Tutukluların hak ihlallerine karşı süresiz-dönüşümlü açlık grevi başlattığı Konya Ereğli Cezaevi’nde yaşananlara dair rapor hazırlandı
Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde hak ihlalleri ve tecrit koşullarına karşı politik tutukluların 4 Ekim’de 10’ar gün şeklinde başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi devam ediyor. Tutuklulardan Rojhilatlı Yakup Brukanlı, ağır tecrit koşullarına karşı 28 Ekim’de bedenini ateşe verdi. Faik Budak, Fatih Baran ve Remzi Akyürek adlı tutukluların ise, eylemlerini süresiz-dönüşümsüz olarak devam ettirdiği öğrenildi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleleri ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY-DER) üyesi avukatlar, 11 Kasım’da cezaevi idaresi ve tutukluları ziyaret ederek rapor hazırladı.
Mutlak tecrit
Raporda görüşme yapıldığı belirtilen tutuklulardan Ömer Sipek, Edirne’de tutuklandığını, tutuklandıktan sonra 41 saat ring arabası ile yolculuk yaptığını, cezaevi girişinde çıplak aramaya ve ağız içi aramasına maruz kalmadığını söyledi. Sipek, 14 metrekarelik bir odada tek başına tutulduğunu, diğer tüm odalarda da tek kişi bulunduğunu, günün 23 saatinin odada geçirildiğini, hükümözlü tutuklu (6 yıl 10 ay) olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlülerin infaz şeklinin kendisine yaşatıldığını, odasında havalandırmaya açılan kapının bulunmadığını ifade etti.
Tutuklular Metin İnce ve Müslüm Kaya da Sipek ile benzer sorunları dile getirdi. İnce, sıcak ve soğuk su kotası olduğunu, elektrik tüketiminin sanayi tipi ücreti üzerinden hesaplandığını ve Yakup Brukanlı’nın ihlaller karşı bedenini ateşe verdiğini kaydetti.
Talepler
23 Ağustos’ta Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevine sevk edildiğini aktaran Faik Budak, kelepçeli muayene dayatması nedeniyle tedavi haklarının engellendiğini, sevk sırasında kötü muameleye maruz kaldıklarını ve adli tutuklularla aynı katta tutuldukları paylaştı. Budak, öncelikli taleplerinin 3 kişilik odalara alınma ve tekli hücre uygulamasına son verilmesi, sosyal ve kültürel etkinliklerden faydalanma olduğunu ifade etti. Budak, bazı infaz koruma memurları tarafından sürekli taciz edildiklerini, diğer tutuklularla selamlaşmalarına dahi izin verilmediğini söyledi.
Bedenini ateşe verdi
Yakup Brukanlı ile yapılan görüşmeye de raporda yer verildi. Brukanlı’nın sol el parmakları ile sağ göğüs ve sağ omuzunun sargılı olduğu aktarılan raporda, Brukanlı’nın sargıya dair soruya, “Abdullah Öcalan’a yönelik komployu ve uygulanan tecridi protesto amaçlı kendimi yaktım. Sonrasında idare tarafından hastaneye götürüldüm. Ancak yaptığım eylem siyasi amaç taşıdığı için tedaviyi kabul etmedim. Vücudumdaki yanıklar 2. derece yanıklardır. Şu an cezaevi revirinde yaramın tedavisi yapılıyor. Olaydan birkaç gün sonra kurul tarafından çağrıldığım söylendi ve bunun üzerine cezaevinde üç kişinin bulunduğu bir odaya götürüldüm. Burada eylememin amacı soruldu ve ben de kendilerine amacımı olduğu gibi anlattım. Amacımı anlattıktan hemen sonra bu üç kişi tarafından hakaret ve fiziki şiddete varan eylemlere maruz kaldım. Orada bulunan bir infaz görevlisi bana saldıran bu şahısları yatıştırarak beni odadan çıkartmıştır. Bu olayı cezaevinin 1. Müdürüne anlattım. Ancak müdür bu olayı sanki uyduruyormuşum gibi bir yaklaşım içerisine girdi. Yaptığım eylemden sonra ilaçlarım, kemerim ve kullandığım bardağa el koyup götürdüler ve geri vermiyorlar” sözleriyle yanıt verdiği paylaşıldı.
Cezaevinin durumu
Raporda, avukat heyetinin cezaevi idaresi ile yaptığı görüşmeye dair de kimi bilgiler paylaşıldı. Yaşananların idare ile paylaşıldığı belirtilen raporda, devamla şunlar aktarıldı: “Hapishane müdürü tarafından hapishanenin mimari ve fiziki yapısı gereği olarak 480 kişilik kapasitesinin olduğunu, 45 adet üçer kişilik odalarının mevcut olduğunu, geri kalan odaların tamamının tek kişilik odalar şeklinde olduğunu, tutuklu ve hükümlülerin bahsi geçen hapishaneye gelmelerinin ve bu şekilde infaz veyahut tutukluluk geçirmelerinin kendisinden kaynaklanmadığını, bunun sebebinin hapishanenin mimari ve fiziki yapısının ve Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün yerleştirmeleri neticesinde olduğunu görüşmeyi yapan heyete aktarmıştır. Ayrıca personel sayılarının yetersiz olması sebebi ile hapishanenin sevk ve idaresini gerektiği şekilde sağlayamadıkları da kurum müdürü tarafından görüşmeyi yapan heyete aktarılmıştır. Hapishane idaresi ile görüşme gerçekleştiren heyetin ivedilikle değerlendirilmesi talebinde bulunduğu; hasta, yaşlı veyahut risk grubunda bulunan siyasi mahpusların üçer kişilik odalara alınması talebi aktarılmıştır. Hapishane müdürü tarafından bu talebin değerlendirileceği ancak üçer kişilik oda sayısının 45 adet olduğu, toplam tutuklu veyahut hükümlü sayısının ise hali hazırda 200 kişi olması ve kimleri üçer kişilik odalara alıp almama noktasında eşitlik dengesinin kurulamayacağı çekincesi olması sebebiyle bu talebin de çözüm yaratmak niyeti ile değerlendirileceği görüşmeyi yapan heyete aktarılmıştır.”