Siverek Cezaevi’nde yüzde 78 engelli Nurettin Başaran’ın tedavisi koronavirüs gerekçesiyle engelleniyor. Kürkçüler Cezaevi’ndeki Ekrem Baydoğan’ın tedavisinin de engellendiği kaydedildi
Nurettin Başaran, 2015 ve 2016 yılları arasında Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarından sonra açık ve gizli tanıkların ifadeleri doğrultusunda “örgüte üye olmak”,”örgüt propagandası yapmak”, “hüriyeti tehdit” iddiasıyla tutuklandı ve hakkında 25 yıl hapis cezası verildi. Tutuklanmadan önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle iki bacağı tutmayan ve yüzde 78 engelli raporu bulunan Başaran, Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor.
“Tek başına kalamaz” raporu olmasına rağmen cezaevinde tutulan Başaran’ın ayak bilekleri gün geçtikçe şişiyor. Ağrı ve sızıdan duramadığı belirtilen Başaran tedavi olmak istese de cezaevi yetkilileri tarafından koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle hastaneye götürülmesi durumunda 14 gün boyunca tek başına hücrede karantina altında kalacağının söylenmesi nedeniyle tedavi olamıyor. Tek başına ihtiyaçlarını karşılayamadığı için tedaviyi reddeden Başaran’ın aile ise mevcut soruna çözüm bulunmasını istiyor.
Başaran’ın durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini dile getiren ailesi, “Tedavisi olması için tahliyesini istiyoruz. Zaten cezaevinde kalamaz raporu da var. En kötü ev hapsi ile serbest bırakılsın. Bizler evde bakarız” dedi.
Baydoğan’ın tedavisi de engelleniyor
Tedavisi engellenenler arasında bulunanlardan biri de Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan Ekrem Baydoğan. Eda Baydoğan, 2 yaşındayken tutuklanarak 290 yıl hapis cezası verilen babasını, cezaevi görüşlerinde tanıdı. Şimdi 17 yaşında olan Aydoğan, salgın nedeniyle açık görüşlerin engellenmesinden dolayı babasını göremiyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması için yapılan açlık grevi eylemleri sonrasında babasının sağlık sorunları yaşamaya başladığını söyleyen Baydoğan, cezaevi idaresinin tedaviyi engellediğini dile getirdi. Bugüne kadar sadece iki defa hastaneye götürüldüğünü ve MS (Multipl Skleroz) şüphesi konulduğunu aktaran Baydoğan, “Dört ay boyunca yapılacak tedavi, gözlem sonucunda ancak tanı konulabilecek. Ancak buna rağmen cezaevi bunu yerine getirmiyor. Eğer hastalığı ilerlerse bir yerden sonra fiziksel özellikleri kaybetmeye başlayacak, hareket edemeyecek. Buna rağmen alması gereken bazı ilaçlar verilmiyor” diye belirtti.
Hakları kısıtlanıyor
Salgın sürecinin başlamasıyla kaygılarının arttığını ifade eden Baydoğan, bunun temel nedeninin cezaevi idaresinin tutumu olduğunu söyledi. İdarenin temizlik ve hijyen malzemeleri de vermediğini de aktaran Baydoğan, tutukluların kendi imkanlarıyla ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını söyledi.
Tüm girişimlerine rağmen cezaevi idaresinin koşulların iyileştirilmesi için bir çaba göstermediğini, ayrıca yönetmeliğe aykırı hareket davranıldığını belirten Baydoğan, “Bugüne kadar iki defa hastaneye götürüldü. Pandemi sürecini bahane ederek, hastane hakkı engelleniyor. Babam, hastaneye götürülen hasta tutuklunun darp edilmesini bize aktardığı için, ‘dışarıya bilgi sızdırdın’ gerekçesiyle 20 dakikalık telefon görüşme hakkı yarıya indirildi” dedi.
Hukuk dışı olarak nitelendirdiği uygulamaları kabul etmeyeceklerinin altını çizen Baydoğan, “Babam koğuşunda kamerayı kabul etmediği için türlü cezalarla karşılaşıyordu. Üstüne bir de bu ceza verildi. Ortada çok büyük bir hukuksuzluk var, hak etmediği bir ceza aldı. Hem bu cezaya karşı hem de yaşanan haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmeliyiz. En azından sağlığına kavuşması ve hastaneye götürülmesi için bir şeyler yapılmalı” diyerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.
Kaynak: MA