tohum takas etkinliğinden tohum alan dostlarımızdan ricamız bu etkinliklerin amacına ulaşması için gelecek yıl sizin elde ettiğiniz tohumların bir bölümünü odamıza veya belediyemize getirmeniz. Sizi de bu projenin ortağı yapacak, tohumları ve fidanları birlikte büyüteceğiz” diyor.
Bunlar niçin yapılmış?
Fındıklı Belediyesi halkın sağlığını, yöre ekolojisinin onarılmasını düşünerek “Zehirsiz Bahçeler ve Zehirsiz Bölge Fındıklı!” şiarıyla yola çıkmış. Bunu gerçekleştirmek için yeni kurulan kooperatifler, Ziraat Odası, belediye el ele çalışmış ve halen çalışmakta. Ha unutmadan söyleyeyim; yöreye ait meyvelerden anaçlık bir bahçe kurmayı da ihmal etmemişler, kurmuşlar. Yerel meyve çeşitlerin fikri takibini bu bahçeyi var ederek ve sürdürerek gelenekten geleceğe bir köprü kuruyorlar.
Sözün özü
Ukrayna’da küresel şirketlerin ve emperyal devletlerin ağzını sulandıran tamamı devlete ait olan bu topraklar için hükümetin tarım reformu yaparak tarım topraklarını gerçek sahiplerine çiftçilere eşit biçimde dağıtması halinde savaşı ortadan keser. Türkiye halkının tarımsal ürün konusunda endişeyi yok edebilmesi için de, Fındıklı’da uygulanan kolektif çalışma olan “Zehirsiz Bahçeler, Zehirsiz Bölge Fındıklı” programını izlemesi ve peyderpey uygulaması halinde, bu yolda kat edeceği mesafe oranında kaygısından zamanla sıyrılır.