TDİ’nin düzenlediği etkinlikle bir araya gelen tutuklu yakınları, hasta ve infazı yakılan tutukluların serbest bırakılması için birlikte mücadele çağrısı yaptı. Her hafta İstanbul’da gerçekleşen F Oturumu’nda ise hasta tutuklu Fatih Gül’ün durumuna dikkat çekildi
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), Kadıköy’de bulunan Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı’nda (BEKSAV) tutuklu yakınlarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Çok sayıda tutuklu yakınının katıldığı etkinlikte, Adalet Nöbeti eylemcileri, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) yöneticileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve Suruç Aileleri İnisiyatifi üyeleri de yer aldı. Etkinliğin yapıldığı bahçeye ise, “İnfaz yakmalara son, hasta tutsaklara özgürlük” pankartı asıldı.
TDİ Dönem Sözcüsü Hıdır Sabur, tutuklulara dönük keyfi olarak infaz yakmaların arttığına değindi. Tutuklu çocuklarının kötü bir şey yapmadığını vurgulayan Sabur, “Çocuklarımıza sahip çıkmaz, peşlerinden gitmezsek, haklarını savunmazsak daha kötü şeyler yapacaklar. Tutuklular için meydanlara çıkıp eylemselliği artırmamız gerekiyor” dedi.
‘Çözüm birlikte hareket etmekten geçiyor’
Katırcıoğlu, “Cumhurbaşkanı bir diktatörlük sistemi haline gelmiştir” sözleriyle konuşmasına başladı. “Üçüncü Yol” seçeneğinin önemine vurgu yapan Katırcıoğlu, “Millet İttifakı’nın Türkiye’nin sorunlarını düzeltmesi mümkün değil. Vahim bir durumdur. Anayasada birçok özgürlükler tanımlanmış durumda ama asla bu durumla karşılaşmıyoruz. Bir açıklama yapmamız bile engelleniyor. Polisin baskısıyla karşılaşıyoruz açıklamalarda. Bu haksızlıkları giderebilmemiz için ancak ve ancak birlikte davranmak, demokrasiye sahip çıkmak gerekir. Çözüm birlikte hareket etmekten geçiyor” diye belirtti.
‘Şu anda 5 bine yakın hasta tutsağımız var’
İnfazları yakılan ve hasta tutukluların yakınlarının başlattığı Adalet Nöbeti eylemcilerinden Kumri Akgül ise, 17 yıldır hasta tutuklu ablası olduğunu belirtti. Adaletin olmadığına ve tüm nöbet eylemlerinde polis işkencesine maruz kaldıklarını ifade eden Akgül, “Birbirimize el vermezsek tutsakların hepsini teker teker cezaevinde öldürecekler. Biz bunun farkındayız. Çocuklarımızın, kardeşlerimizin arkasında durmazsak, hasta tutsakları infaz etmeye devam edecekler. Nasıl olsa hastadır, bilinçli değildir diyorlar, öldürüyorlar. Şu anda 5 bine yakın hasta tutsağımız var. Ben de Adalet Nöbeti’ne katılıyorum. Bırakmıyorlar, her türlü işkenceye maruz kalıyoruz ama yine de korkmuyoruz. Adalet olmayan bir ülkede yaşıyoruz. Adalet olmadığı için mahallede yürüyemiyoruz, kafamızı yastığa rahat koyamıyoruz. Biz bunlarla yaşıyoruz” diye konuştu.
‘Birlikte mücadele edeceğiz’
Avukat Yağmur Kavak, “Türkiye’de ve Kürdistan’da binlerce tutsak olduğu için kendilerine hasta demeye bile dilleri varmıyor. 5 bin değil belki de 10 bin hasta tutsak var. Yoldaşlarımızın mütevaziliği nedeniyle belki de sayımız bu kadar az” cümlelerini kullandı. Tutsaklar için yapılan eylemlerin dahi engellendiğini belirten Yağmur, “Tutsakların sesinin çıkartılmasından korkuyorlar. En ufak anayasal haklarımızı bile kullanmamıza izin vermiyorlar. Tutsakların tüm haklarını engelliyorlar. Onlar da bu baskı ve sindirme politikalarına direniyorlar. Son dönemde çok fazla tabut çıktı cezaevlerinden, devlet gün be gün işkenceyle ölüme sürüklüyor” dedi.
F Oturumu’nda hasta tutuklu Fatih Gül’ün durumuna dikkat çekildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için her hafta düzenledikleri “F Oturumu” eyleminin 530’uncusunu dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde Silivri 4 No’lu L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve ileri derecede tüberküloz, astım, işitme kaybı ve diyafram rahatsızlıkları olan hasta tutuklu Fatih Gül’ün durumuna dikkat çekildi.
Açıklamada, “Hasta mahpus Fatih Gül serbest bırakılsın” pankartı açılırken sık sık, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” , “Fatih Gül serbest bırakılsın”, “Tedavi haktır engellenemez”, “İnsan haklarıyla insandır” sloganları atıldı.
‘Ağır hak ihlalleri ve tecrit mahkumların yaşamını tehdit ediyor’
Eylemde açıklamayı yapan İHD İstanbul Şubesi Üyesi Zeynep Yıldız, Adalet Bakanlığı açıklamalarına göre 2022 yılı içerisinde ağır tecrit ve hak ihlalleri ile gündeme gelen 36 yeni S Tipi cezaevinin açılacağını belirtti. Yıldız, “Sorun tek başına S Tipi hapishaneleri değil. Genel olarak tüm hapishanelerde artan hak ihlalleri ve ağır tecrit uygulaması mahpusların yaşamına tehdit oluşturmaktadır. Var olan infaz uygulamaları çerçevesinde hasta mahpuslar hangi tipte hapishane olursa olsun ölüme terk edilmektedirler. Bu sorunun çözümüne giden yol ise, Türkiye’nin mevcut infaz rejimi BM Mandela Kurallarına uyumlu hale getirilmesi ve infazda ayrımcılığa son verilmesidir” dedi.
‘Tutuklanınca tedavisi aksadı’
Tutuklu Fatih Gül’ün birçok hastalığı olduğunu söyleyen Yıldız, İHD olarak tutuklu Gül’ün ablasından aldığı bilgilerde şunları aktardı: “Fatih 13 yıla yakındır hapishanede, hapisten önce de verem (tüberküloz) hastalığı vardı, aileye de bulaştı, babam ve kardeşim de tedavi gördü. 2009 yılında tutuklanınca tedavisi aksadı. Bir süre Metris R Tipi Hapishanesi’nde tedavi edildi. Tedavisi bitmeden geri götürüldü, olumsuz koşullar nedeniyle astım hastası oldu. 3 yıldır Silivri 4 Nolu L Tipi Hapishanesi’nde tutuluyor. Verem hastalığı ilerlemiş. Hastalara özgü 2 yıl süren MDR tedavisi var. Bu tedavi kapsamında iyi bakılması ve ilaçlarını düzenli kullanması gerekiyor.”
Serbest bırakılma çağrısı
Gül’ün sağlıklı beslenmesi gerektiğini ama cezaevi koşullarında bunun sağlanmadığını belirten Yıldız, “Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Sağlık Kurulu’nun yüzde 41 iş göremez raporu verdiği Gül, halen hapishanede tutulmaktadır. Gül şahsında bütün hasta tutukluların serbest bırakılmalıdır” çağrısı yaptı.
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi’nden 67 yaşında KOAH hastası için acil tahliye çağrısı
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutukluların durumuna dikkati çekmek için gerçekleştirdikleri eylemlerinin 402’nci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartının açıldığı açıklamada konuşan İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen, haklarını yok sayılan hasta tutukluların ağır bir yaşam savaşı verdiğini belirtti. Çevirmen, Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Bazo Yılmaz’ın durumunu aktardı.
67 yaşında KOAH hastası
Yılmaz’ın 67 yaşında ve ağır KOAH olarak tanımlanan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastası olduğu bilgisini veren Çevirmen, 2014 yılında astım teşhisi konulan Yılmaz’ın 2016 yılında 25 gün gözaltında tutulduğunu ve buradaki kötü koşullar nedeniyle hastalığının KOAH’a dönüştüğünü belirtti.
Yılmaz’ın cezaevine geldiğinde KOAH hastalığından kaynaklı yatağa bağlı duruma geldiğini söyleyen Çevirmen, 8 Şubat 2021 tarihinde Yılmaz’ın Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürüldüğünü, gidiş ve geliş yolculuğunun ise 4 gün sürdüğünü ve bu süre boyunca ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirtti. Çevirmen, ayrıca Yılmaz’ın çeşitli tarihlerde iki kez cezaevi heyetine çıkartıldığını ancak sonuç alamadığını ifade etti.
Solunum cihazıyla yaşıyor
Yılmaz’ın uzun zamandır cezaevinde kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olmadığının altını çizen Çevirmen, şöyle konuştu: “Bu nedenle arkadaşlarının desteğiyle yaşamak zorundadır. Yine yatağa bağlı bir şekilde ve günün her saatinde kullanmak zorunda olduğu solunum cihazlarıyla hayatını güçlükle idame ettirmektedir. Cihaz kullanmadan nefes alamıyor, konuşamıyor ve yaşamını devam ettiremiyor. Ailesi ile yapılan görüşte de konuşamadığı, nefes almakta çok güçlük çektiği ve her bir konuşma ardından sürekli öksürdüğü gözlenmiştir. Yine gözlerinin çöktüğü, aşırı derecede zayıfladığı ve genel durumunun da oldukça kötüye gittiği görülmüştür. Bir bardağı dahi kaldıramayacak derecede sağlığı bozulmuştur. Yalnızca oksijen tüpü verilerek yaşamını devam ettirilmesi istenmektedir.”
Çevirmen, Yılmaz’ın ailesinin yanında tedavi görmesinin sağlanabilmesi için acil tahliye edilmesi çağrısında bulundu.
Kaynak MA