Cezaevlerinde, PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve ihlallerin son bulması talebiyle başlatılan ve tutuklu siyasetçilerin de katıldığı açlık grevi eylemleri 1’inci ayını geride bıraktı
Koronavirüsü (Kovid-19) salgını dolayısıyla “önlem” adı altında uygulanan kısıtlamalar ile hak gaspı ve ihlallerin arttığı cezaevlerinde, bir ayını geride bırakan açlık grevi eylemi var. Cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutuklularca başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi, 27 Kasım’da başladı.
Tutukluların talebi işe, pandemi ile birlikte katlanan hak ihlallerinin son bulmasının yanı sıra PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit politikasına son verilmesi. 22 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Öcalan, ne ailesi ne de avukatları ile görüştürülmüyor.
Grevin gerekçesi ve amacı
Eylemlerine başlamaları öncesi yaptıkları açıklamada, cezaevlerindeki hak ihlallerine anlatan tutuklular, şunları belirtti: Koronavirüs gerekçesiyle dokuz aydır ailelerimizle açık görüş bir yana kapalı görüşler bile yaptırılmadı. Oysa koronavirüs açısından en riskli alanlardan biri eğitim yani okullardır ama yüz yüze eğitime başlandığında bile hiçbir şekilde açık görüş yaptırılmadı. Yine avukat-müvekkil görüşmelerinin yasa çıkarılmasına rağmen çoğu yerde kapalı görüş tarzında sürdürülüyor. ‘Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nde bile ‘savunma hakkı kutsaldır’ ancak hiçbir uluslararası hukuk normunu tanımayan bu soykırımcı, faşist zihniyet zindanlarda olan bizlerin dış dünyayla iletişimini koparmayı hedefliyor. Korona bulaşır gerekçesiyle hasta arkadaşlarımızın tedavilerinin yapılmaması ancak dış dünyayla iletişimler sıfırlanmışken, koronadan arkadaşlarımızın yaşamını yitirmesinin izahatı olsa olsa keyfi-hak ihlalleriyle açıklanabilir, koğuş aramaları, şehirlerarası gidiş-gelişler durduruluyor ama sürgün politikası revaçta, çıplak üst arama dayatmaları yani temas ve sosyal mesafe zindanlar açısından geçerli değildir. Tüm bir toplum evlerinde tecride alınırken halkımıza, demokratik kurumlara, hatta savunma hakkı savunucuları olan avukatlara dönük operasyonlar aksatılmamıştır.
Kamuoyuna çağrı
Açıklamalarında İmralı’da işkenceye dönüşen tecrit sisteminin ortadan kaldırılıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini vurgulayan tutuklular, “Faşizmin en büyük korkusu toplumsal direniştir, bu nedenledir ki direnişi bitirmek için her türlü yol ve yönteme başvuruyor. Bize düşen de her şart ve koşul altında, nerede, hangi alanda olursak olalım büyük bir karalılıkla direnişi büyütmek ve tecridin ortadan kaldırılması temelinde faşizmin sonunu getirmektir” diyerek, bu coğrafyada yaşayan tüm halkları, demokratik kurum kuruluşları ve duyarlı kamuoyunu eylemlerine katkı sunma çağrısında bulunmuştu.
Kadın siyasetçiler de katıldı
Cezaevlerinde 5’er günlük süreyle gruplar halinde sürdürülen eylemde, Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel, HDP eski milletvekili Çağlar Demirel ile Dersim Belediyesi Eski Eşbaşkanı Nurhayat Altun gibi siyasetçiler de yer aldı.
HABER MERKEZİ