DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Kadın İl Eşbaşkanları toplantısında yaptığı konuşmada iktidarın seçim yenilgisinden sonra algı operasyonlarına başladığını belirterek, ‘Parti kapatma, kayyım atama tehditleriyle, algı operasyonlarıyla belediyelerimizi hedef gösterenler şunu çok iyi bilsin ki; halkımız buna izin vermez’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Genel Merkezi’nde Kadın İl Eşbaşkanları ile bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu yaptı.
‘Kadınlar Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatanların planlarını çökertti’
Seçim çalışmalarını eşitsiz koşullarda gerçekleştirdiklerini söyleyen Türkoğlu, savaş ve şiddetin gölgesinde gerçekleştirilen seçimlerden çıkan sonuçların kadınların nasıl bir yaşam istediğinin göstergesi olduğunu belirtti.
Eşbaşkanlık sisteminin yıllardır iktidar tarafından kriminalize edilmek istendiğini belirten Türkoğlu, “Ancak seçimler gösterdi ki eşbaşkanlık sistemimiz büyük bir destekle toplumdan onay almıştır. Hileyle, haksızlıkla, hukuksuzlukla, kayyımlarla yürütülen politikanın iflasının resmi ortaya çıkmıştır. Çöktürme planı adı altında Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatanların planlarını kadınlar çökertti” dedi.
‘İktidarın algı operasyonları’
Günün başarılarına gölge düşürmek isteyenlere karşı, kadın örgütlülüğünün en güçlü şekilde büyütme günü olduğuna dikkat çeken Türkoğlu, “Evet, bu başarıyı hazmedemeyen iktidar algı operasyonlarına başlamıştır. Bu ülkede kadınlar her gün katledilirken, cezasızlık politikaları ile failler elini kolunu sallayarak dolaşırken sesi çıkmayan Adalet Bakanı yakın zamanda belediyelerimize dair bir açıklama yaptı; ‘halkın sinir uçlarına dokunurlarsa’ diyen cümleler kurarak partimize, belediyelerimize yönelik adeta yargıya talimat veren sözler sarf etti. Adının başında adalet yazan bir bakanlığın bakanı, ülkede yaşanan adaletsizliklerden haberdar değil mi diyelim bizzat bu adaletsizlikleri onaylıyor mu diyelim” diye belirtti.
Emine Şenyaşar’ın sesini duymayan bu bakana kadınlar olarak bir kez daha sorumluluklarını hatırlattıklarını ifade eden Türkoğlu, Adalet Bakanlığının görevinin kadın cinayetlerinde faillere uygulanan haksız tahrik indirimlerine son vermek, pişmanlık yasası dayatılan tutsakların tahliyesinin ertelenmesi gibi hukuksuzluklara son vermek olduğunu belirtti.
‘DEM Parti kadınların partisidir’
DEM Parti’nin kadınların partisi, gençlerin, işçilerin, emekçilerin, yoksulların partisi olduğunu ifade eden Türkoğlu, “Halkların bir arada ortak yaşamını esas alan fikriyatın mayasının tuttuğu yerdir. Parti kapatma, kayyım atama tehditleriyle, algı operasyonlarıyla belediyelerimizi hedef gösterenler şunu çok iyi bilsin ki; kadınlar buna izin vermez. Halklarımız buna izin vermez” ifadelerini kullandı.
‘Tecride karşı olmak suç değildir’
Şakran Kadın Cezaevinde tecride karşı olan 11 kadın tutsağa verilen disiplin cezalarını hatırlatan Türkoğlu, “Ben buradan bir kez daha söz konusu bakanlığı uyarıyorum. Tecride karşı durmak suç değildir. Suç olan tecridin bir rejim haline getirilmesidir. Tutsaklara verilen ceza hukuksuzdur derhal son bulmalıdır” dedi.
Özgür basın emekçileri
Özgür basın emekçileri Mehmet Aslan, Esra Solin Dal ve Erdoğan Alayumat Kürt Gazeteciler Günü’nü kutladığı için dün tutuklandığını hatırlatan Türkoğlu, “Özgür basın emekçilerine yönelik gerçekleşen saldırıları lanetliyor binlerce kez Kürt Gazeteciler Günü kutlu olsun diyorum” diye belirtti.
“Kadın iradesiyle kentlerimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz diyerek yola çıktık” diyen Türkoğlu şöyle devam etti: “Kürdistan’da kayyımları göndereceğiz dedik ve başardık. Türkiye’de kent uzlaşısı diyerek Demokratik, Ekolojik Kadın Özgürlükçü paradigmamızı her yerde öreceğimizin sözünü verdik” şeklinde konuştu.
‘3 milyon 248 bin kadının sosyal güvencesi yok’
Kadın yoksulluğuna dair verileri paylaşan Türkoğlu şu şekilde devam etti: “TÜİK’in Ocak 2024 yılında açıkladığı istihdam verilerine dayanarak DİSK-AR’ın 11 Mart 2024 tarihinde yayınladığı İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu’na göre; geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 33,8. Bu ülkede her 10 kadından sadece 3’ü çalışma hayatında. Geniş tanımlı kadın işsiz sayısı 4,5 milyon civarında. 12 milyona yakın kadın, ailevi, kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor. Kadınların yüzde 30,8’i kayıt dışı çalıştırılırken, 3 milyon 248 bin kadın sosyal güvenceden yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor. Bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı çıkıp ‘ülkenin borcuyla ilgili abartılacak bir şey’ yok diyor. Yoksulu daha da yoksullaştıran, patronu, sermayeciyi daha da zenginleştiren politikalarda devam edileceğinin adeta sözünü yineliyor. Kadın yoksulluğu, işsizliği derinleşerek artarken kendi lüks yaşamlarından ödün vermeyeceklerini vurguluyor.
Kayyımların borçları
Türkoğlu, Amed ve Mêrdin Büyükşehir Belediyeleri üzerinden kayyım politikalarına değinerek
“Amed’de ihalesi yapılmış ve muhasebe birimlerine yansıyan borç 3 milyar 640 milyon. Yine Mardin Büyükşehir Belediyesi 3 milyar 502 milyon borçla devralındı. Amed’de ve Mardin’de yaşayan kadınlar yoksullukla, işsizlikle yüz yüze kalırken işte kadın düşmanı kayyımlar böyle çalmışlar” bilgisini paylaştı .
Tecrit ve savaş politikaları
“Savaş ve şiddet politikaları ile bizleri yoksullaştıran, emeğimizi sömüren bu iktidara karşı mücadele edecek gücümüz var” diyen Türkoğlu “Bulunduğumuz her yerde ev ev kapı kapı dolaşacak bu politikaları teşhir edeceğiz. Sayın Öcalan’ın mimarı olduğu kadın özgürlükçü paradigmamızı her yerde anlatacak, hayata geçireceğiz. Bu mücadele tarihi olarak ezilen ve sömürülen halkların demokratik mücadelesidir ve bu haklarının savunulmasıdır, birlikte ortak yaşamanın, varlığının mücadelesidir. İşte bu paradigmanın ruhu da, gücü de bu hakikatle büyümektedir. Bu ülkede yaşanan çoklu krizin temelinde tecrit vardır. Bugün bu ülkede adaletsizlik, hukuksuzluk tecritle sürekli kılınıyorsa, tecridin kaldırılması demek bu ülkede demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün önünün açılması demektir. Tecritte ısrar, savaş ve şiddet politikalarında ısrar demektir. Bu da yoksulluk demektir. Kadınların hayatlarından çalmak demektir. Kadın emeğinden çalarak savaşın bütçesini yaratanlar, kadın yoksulluğunu derinleştirenlerdir. Haklarımızdan ve hayatlarımızdan kimsenin çalmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
‘Kadın özgürlükçü kentler yapma zamanı’
“Mahallelerde, ilçelerde, kentlerde kadınların neye ihtiyacı olduğunu bilen biz kadınlarız, yaşam alanlarımızı hep birlikte inşa edeceğiz” diyen Türkoğlu, “Kentlerimizi kadın özgürlükçü kentler yapmanın zamanı gelmiştir. Örgütlü olduğumuz her yerelde, seferberlik ruhuyla hareket edeceğiz. İllerimizde, ilçelerimizde bulunan demokratik kurumların, sivil toplum örgütlerinin kadın yapılarıyla, mahalle, köy kadın meclislerimizle birlikte başardık” şeklinde konuştu.
‘Yeniden inşa zamanı’
Şimdi yenide inşa zamanıdır diyen Türkoğlu “Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet ilkesiyle kazandığımız belediyelerimizle adım adım bu inşayı gerçekleştireceğiz. Kadınların nefes alabileceği, üretebileceği, ürettiklerini aracısız satabilecekleri mekânları yeniden inşa ediyoruz. Şiddetle mücadele merkezlerimizi, sığınaklarımızı, mor marketlerimizi, tandır evlerimizi, kooperatiflerimizi açma çalışmalarına başlıyoruz. Bir yandan yerel üretim alanlarımızı oluşturacağız, diğer yandan hakkımız olanı bu iktidardan almanın mücadelesini büyüteceğiz. Seçimden sonra birçok yerde il ilçe kongrelerimizi gerçekleştireceğiz. Kongrelerimizde, yönetimlerimizde en güçlü kadın temsiliyetini sağlamak hepimizin sorumluluğundadır. Kadın yönetimlerinin güçlü olması demek, kadın özgürlükçü kentlerin inşasını gerçekleştirmenin olmazsa olmazıdır. Kongrede açığa çıkacak kadın temsiliyeti, farklılığı aynı zamanda o kentin tüm renklerinin temsiliyeti olacaktır. Bu da bizim çoğulcu yapımızın göstergesi olacaktır. Tüm il eşbaşkanlarımızın bu motivasyonla hareket edeceğine olan inancımı yineliyorum” dedi.
‘Şiddetsiz sömürüsüz yaşamı inşa edeceğiz’
Türkoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bizlerin mücadele gerçekliğinde dili, kimliği, inancı ne olursa olsun farklılıklarımızla bir arada olmak, örgütlülüğümüzü büyütmek vardır. Savaş karşısında en güçlü kadın ittifakını, dayanışma ağlarını oluşturmaktır. Özgür eşit yaşamın arayışçısı olma yolunda kadınların ısrarcı olduğu, bunun kadınların olmazsa olmazı olduğunu çok iyi biliyoruz. Tüm kadınlarla, demokratik siyasetimizle alternatif bir yaşamı örmektir yolumuz. Erkek egemen tekçi, yok sayan ve ayrımcı siyasetlere karşı 3’üncü Yol’da buluşmak şiddetsiz, sömürüsüz bir yaşamı inşa etmektir.
Biz kadınlar bize dayatılanlara razı olmadığımız gibi, mecbur da değiliz. Türkiye ve Kürdistan’da ‘Bu böyle gitmez’ dedik. Ve yine kadın özgürlükçü siyasetimizle mücadelemizi ve örgütlenmemizi bir seçenek olarak sunmaya devam ediyoruz. Bu yönüyle hepimize kolay gelsin diyorum. Yaşasın kadın dayanışması Jin jiyan azadî.”
Kaynak: JINNEWS