Gazete çalışanımız İbrahim Karakaş, Kürkçüler F Tipi Cezaevi’ndeki hukuk dışı uygulamaları anlatarak tedaviye erişim, savunma hakkı ve can güvenliği gibi haklarının ihlal edildiğini söyledi
Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gazete çalışanımız İbrahim Karakaş, cezaevindeki uygulamaları gönderdiği mektupla aktardı.
Tahliyelerin İdare ve Gözlem Kurulu’nun keyfi kararlarıyla engellediğini ifade eden Karakaş, “Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına giren birçok konu aleyhimize kullanılarak tahliyenin uzatılması için kullanılmaktadır” dedi. Yine İdare ve Gözlem Kurulu’nun kararlarıyla tecrit uygulandığını belirten Karakaş, kişiye “özel” politikalarla amacın dışında yetki kullanıldığını aktardı. Birçok sosyal ve kültürel faaliyetlerinin çeşitli gerekçelerle engellenerek, haftalık 10 saat olan faaliyet haklarının 3-4 saate indirildiğini kaydeden Karakaş, kurs ve atölye gibi faaliyetlere çıkartılmadıklarını vurguladı.
İki yıldır tedaviye erişemiyoruz
Cezaevi idaresinin keyfi ve hukuksuz yaklaşımlarından kaynaklı yaklaşık iki yıldır tedaviye erişemediklerine dikkat çeken Karakaş, hastane sevklerinin “acil” koduyla yapılmasına rağmen jandarma tarafından ağız içi arama dayatmasına maruz kaldıklarını belirtti. İnsanlık dışı uygulama, her ne kadar ‘güvenlik’ adı altında dayatılsa da, maksadını aşan, tamamen düşmanca yaklaşımların sonucu olarak uygulandığını söyleyen Karakaş, “Konuyla ilgili jandarma personelinin bağlı olduğu tüm kurumlara yaptığımız başvurulara ya yetkisizlik kararı verilmekte ya da reddedilmektedir. Dolayısıyla bu durum artık tamamen maksadını aşan bir uygulamaya dönüştürülerek, adeta zamana yayılan bir öldürme politikasına dönüştürülmüştür. Düzenli kontrol ve tedavi gerektiren rahatsızlıklarımızın kontrollerinin yapılmaması ve fiilen engellenmesi artık hayati bir aşamaya ulaşmıştır” dedi.
Kitaplara el konuluyor
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutukluların, siyasi tutuklular dışındaki gruplarla aynı koridora yerleştirildiğini belirten Karakaş, tutukluların çoğu zaman bu kişilerin sözlü saldırı ve provokasyon girişimlerine maruz bırakıldıklarını aktardı. Karakaş, devamında ise şunları belirtti:
Kitap, dergi gibi yayınlar, ayları bulan incelemeler nedeniyle ya geç verildiğini ya da toplatma ve benzeri kararlar olmamasına rağmen ‘sakıncalı’ olduğu gerekçesiyle el konulduğuna dikkat çeken Karakaş, Tüm bu uygulamalarla eşitlik, tedaviye erişim, savunma hakkı ve can güvenliği gibi haklar ihlal edilmektedir. İlgili kurum ve kuruluşlar da sorumluluklarını yerine getirmeyerek, bu keyfi hak ihlallerine zemin sunmakta, var olan hak gasplarının artmasına sebep olmaktadır. Siyasi tutsaklar olarak bu tür keyfi uygulamalara karşı koymaya devam ederek, bu çerçevede gerekli hukuku mücadeleyi de yürütmeye devam edeceğiz. İlgili kurum ve kuruluşları da bu konuda duyarlılığa çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ