Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan darp olaylarının inkar edilse de, “rutin bir hal” aldığını söyleyen İHD Şubesi Cezaevi Komisyonu Sözcüsü Av. Zelal Demiray, darp olaylarının çoğunlukla merdiven boşluklarında ya da kamerasız ortamlarda gerçekleştirildiğini kaydetti.
Adana-Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi son dönemde burada kalan özellikle siyasi tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlalleri ile gündemde. İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Cezaevi Hapishane Komisyonu Sözcüsü Av. Zelal Demiray, sözkonusu cezaevinde yaşananlara dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
Av. Demiray’ın verdiği bilgilere göre, cezaevinde kalan 20’ye yakın tutuklu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için 27 Kasım 2018’den bu yana 2 ve 3’erli gruplar halinde süreli-dönüşümlü açlık grevinde.
İnan Akın isimli bir tutuklunun ise 5 Ocak’tan bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu paylaşan Demiray, açlık grevindeki bu tutukluuya dair şu bilgileri verdi: “Sağlık kontrolü için doktor tarafından revire çağrılan, ancak doktorun bizzat koğuşa gelip söz konusu kontrolleri yapması gerektiğinden şu an muayenesi yapılamamaktadır. Açlık grevi için gerekli olan su, tuz, şeker, karbonat ve B vitamini ise kendilerine verilmiş olup bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını tarafımıza iletmişlerdir.”
‘Rutinleşen darp var ama kamera kaydı yok’
Cezaevine ilk girişte tutukluların darp edilmesi olaylarının ise artık neredeyse rutinleştiğini söyleyen Av. Demiray, konuyla ilgili görüştükleri cezaevi savcısının ”Bu konuda hassasım. Kabul edilebilecek bir yanı yok. Söz konusu iddiaların tespiti için kamera kayıtlarını dahi inceledim. Ancak herhangi bir bulgu elde edemedim” dediğini aktardı.
Zelal Demiray, darp olaylarının çoğunlukla merdiven boşluklarında ya da cezaevine giriş anında tutukluların konulduğu bekleme odaları gibi kamerasız mekanlarda gerçekleştirildiğini kaydetti.
Tutuklular güvenlikleri için görüşe çıkmıyor
Yine cezaevi idaresinin “barıştır-karıştır” uygulaması nedeniyle tutukluların uzun süre görüşe çıkamadığını hatırlatan Demiray, şöyle devam etti: “Farklı suç gruplarına mensup tutuklu ve hükümlülerin cezaevi idaresince aynı saatte ve aynı yerde açık görüşe çıkmaya zorlanması, gerek mahpuslar gerekse de aileler arasında türlü gerginliklere sebep olmaktadır. Düzen, disiplin ve güvenlik ortamını bozmakta ve sağlıklı bir iletişim ve görüş yapma hakkını bertaraf etmektedir. Ceza İnfaz Kurumları’nda güvenliği ve düzeni sağlamak cezaevi idaresinin asli göreviyken, bu uygulamadan dolayı mahpuslar açık görüşlere çıkamamakta ve dolayısıyla en temel haklarından feragat etmek durumunda kalarak, kendi güvenliklerini kendileri sağlamak zorunda kalmaktadırlar”
Demirray, yakın zamanda konuyla ilgili İnfaz Hakimliği’ne şikayet başvurusunda bulunduklarını da kaydetti.
Mazgaldan selam verince darp edildiler
2 hafta önce mazgaldan başka bir tutukluya selam verdikleri gerekçesiyle Ferhat Şendur, Murat Sancak ve soyadı öğrenilemeyen İbrahim adlı tutukluların gardiyanlarca feci şekilde darp edildiğini de aktaran Demiray, “3 mahpus yoğun bir şekilde gardiyanlarca darp edilmiştir. Sonrasında ise 3’ü de birbirlerinden ayrılarak farklı odalara konulmuştur. İbrahim adlı mahpus ise, hücreye atılmıştır. Yazdıkları itiraz dilekçelerine cevaben şiddetin gerekçesi olarak ‘slogan attıkları ve gardiyanları yaraladıkları’ belirtilmiştir” dedi.
İnsan hakları savunucuları olarak tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlallerin son bulmasını talep ettiklerini söyleyen Demiray, tekrardan yaşanmaması için bu tür olayların takipçisi olmaya devam edeceklerini kaydetti.
Kaynak: MA / Hamdullah Kesen