Sincan Cezaevi’nde kalan 68 kadın tutuklu cezaevlerinde yaşanan ölümlere karşı CPT’ye mektup göndererek, yaşanan ölümlere karşı Türkiye’nin uygulamalarına sessiz kalınmaması gerektiği vurgulandı
Sürgün, işkence ve hak ihlallerinin arttığı cezaevleri ve son olarak Ankara Sincan Cezaevi’nde 2 yıldır tutuklu olan 63 yaşındaki Abdullah Oran’ın geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetmesine dair Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan 63 kadın tutuklu Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) mektup gönderdi.
Ölümler arttı
Kadın tutuklular mektuplarında, son bir yıldır Türkiye cezaevlerinde onlarca tutsağın “hasta, kendisini astı, psikolojik hastalığı var” denilerek katledildiğini ve siyasi tutukluların ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen tutsakların oranının artış gösterdiğini belirtti.
Sessizlik ölümleri arttırır
Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda (YGC) bulunan Abdullah Oran’ın ölümünün bu katliamların son örneği olduğu belirtilen mektupta, “Türkiye’de yaşanan deprem felaketi ve seçim havası cezaevlerinde yaşanan sistematik işkenceleri gündem dışına itmektedir. Cezaevinde yaşanan her ölümün sorumlusu bizzat ölüme meydan veren önlem almayan göz yuman devletin kendisidir. Ama bu durumun da ötesinde ölümlerin sistematik artışı, bu durumun bir ‘idam politikası’ olarak yürürlükte olduğunun göstergesidir. Bu duruma sessiz kalınması halinde ölümlerin zamana yayılarak, hücrelerde izole edilmiş olan arkadaşlarımız başta olmak üzere her bizimizin aynı akıbete uğramaması işten bile değildir” dediler.
CPT olarak müdahale edin
CPT’ye yönelik taleplerin sıralandığı mektupta, “CPT olarak sizden talebimiz cezaevlerindeki faili belli bu ölümlere bir an önce müdahale etmeniz, gerekli incelemeler, kovuşturmalar yapmanız ve sistematik olarak işkencehanelere döndürülen hücrelerin durumunu kamuoyu ile paylaşmanızdır. Yine yetkilerinizi kullanarak bu politikaları durdurmanız en acil talebimizdir” denildi.
ANKARA