PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komployu protestoda gözaltına alınan ardından tutuklanan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Zekiye İlbasan’ın gözaltına alınırken polis tacizine ve şiddetine maruz kaldığı öğrenildi
Amed’de 9 Ekim’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’a karşı uluslararası komployu protesto etmek için alanlara çıkan ve ardından darp edilerek gözaltına alınanlar arasında olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Zekiye İlbasan, 10 Ekim’de “Polise mukavemet etmek” iddiasıyla tutuklandı. İlbasan’ın gözaltından, cezaevine götürülme sürecine kadar polisler tarafından tacize ve şiddete maruz kaldığı öğrenildi.
Kadın değil erkek polisler öne sürüldü
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Sarıca, İlbasan’ın yaşadıklarını anlattı. Eylemin tecridi kırmayı amaçladığını vurgulayan Sarıca, 9 Ekim’de Amed’e yaptıkları protesto eyleminde özelde kadınlara genel olarak alanda bulunan herkesin polislerin şiddetine maruz kaldıklarını kaydetti. Sarıca, “Kadın arkadaşlarımızın gözaltına alınmaya çalışıldığı sırada kadın polisler değil erkek polisler öne sürüldü. Erkek polislerin hemen öne gelmesinin fiziki güç kullanılarak daha fazla işkence ve şiddet uygulama politikası olduğunu da biliyoruz. Kadın arkadaşlarımız erkek polisler tarafından gözaltına alınırken, tacize maruz kaldılar” diye belirtti.
Gözaltından koğuşa kadar şiddet
Ardından İlbasan’ın yaşadıklarını aktaran Sarıca şunları ifade etti: “Zekiye arkadaşımız gözaltı aracına götürülüyor. O sırada yaşlı bir amcanın gözaltı aracına alınmasını engellemek isterken bir erkek polis tarafından taciz ediliyor. Zekiye arkadaşımız taciz edildiğini söylediğinde ise darp ediliyor. Arkadaşımız gözaltı süresi boyunca kolluğun baskısına maruz kalıyor. Arkadaşımıza imzalatmak istedikleri evraklarda okuma gözlüğü olmadığı için imzalamak istemiyor. Bunu söylediğinde ise yine darp ediliyor. Hukuki bir eylemde farklı evrak imzalattırmak istenilerek, eylemi farklı lanse etmek istiyorlar. Bu duruma itiraz ettiğinde arkadaşımız yine darp ediliyor. Gözaltı sonrasında savcılığa götürülmek üzere adliyeye götürülen Zekiye arkadaşımız, savcılık ifadesi alınmadan sulh ceza hakimliğine sevk ediliyor. Bir ifade, tutanak olmadan, avukatlarına dahi haber edilmiyor. Demokratik siyaset mücadelesi yürüten neferler olarak olduğumuz yer çok net bellidir. Böyle bir durumda durumun adli vaka olarak gösterilmesi kabul edilemez. Tüm yaşatılan hukuk dışı işlemlerden sonra arkadaşımızı adli koğuşa götürme dayatması oluyor. Arkadaşımız buna itiraz ettiği için şuan tek başına bir hücrede tutuluyor. Biz siyasetçilerin adli koğuşlarda can güvenliğimizin olmadığını net söylüyoruz. Özellikle kadın arkadaşlarımıza dönük işkence sistematiği var. Arkadaşımız siyasi koğuşa geçmek istediğini söylemesine rağmen reddediliyor ve tek hücrede tutulmaya devam ediliyor.”
Adli koğuş dayatması yapılıyor
İlbasan’ın adli koğuşa götürülmek istenmesine de değinen Sarıca, “Arkadaşımız, cezaevine götürüldüğünde çıplak arama dayatması yapıldı. Arkadaşımız buna itiraz ettiği için bir kez daha şiddete maruz kalıyor. Zekiye arkadaşımız adli koğuşa götürülmesi durumunda açlık grevine başlayacağını belirtti. Arkadaşımız serbest bırakılıncaya kadar itirazımızı dile getireceğiz. Bu durumun kadın bedeni üzerinden yapıldığını da görmek gerekiyor. Tüm bunlara karşı darp raporunu dahi dosyaya getirmeyen kolluktan söz ediyoruz. Neden bu durumun delillenmesi yapılmıyor? Mahkeme sürecinde de kolluğun söylemleri esas alındı. Bunu teşhir etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: JINNEWS