Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ile HDP deneyimini, yerel seçimi ve hazırlıklarını konuştuk: HDP deneyimiyle kongreye gidiyoruz
Selman Çiçek
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 8-11 Eylül tarihlerinde büyük konferansını düzenleyecek. Konferanstaki tartışmalar, daha önce yapılan halk toplantıları ve çalıştaylardaki öneriler üzerinden şekillenecek. Burada yürütülen tartışmaların ardından eylül ayı başları veyahut ekim ayının ortasında kongre yapılacak. Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ile kongre hazırlık sürecini ve kongredeki amaç ve hedefleri üzerine konuştuk.
- Seçimlerden sonra parti olarak birçok kentte, halk buluşmaları gerçekleştirerek bir kongre sürecine girdiniz, bu süreci bize özetleyebilir misiniz?
Bu seçimlere giderken mevcut AKP-MHP iktidarı ve devlet aklı, özelde Kürt halkının demokratik mücadelesi, genel anlamda ise Türkiye’deki demokrasi mücadelesini alternatifsiz bırakma üzerine bir hat izledi. HDP’nin karşı karşıya olduğu baskı ve kapatma davası ile birlikte demokratik siyaset hattında güçlü bir seçenek ortaya çıktı. Yeşil Sol Parti, devlet aklına karşı tüm bu demokratik kamuoyunun ve Kürt demokratik siyasetinin olması gerektiği yerde, yani mecliste, sokakta, alanda, kısacası her yerde bir sorumluluk üstlenmiş oldu. Belki dünyada çok örneği ile karşılaşamayacağımız bir seçim geçirdik. Seçim sonucu olarak beklenilen bir sonuç alamasak bile; devlet aklına bir cevap vermiş olduk. Bu halk, demokratik siyaset seçeneksiz değil, olması gerektiği yerde koşullarını yaratacağını gösterdik. Seçim sonuçları üzerinden açığa çıkan tablo, bizi örgütsel zayıflıklarımızı, siyaset yapma biçimimizin daha güçlü olması gerektiği konusunda biraz daha içe dönük çalışmalar önümüze koydu. Eleştiri-özeleştiri diyebileceğimiz, bütün süreçleri ve gelecekte nasıl bir süreç izleyeceğimiz ciddi tartışmalar yürüttük. Çok cesur bir tartışma açığa çıktı. Bu yapıyı bugüne taşıyan örgütsel akıl, halkımızla bir araya gelerek, hem zaaflarımızı hem de gelecek dönemi konuşmak üzere iki bin halk toplantısı, 30 bine yakın insan ile görüştük. Burada halkın eleştirileri dinlendi. Sundukları yol haritası dinlenmiş oldu. Halkın halk toplantısına katılması ve en sert eleştirileri yapması, bu partiyi ve paradigmayı sahiplenmesidir. O yüzden çok kıymetlidir.
Biz de düştüğümüz eksiklikler ve zaaflıkları görerek bir özeleştiri süreci başlattık. Yine bu buluşmalara müteakip iki önemli çalıştay yaptık. Hem kadınlar açısından; üçüncü yol kadın bağlamı ile kadın örgütlemesinin nasıl olacağı üzerinden, hem de karma açısından örgütlenme modelimiz ve yeni dönem siyaset aksımız olmak üzere iki önemli çalıştay yaptık. Bu çalıştayın sonuçları konferansa aktarılacak. 8 Eylül -11 Eylül arasında ise; iki gün kadın, iki gün karma olmak üzere konferanslar yapacağız. Özü itibari ile bütün bu halk toplantılarından süzülen bilgiler konferanslarda bizim yeni dönem siyasi hattımızı ve yeni yol haritamızı belirleyecek.
- Kongrede partide ne gibi değişiklikler olacak, keza HDP kongresinde Yeşil Sol Parti ile ortaklaşacağı yönünde karar beyanında bulundu, bu ilişki ne boyutlarda olacak?
HDP geçtiğimiz hafta kongresini gerçekleştirdi. HDP, bir mola verdi. HDP paradigmasının kendisi bizim açımızdan Türkiye siyasetinde demokratik siyasetin en önemli değerlerinden biridir. Çok ciddi tarihi ve siyasi bir miras bıraktı. Yeşil Sol Parti kongreye giderken, HDP’nin 11 yıllık siyasi süreci boyunca oluşturduğu bütün mücadele deneyim ve kazanımlarını sahiplenerek kongreye gidiyor. Kongreye giderken tartışmalarımız arasında parti ismi, yaptığımız halk toplantılarında değişmesi yönünde ciddi bir talep var. Geleneksel olarak, ‘Halk, demokrasi ve eşitlik’ isimlerinin geçtiği bir isimle yol almanın daha doğru olacağı tartışıldı. Bir tüzük değişikliği gündemde, HDP’nin mücadele deneyimleriyle birlikte Yeşil Sol Parti’de olmayan ama HDP’den almamız gereken tüzük maddeleri var. Yeni siyasal dönemi, seçimden sonra açığa çıkan siyasal süreci karşılayabilecek güçlü, bu süreci emeği ile sahiplenecek güçlü arkadaşlarla bir parti meclisi oluşturma yönünde çalışmalar var. Bir kongre komisyonu kuruldu, bunun yerel ayakları oluşturuldu. Aynı şekilde eşbaşkanlar açısından da, illerde yapılan toplantılarda öneriler alındı. Adayların belirlenmesinde yerellerin, halkın dahil olduğu en kollektif yöntemin kullanılması işletilecek. Açığa çıkan tablo ile birlikte en uygun isimlerle Yeşil Sol Parti, yol yürüyüşünü devam ettirecek.
- Nasıl bir kongre hedefliyorsunuz, kongrenin hedef ve amaçları neler olacak?
Seçime giderken aslında açığa çıkan tablo Yeşil Sol Parti’nin ne kadar tarihi misyonu yerine getirdiğini göstermiş oldu. Bu misyona denk bir kongre yapmak istiyoruz. Yapabileceğimiz en güçlü, çok katılımlı ve çoğulcu bir kongre çalışmamız var. Önümüze Eylül sonu veya ekim başı olmak üzere kongreyi yapmayı hedefe koyduk. 2015 seçimleri, devlet aklının ve onun yürütücüsü olan AKP’nin Kürt sorununda derinleştirdiği çözümsüzlükte, toplumsal ve siyasal olarak en yalnızlaştığı döneme tekabül etti. HDP açısından ise, Türkiye’deki toplumsal bütün kesimlerin çözüme olan inancının ve çözüme olan katkısının harekete geçtiği bir döneme tekabül eder. O günden beridir devlet aklı, AKP’nin kendisi bir ittifak arayışında, buna savaş ittifakı demek doğru olur. Biz de kongreye giderken bu tabloyu görerek, 2015’ten beri toplumsal ittifaklarımızı, mücadele ittifaklarımızı geniş çapta kurmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla yapacağımız kongre ile Türkiye’de Kürt sorununu, emek meselesini, ekoloji, kadın başlığının olması gereken en geniş kesimlerle, en güçlü, katılımcı ve çok sesli bir kongreyi önümüze hedef koyduk.
- Türkiye’de anti-demokratik uygulamalar artıyor, tecrit ve savaş şiddetleniyor. Yeni dönemde bu gibi sorunlara karşı somut mücadele kararlarınız olacak mı?
Türkiye dönemsel olarak yeni bir yüzyıla girdi. Bu yüzyıla girerken birinci yüzyılın halklar adına taşıdığı bütün sorunsallıkları aynı taşımış durumda. Bu AKP ve devlet açısından, devletin devamına tekabül eden bir durum, ama bizler açısından yüzyıllık sorunlar, ikinci yüzyılda çözülmek ile yüz yüze ve kendisini çözüm açısından dayatmak zorunda. Biz bütün siyasal aksımızı, HDP’den aldığımız mücadele deneyimleri ile birlikte nasıl güçlendireceğimizi tartışıyoruz. Barış, Kürt sorunu halen Türkiye’nin önemli sorunlarından biridir. 2015 yılından beri devam eden tecrit, derinleştiriliyor ve barışın önüne konulan temel uygulamalardan biridir. Dolayısıyla Türkiye’nin birinci yüzyıldan ikinci yüzyıla bütün sorunsallıklara karşı mücadele alanları oluşturmak durumundayız. Bu sokakta eylem biçimi olarak olabilir, mecliste derinleştirmek biçiminde olabilir. Bu toplumun bu konuyla ilgili söz ve karar aşamalarında güç olması ile alakalı olabilir. Özellikle toplumun siyasete dahil edilmesi başlığı var. Dolayısıyla bütün bunlar, bizim mücadele geçmişimizden bugüne taşıdığımız ve artık bugün kendisini çözüm olarak dayatan ve nihayetinde oluşması gereken başlıklardan biridir. Bununla ilgili somut kararları da yapacağımız konferans ve kongrede alacağız. Halk toplantısından süzülen bilgiler, konferansta delegasyon ve katılımcılarla birlikte daha somut bir hatta bürünecek. Yine başlıklardan biri de, ısrar ettiğimiz üçüncü yolun seçimde açığa çıkan tabloya göre, bunun bilindiği ancak uygulanmadığını gördük. Üçüncü yol ve demokratik öznelliğimizin kaybolduğu yönündeki eleştiriler vardı. Bu dönem açısından üçüncü yol kavram ve mücadelesini de daha somutlaştırmak gerekiyor. Üçüncü yol içerisinde Kürt sorunu da var, kadın, ekoloji sorunu da var. Bütün demokratik mücadele alanlarının başlığını üçüncü yolda ortaklaştırmak gerekiyor. Türkiye’de ihtiyaç duyulan diğer başlıklardan birisi de HDP’nin başardığı bir durumu daha da güçlendireceğiz. Demokratik, halklar ittifakına ihtiyaç var. Savaş ittifakına karşı çok güçlü bir barış ittifakı kurmamız gerekiyor. Bu süreç sadece HDP, Yeşil Sol Parti bağlamında değil, bu konudaki bütün mücadele alanlarıyla kaçınılmaz bir başlık olarak herkesin önüne düştüğünün farkındayız. Bu bakış, bizi daha güçlü bir şekilde bir araya getirecek.
- Türkiye’de diğer partiler yerel seçim startını verirken partiniz kongre ile birlikte mi bu startı verecek, bir rejim haline gelen kayyumlara karşı yeni dönemde nasıl bir mücadele içerisinde olacaksınız?
Yerel seçimlerle ilgili hem HDP’nin hem Yeşil Sol Parti’nin gündemi hiç soğumadı. Ama geçirdiğimiz genel seçimle birlikte başlattığımız halk toplantılarının en önemli gündemlerinden biri de; yerel seçimler oldu. Kurdistan açısından ve Türkiye açısından iki tablo var. Kurdistan açısından seçime girse bile, Kürt halkının demokratik, yerel yönetim aklıyla yarışamayan bir iktidar aklı var. Sandıkta kaybediyor, sandıkta kaybettiğini kayyum yöntemi ile gasp eden bir iktidar ile karşı karşıyayız. Birçok yerde, bizim, yerel yönetim komisyonumuzun açıklamaları var. Demokratik yerel yönetim hattımız, sadece Kurdistan açısından değil Batı’da da önemli açılımlara vesile olacak bir hattır. Kurdistan’da bizim esas hedefimiz, bir rejim haline gelen kayyum ile güçlü bir mücadeleyi gerçekleştirmektir. Ve kayyum atanmasını engelleyecek toplumsal bir dayanışmayı, toplumsal direnci tekrardan diriltmeye ihtiyacımız var. Bu halk toplantılarında en çok açığa çıkan başlıklardan biridir. Belediye bizim, değerler bizim, bütün elde edilenler gasp ediliyor. Yerel seçim komisyonumuz bir fizibilite çalışması yapmaya başladı. Hem nicel hem de politik anlamda durumun ne olduğu konusunda. Batıda ise çoklu seçenekler var önümüzde. Buna da gerçekleşecek olan konferans ve kongreler sonrasında bir karar verilecek.