Memleket kara kışa teslim, her taraf bembeyaz. Kara kışlığı yoksula soğuk, beyazı doğaya bereket bir durum. Neylersin aşılası zorluklar, birlikte yaşanılası güzellikler istediğimiz ve aradığımız.
Bu hafta okuduğum ve beslendiğim üç kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Evet. Karakışı sıcak bir çay keyifli kılar mı? Hem de nasıl? İşte insanlara keyif veren çay bitkisinin bu topraklarda yetiştirilmeye başlaması öyle kolay olmadı. Bugün de çay yetiştiren üreticiler bin bir çile yaşıyor, eziyet çekiyor. Çay üretiminde yaşananlar ve yaşatılanları pek çok arkadaş yazmış, Fatma Genç ve Özlem Şendeniz bir kitapta toplamış ve yayına hazırlamış. Emeklerine ve yüreklerine sağlık! Kitabın adı, “Çaydan Öte” -‘Tarladan Demliğe, Mekânda ve Bellekte Çay’. Çok duru ve anlaşılır bir dille, adeta bir oya gibi işleyip beyinlere nakşediyorlar; çayın sorunlarını ve çözümünü. Keyifle okudum ve çok beslendim. Kitap Gola Yayınları’ndan çıktı.
AKP döneminin uzun süre Tarım Bakanlığı’nı yapan Mehdi Eker, hep “tarımın entelektüelleri yok” derdi. Oysa tarımsal üretimi yapanlar zaten bilgelerdir, kırların entelektüelleri çiftçilerdir. Ama onları bilgelikten çıkaracak politikaları üreten ve uygulayan, tarımı şirketleştiren ve cahillerin yapacağı hale dönüştürenlerin bu sözleri söylemesi ne acı değil mi?
Birçok arkadaşın alternatif görüşlerini açık seçik biçimde yazılı biçimde belirttiği ve Tayfun Özkaya, Mesut Yüce Yıldız, Fatih Özden, Umut Kocagöz’ün yayına hazırladığı “Agroekoloji”- ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ kitabı Mehdi Eker’e anlamlı bir yanıt olsa gerek. Ayrıca tarımda makas değişikliğinin zorunluluğuna işaret edişiyle bu kitap önemli bir çalışma. Bir solukta okudum, çok soluklanıp üzerinde düşündüğüm ve yenilendiğim bu kitap Metis Yayınları tarafından topluma kazandırılmış. Hazırlayanlara ve yayında emeği geçenlere teşekkürler.
Gıda krizi en çok konuşulan konular arasında ilk sıralarda yer alıyor. Halk gıdaya erişim konusunda her zamankinden daha çok endişe duyuyor şimdilerde. Bir başka gerçeklik de, pandemi ile birlikte tarımın hiç olmadığı kadar gündem olması ve görünür hale gelmesi. Bu elbette iyi. Tarımın içinde olduğu çıkmazın çözümü için değişik platformlarda çokça konuşuldu, yazıldı. Kıtlığa giden yolları asfaltlayan hükümetin yanlış tarım politikalarına karşı çözümün bir parçası olarak en çok konuşulan konu kooperatifçilik oldu. Kooperatifçilik konusunda Derya Nizam arkadaşım arı çalışkanlığı ile “Yeni Nesil Kooperatifler: ‘Topluluk, Aidiyet ve Yer-Temellilik’” kitabını hazırlamış. Emeğine yüreğine sağlık Derya ve de tabii ki teşekkürler. Kitap Oğlak Yayıncılık tarafından yayınlanmış. Derya kitabında diyor ki; “Globalizmin tüm dünyayı şiddetle kuşattığı, ulus devletlerin uluslararası sermayenin güdümüne gitgide daha fazla girdiği çağımızda her türlü sivil örgütlenme geleceğin kurtarılması için büyük önem taşıyor. Çağın gerekleriyle doğrudan yüz yüze bakan bu örgütlenme modelleri de doğal olarak geçmişteki örneklerine benzemiyor, farklılaşıyor ve çeşitleniyorlar. Bir sivil örgütlenme olan kooperatifler de, karşılaştıkları sorunlar da değişiyor elbette” diyor.
Evet, ciddi bir kara kış dönemi yaşıyor ülkemiz. Kara kışı aydınlık kışa çevirmeye katkı için buyurun size üç kitap. Teşekkürler emeği geçenlere ve de keyifli okumalar.