ABD’nin İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile birlikte Haşdi Şabi ve Lübnan Hizbullahı komutanlarını Irak’ın başkenti Bağdat’ta öldürmesiyle Ortadoğu merkezli Üçüncü Dünya Savaşı yeni bir evreye taşındı. Bölgede ABD-İran gerilimi tırmandı. Dilinde “intikamı” düşürmeyen İran’ın vereceği yanıt için sadece tahminler yürütülüyor. İran’ın “Ortadoğu koordinatörü” Süleymani’nin ölümü, ABD güçlerinin çekilmesi yönünde tavsiye kararı alan Irak ve Suriye sahasını yeniden ısıttı. TEV-DEM Yürütme Kurulu üyesi Foza Yûsif, ABD-İran gerginliğinin tüm Ortadoğu’yu derinden etkileyeceğini belirtirken, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, iki hegemon çizgiye karşı Üçüncü Yol’un halkların yararına olduğunu söyledi. Gazeteci Halit Ermiş ise, “şiddetli ve sert bir savaşı, erken zamanda çok olası görmediğini ancak İran’ın bir karşılık vereceğini” kaydetti.
‘Bölgeye yayılabilir’
ANHA’ya değerlendirmelerde bulunan TEV-DEM Yürütme Kurulu üyesi Foza Yûsif, uluslararası güçler ile yerel güçler arasındaki iktidar savaşının bölgeyi yeni bir krize sürükleyebileceği uyarısında bulundu. Foza Yûsif, “ABDİran ya da Türkiye ile diğer devletler arasında yaşanan derin kriz, tarihi bir savaşın sonucudur. Hangi ülkede ufak çaplı bir kriz yaşansa tüm devletler oraya yöneliyor ve sonrasında o ülke topraklarındaki güçlerini korumayı bahane ediyorlar” dedi. Mevcut krizlerin halklara hizmet etmediğini söyleyen Foza Yusıf, “Mevcut anlaşmazlıkların önü alınmazsa bölgede yeni ve daha derin bir kriz yaşanır. ABD ve İran’ın intikam tehditleri ve operasyonlarına devam etmesi halinde bölgeye çok ciddi etkisi olacaktır. Ortadoğu ülkeleri arasında derin anlaşmazlıklar çıkacak ve tüm bölgeyi etkileyecektir. Bölge savaştan korunmalıdır” dedi.
‘Şiddetli savaş zor’
Mezopotamya Ajansı’ndan Nazım Daştan’a konuşan gazeteci Halit Ermiş ise, İran’ın bölgede önemli bir güç olduğunu, saldırılara cevapsız kalmayacağını söyledi. İran’ın uygun yöntemi ve uygun zamanı tercih edeceğini düşünen Ermiş, “İran ile ABD arasında siyasi, ekonomik, diplomatik, ticari vb. çok şiddetli bir savaş zaten sürüyor. Acele etmeyecekler. İran; Irak, Suriye, Lübnan, Yemen gibi yerlerde askeri hamleler geliştirebilir. Yine ABD’nin karşı hamleleri gidişatı belirleyecek. 3. Dünya Savaşı’nın yaşandığı bu belirsizlik durumunda, biraz da savaşın 1 ve 2. Dünya Savaşları’ndan farklı çok katmanlı bir şekilde yürümesinden dolayı hemen çok şiddetli bir sıcak savaşın gelişeceğini beklemek bence zor. Ama savaşın karakterinden kaynaklı gidişatı kestirmek de zor” dedi.
Çözüm ademi merkeziyet
Ermiş, “Şimdi gelişen savaş etnik, dinsel, mezhepsel farklılıkları körükleyen, çatıştıran bir durumda. Tekçilik bu krizlerin ana nedeniyken halen de çözüm olarak devletlerin ön gördüğü şey bu. Dolayısıyla merkezi ulus devlet sistemlerinin mutlaka kırılması ve tüm farklılıkların kendilerini özgürce ifade edebileceği, ademi merkezi sistemin gelişmesi gerekir. Bunun için de halklar, inanç grupları ve diğer tüm farklılıkların demokratik birlikteliğini ve ortak yaşam mücadelesini geliştirmeleri gerekir. Eğer doğru bir demokratik sistem gelişmez ise o zaman bugüne kadar yaşanan bu yıkımlar, Suriye ve Irak’takini aşan boyutlara varabilir” dedi.
‘Bölge ateş topu olur’
Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e konuşan HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “Olasılıklara bakıldığı zaman Irak, İran, Suriye ve İsrail zemini bir anda ateş topu halini alabilir. İran’ın vereceği açık ve sert yanıt bir anda dünya savaşı iklimi ortaya çıkartabilir” dedi. Türkiye’nin tırmanan gerilim karşısındaki tutumunu “Zoru görünce yelkenleri suya indirmek” olarak tanımlayan Kürkçü, “Aslında Türkiye’nin şimdiye kadar verdiği tepki Irak’ta KDP’nin verdiği tepkiden daha kapsamlı ve büyük değil. Türkiye sipere yattı” dedi. Kürtlerin tutumuna da değinen Kürkçü, “Kürtlerin, hegemonyacı ve istilacı bütün kuvvetlerin tahakkümüne karşı Ortadoğu halklarını birliğe davet eden bir tutum takınması daha yerinde olacaktır. İran’da hak ve hukukları inkâr edilen Kürtlerin, İran rejiminin bölgesel egemenlik kavgasında saf tutması için akla ve ahlaka uygun bir neden yok. Kürtler, zaten İran halkıyla özgürlük mücadelesinde aynı saftalar. ABD’nin saldırganlığını da kınadılar ama bu Molla diktatörlüğünü, ABD emperyalizmine tercih etmelerini gerektirmiyor. Kürtlerin kendi yürüyüşlerini ‘üçüncü yol’ çizgisinden şaşmaksızın sürdürmeleri, uluslararası güç dengesini kendileri ve bölge halklarının yararına uygun olarak şekillendirecektir.”
HABER MERKEZİ