Amed’de tutuklanan sanatçı Emel Çifçi’nin durumuna dair konuşan avukatı Şerzan Yelboğa, müvekilinin hasta olmasına rağmen ‘gizli’ ifadeleri sonucu hukuksuz bir şekilde tutuklandığını belirtti
Amed’de 21 Ağustos’ta gözaltına alınan Kürt sanatçı Emel Çifçi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında, gizli tanık beyanları, kültür sanat faaliyetleri kapsamında yaptığı geziler, MASAK Mali Analiz raporları ve HTS kayıtları üzerinden “Örgüt üyeliği” ile “Örgüt yöneticiliği” iddiasıyla tutuklandı. Rahim kanseri ve zehirli tiroit teşhisi konulan Çiftçi, sağlık raporları ve acil ameliyat olması gerekirken “kaçma şüphesi ve delil karartma” gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Gizli tanıklar yargı sopası haline getirildi
Çifçi’nin durumuna dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a bilgi veren avukatı Şerzan Yelboğa, son dönemdeki bir çok dosyada gizli tanıkların yargı sopası haline getirildiğini vurguladı.
Hukuk tanınmıyor
Müvekkilinin hem “örgüt üyeliği” hem de “örgüt yöneticiliği” ile suçlandığını ve tutuklanma gerekçelerinde her iki suçlamanın yer almasının hukuki olmadığını söyleyen Yelboğa, “Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın bir kişinin örgüt yöneticiliği ve üyeliğinden aynı anda cezalandırılamayacağına dair içtihatları dahi mevcut iken; dosyamız kapsamında iki suç isnadı tutuklanma gerekçesi yapılmıştır. Bu husus bir kez daha bizlere Anayasa Mahkemesi’nin kararları ve Yargıtay içtihatlarının dahi tanınmadığını göstermektedir” dedi.
Çalışmaları suç sayıldı
Müvekkilinin kültür ve sanat faaliyetlerinin suçlama konusu yapıldığını kaydeden Yelboğa, “Müvekkilin sanat etkinlikleri kapsamında yurtiçi ve yurtdışı turneleri örgütsel faaliyet olarak gösterilmiş. Oysa müvekkil sanatçı kimliği ile konserlere, kültürel etkinliklere katılmıştır. Aslında baktığımızda bireyin kültüründen, sanatından, dilinden uzaklaştırma amaçlanmaktadır” diye konuştu.
İddialar ile tutuklandı
“Gizli tanık” uygulamasının davalarda bir aparat haline getirildiğini ve binlerce kişinin gizli tanık beyanları gerekçesiyle tutuklandığını vurgulayan Yelboğa, “gizli tanıkların” yargının gizli bir sopası haline geldiğini belirtti. Açılan soruşturmalarda “gizli tanık” olmasa da sonradan üretildiğini dile getiren Yelboğa, “Anayasa Mahkemesi kararları ve Yargıtay içtihatlarında gizli tanığın beyanlarının tek başına hükme esas dahi alınmaması gerektiği belirtilirken, bugün müvekkilimizin durumunda da gördüğümüz üzere mahkemeler tarafından sadece gizli tanığın iddiaları ile tutuklanmasına karar verilmiştir” dedi.
Ameliyat olması gerekiyor
Müvekkili Çifçi’nin Amed’de özel bir hastanede tedavi gördüğünü ve doktoru tarafından 19 Temmuz’da “acil ameliyat olması gerekmektedir” raporu verildiğini sözlerine ekleyen Yelboğa, “Bu husus dahi müvekkilin sağlık sorunlarının ciddiyetini göstermektedir. Cezaevlerinde birçok tutuklu sağlık hakkına ulaşamıyor. Tutsaklar hastaneye gitmek ve tedavi olmak istemelerine rağmen hastaneye götürülmüyor veya götürülenlere de kelepçeli muayene gibi işkenceye varan eziyetler uygulanmaktadır” diyerek tutuklamaya tepki gösterdi.
AYM’ye başvuracağız
Yelboğa, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 100/3 maddesinde yer alan bazı koruma tedbirlerinin uygulanabileceği sınırlı sayıdaki suç tipleri olduğunu ve bu kapsamda yer alan “katalog suç” kapsamında kesin tutuklanma tedbiri uygulanması gerektiği yönünde bir düzenleme olmamasına rağmen yargı mekanizmasının “örgüt suçları” kapsamında amir hüküm gibi tutuklamaya yeterli gördüğünü söyledi.
Çifçi’nin hukuka ve yasalara aykırı bir şekilde tutuklanmasına dair itirazda bulunduklarını belirten Yelboğa, itirazın reddedilmesi durumunda AYM’ye başvuracaklarını söyledi.
AMED