DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, kadın meclisi olarak özel savaş politikalarına karşı Colemêrg’e gideceklerini belirterek, ‘Örgütlü olduğumuz tüm illerde özel savaş politikalarına karşı eş zamanlı atölye ve eylemler gerçekleştireceğiz’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısıyla gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Türkoğlu, konuşmasına 4 Ekim 2022 tarihinde Federe Kurdistan Bölgesi’nin Silêmanî (Süleymaniye) kentinde katledilen Jineoloji Araştırmaları Merkezi üyesi gazeteci-yazar Nagihan Akarsel’i anarak başladı. Akarsel’in katledilmesinin ikinci yılına girmek üzere olduğunu belirten Türkoğlu, “Nagihan’ın katledilişi Jina Mahsa Amini’yi katleden zihniyetle aynıdır. Nagihan Akarsel’i saygı ve minnetle anarken onun mücadelesi kararlılığı ve anlatmaya çalıştığı felsefesi ‘jin Jiyan azadî’ olan jineolojiyi bir kez daha bu topraklarda daha güçlü bir şekilde savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Narin cinayeti: Siyasi iktidar sorumlu
Narin Güran cinayetine değinin Türkoğlu, “Narin Güran katliamı münferit bir olay değildir. Yetkilileri uyarıyoruz; bu olayın arkasında tek bir kişi, tek bir aile yok. Bu olayın arkasında kadınları, çocukları katleden karanlık bir zihniyet var. Bu zihniyetle dost olduğunu söyleyenler var. Bu zihniyeti taşıyanları, bu suçu işleyenleri cezalandırmak çocuğa karşı işlenen suçların önüne geçmenin yoludur. Siyasi iktidar tüm bunlardan sorumludur” dedi.
‘Özel savaş politikalarına karşı Hakkari’de olacağız’
İktidarın Kurdistan’da yürüttüğü özel savaş politikalarına değinen Türkoğlu, “Jinnews muhabiri Rabia Önver, Hakkari’de genç kadınları uyuşturucu ve fuhuşa sürükleyen bir çeteyi teşhir ettiği için siyasi iktidar tarafından hedef alınmıştır. Özgür basın emekçilerini susturarak bu kirli politikaların üzerini örtemeyeceksiniz. Söz konusu çete üyeleri derhal yargılanmalıdır. İyi bilinsin ki; bu işin peşini bırakmayacağız. Gülistan Doku’yu kaybettiren, İpek Er’in ölümüne neden olanlar bugün Hakkari’de genç kadınları uyuşturucuya, fuhuşa sürüklemek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
Kadın Meclisi olarak önümüzdeki günlerde Colemêrg’te (Hakkari) olacaklarını aktaran Türkoğlu, “Bu çete üyelerinin elini kolunu sallayarak ne Hakkari’de ne de bu coğrafyanın herhangi bir yerinde dolaşmasına izin vermeyeceğiz. Örgütlü olduğumuz tüm illerde kadın ve karma olacak şekilde özel savaş politikalarına karşı eş zamanlı atölye ve eylemler gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.
Döne Bozdemir cinayeti
Ağustos ayında 31 kadının katledildiğini 15 kadının şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini aktaran Türkoğlu, “Bu ülkede kadınların yaşam hakkını savunacak yeteri derecede önleyici, koruyucu yasalar yok. Tıpkı bu politikalar; 14 Eylül’de Ankara’da boşanma aşamasında katledilen Döne Bozdemir cinayetinde bir kez daha kendini göstermiştir. Hakkında uzaklaştırma kararı olmasına, zorlama hapis kararı uygulanmasına ve elektronik kelepçe ile takip edilmesine rağmen Döne Bozdemir, Gafer Özdemir tarafından katledilmiştir. Elektronik kelepçe ile takip edilen Gafer Özdemir’in evden çıktığı, Döne’nin işyerine gittiği elektronik izleme merkezinden görülmesine rağmen yaptıkları tek şey arayıp uyarmak” dedi.
6284’ün önemine değinen Türkoğlu, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında yerel yönetimler ve barolara imzalanan işbirliği sözleşmelerini kutladığını dile getirdi.
‘Failleri cezasızlıkla ödüllendirdiğiniz aile hukuku mu?’
Adalet Bakanlığı ‘Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu’na değinen Türkoğlu, “Kadınlar katledilirken bu katliamı yapan faillerin cezasızlıkla ödüllendirdiğiniz aile hukuku mu? Kadınların nafaka hakkına göz diken hukuk anlayışınızdan mı bahsediyorsunuz? Aile hukuku değerlendirilecekse bu değerlendirme kurulunun içinde kadın mücadelesi yürüten örgütler yer almalıdır. Hiçbir kadına, kadın örgütüne sormadan, bu kurumları, örgütleri dahil etmeden atılacak her adım erkek egemenliğini besleyecektir” şeklinde konuştu.
‘İmralı’dan 43 aydır haber alınmıyor’
İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’dan 43 aydır haber alınamadığını kaydeden Türkoğlu, “Adaletten sorumlu olan bakan bu ülkede ‘tecrit yok’ diyor. Bıkmadan, usanmadan söyleyeceğiz. Bu ülkede tecrit vardır. Bu tecrit özellikle Türkiye halklarının ve kadınların barış umuduna yönelik bir tecrit halini almıştır. Ve bu tecridi kırmanın öncülüğünü de biz kadınlar yapacağız. Bu kapsamda 30 Eylül tarihinde Ankara’da ‘Özgür ve Eşit Yaşamda ısrarcıyız, savaşlara karşıyız’ şiarıyla kampanya başlığımızda tüm kadınlara çağrımızı yaparak; bu ülkede umudu ve mücadeleyi, dayanışmayı büyütecek çalışmalarımızı başlatacağız” ifadelerini kullandı.
‘Kadınların sömürülmesi projesi’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın İŞ-KUR araçlığıyla kadın istihdamın arttırmaya yönelik protokolüne değinen Türkoğlu, “Projenin kadınların yaşamlarındaki karşılığına baktığımızda bunun yüzyılın kadın istihdamı projesi değil olsa olsa kadınların güvencesiz ve esnek çalışma koşullarında kısa vadeli istihdamının ve sömürüsünün projesi olduğunu çok iyi görüyoruz. Çünkü destek işçiye değil imalat sektöründe işçi alan patrona sunuluyor. Projeye destek süresi 3 ay. İŞKUR, patronlara destek ödemesi yapıldığı sürenin en az iki katı kadar süreyle kadın işçi istihdam etmesi gerektiğini söylüyor. İşe alınan kadınların geleceği 6 aydan sonra ise patronların insafına bırakılıyor” şeklinde konuştu.
‘İsyanımızı örgütlemeye devam ediyoruz’
12-13 Eylül tarihlerinde kadın örgütlenme konferansına değinen Türkoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kadın örgütlenme modelimizi en güçlü şekilde örerek, yaşadığımız sorunlar karşısında en güçlü mücadeleyi sergileyeceğimizin sözünü yineleyerek, büyük bir moral ve motivasyonla konferansımızdan çıktık. Bizler için gün, kararlarımızı en güçlü şekilde hayata geçirerek bu mücadeleyi büyütme günüdür. ‘Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız – Örgütleniyoruz’ şiarı ile başlattığımız kampanya kapsamında, kadın yoksulluğuna karşı buluşmalarımızı gerçekleştiriyoruz. DEM Parti Kadın Meclisi, Muğla’da kadın balıkçıların, Artvin’de çay toplayan kadınların, Kulp’un Hesandin Yaylası’nda mücadele eden kadınların, Hakkari’den İstanbul’a özel savaş politikalarının hedefinde olan genç kadınların, Karabük’te katledilen Dina’nın ve erkek-devlet şiddetiyle katledilen tüm kadınların sesi olmaya, adaleti birlikte aramaya, sokakta ve Mecliste isyanımızı örgütlemeye devam ediyor.”
Kaynak: JINNEWS