Tuzla’da Deri Sanayi’ndeki Deriteks üyesi işçiler, 1 Mayıs işçi Bayramı’nı kutlayarak taleplerini dillendirdi.
Deri Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası (Deriteks) üyeleri, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Tuzla Deri Sanayi’nde bulunan Çubukoğlu Deri Fabrikası’nın önünde kutladı. Kutlamaya sendika üyelerinin yanı sıra farklı fabrikalarda çalışan işçiler de katıldı
Ekonomik sonuçlar
Kutlamada konuşan Deritesk Sendikası Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, işçilerin tarihte ilk defa 1 Mayıs için kitlesel bir şekilde meydanlarda buluşmayacağını belirtti. Sermayenin kar hırsının hem dünyada hem de Türkiye’de en “vahşi” haliyle hüküm sürdüğüne dikkati çeken Tay, “İşçilerin ölümü pahasına ‘çarklar dönecek’ ısrarıyla, virüs işyerlerinden ve toplu taşıma araçlarından evlerimize taşınıyor. Aklın ve bilimin söyledikleri değil bir avuç patronun çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi, hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı kararlara imza atıyor” dedi. Tay, hükümetin açıkladığı ekonomik paketlerde işverenlere her türlü destek sunulduğuna işaret ederek, “Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli, küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor” dedi.
İşçilerin talepleri:
Salgının, mevcut düzenin sahibi bir avuç ayrıcalıklı kesim ile Türkiye nüfusunun yüzde 99’unun çıkarlarının aynı olmadığını gösterdiğini ifade eden Tay, işçilerin salgından korunması için alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı:
“* Başta deri ve tekstil olmak üzere temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalıdır.
* Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli, çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.
* Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır.
* Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
* Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Covid-19 testleri konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş hakim kılınmalıdır. Yerel yönetim kuruluşlarının, sağlık, emek ve meslek örgütlerinin de temsil edildiği bütünlüklü bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm süreci halkın sağlığını ve kamunun çıkarını önceleyecek biçimde şeffaf biçimde yürütmelidir.
* Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde koruyucu donanım başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.
* Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, EYT’liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
* Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.”
Kutlama, işçilerin söylediği 1 Mayıs marşının ardından son buldu.