Seçim sonuçlarının en çok merak edildiği kentlerin başında yer alan Kars’ta hummalı bir çalışma yürüten HDP’nin eşbaşkan adayları Şevin Alaca ve Ayhan Bilgen, “Şura sistemi hem de geri çağırma sistemiyle Türkiye siyasetine öncülük edebilecek model inşa edeceğiz” dedi.
Mart’tın 31’inde yapılacak yerel seçimlerin en hareketli geçeceği ve merak uyandıran kentlerin başında Kars geliyor. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eşbaşkan adaylarını açıkladığı ilk kent olan Kars’ta psikolojik üstünlüğü elinde bulunduruyor. Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen ve mali müşavir Şevil Alaca ile kentin siyasi gündemini değiştiren HDP şuana kadar iki seçim bürosunun açılışını yaptı. Gece gündüz aralıksız çalışma yürüten Alaca ve Bilgen Kars’taki seçim havası ve yapacaklarına dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
HDP İstanbul İl Kadın Meclisi’nde uzun yıllar yer alan eşbaşkan adayı Şevin Alaca, girdiği siyasi davalarla kentte bir döneme damga vuran avukat Abdurrahman Alaca’nın (Edo Dêran) kızı olması halkın sevgisini kazanmış durumda.
Alaca: Kent geriye gidiyor
Tarihi ve kültürel mirasıyla kentin hakketmediği bir noktada olduğunu belirten Alaca, “Kars kültür kentidir. Bu geriye gidiş tüm Karslıları olduğu gibi beni de derinden etkiliyor. Yolların durumu, kent içerisinde biriken çöp dağları, içme suyu sıkıntısı gibi çok kolay halledilecek yüzlerce sorun var. 2019 yılındayız ama hala insanlar el arabalarıyla evlerine su taşıyor. Bu 2019 yılının Kars’ına yakışmayan bir durum” dedi.
‘Kars’ı birlikte yöneteceğiz’
HDP’nin yerel yönetim politikalarını hayata geçirebilecekleri bir anlayışla hareket edeceklerini dile getiren Alaca, demokratik, halkın katılımcı olduğu, şeffaf, gerektiğinde seçilmişlerini geri çağırabilecekleri bir belediyecilik modelini halkın önüne sunacaklarını dile getirdi. Yerel seçimlerin kent için önemine dikkat çeken Alaca, “Bu gidişat Kars’ın kaderi olmamalıdır. Bu elimizde ve değiştirebiliriz. Kars farklı etnik kimliklerin olduğu bir kent. Bundan dolayı biz bütün farklı etnik kimliklerin oylarına talibiz. Hep birlikte yönetmek ve sorunlarına çözüm bulmak için yola çıktık. Politik duruşumuz farklı olabilir ama hepimizin ortak noktası Kars’tır. Bu anlamda 31 Mart seçimlerinin bir fırsat olduğunu ve bunun gerçekten iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti.
‘Kadın belediyeciliğini inşa edeceğiz’
HDP’nin eşbaşkanlık sistemini uygulayarak bir devrim gerçekleştirdiğini vurgulayan Alaca, “Çünkü, biliyoruz ki bu sistemin her alanında erkek egemen bir güç mevcut ve her şey erkeklerin istediği şekilde oluyor. Ama partimiz eşbaşkanlık sistemini bu ülkeye kazandırmasıyla birlikte kadınların iradesinin de yönetime yansımasını sağlamıştır. Biz belediyecilikte kadınların, gençlerimizin iradesinin yerel yönetimlerde temsil edilmesi alanında bir kapı aralamış olduk. Kars’ta belediye başkanlığı için aday gösterilen tek kadın benim. Diğer partilerin hepsi erkek adaylarla seçimlere giriyorlar. Bu anlamda Kars için değişim diyoruz ve bu değişim işinin bir kadınla geleceğini belirtiyoruz. Kadınlar burada eve kapanmış durumda, ekonomik özgürlükleri yok, kendilerini istedikleri gibi ifade edemiyorlar, her şeyden önemlisi bu iktidarla birlikte yükselen kadına yönelik şiddet var. Bunlara karşı ciddi önlemler alınması gerekiyor. Maalesef ülkemizde bunlara ilişkin önlemler alınmasını bırakın tam tersine teşvik edici söylemlerle destekleniyor. Biz bunların karşısında durmak için mücadele ediyoruz. Kadınların kendilerini geliştirebilecekleri, meslek sahibi olabilecekleri alanlar yaratmak istiyoruz. Kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanması içen birçok alanda çalışmalar yapacağız. Özellikle kadın sığınma evleri, şiddete uğrayan ve kendi hayatını idame ettirebilecek gücü olmayan kadınların bu özgürlüklerini kazanana kadar destek olmak istiyoruz. Bu anlamda kadın belediyeciliğini Kars’ta inşa etmek istiyoruz” diye konuştu.
Bilgen: Psikolojik üstünlük bizde
Kentin iki büyük partisinden birinin HDP olduğunu vurgulayan eşbaşkan adayı Ayhan Bilgen ise, “2014’te biz 4’üncü partiydik, çok büyük bir oy farkı yoktu. MHP aradan sıyrılmış pozisyonda belediyeyi almıştı. Arkasında AKP, CHP ve biz geliyorduk. Ama şimdi 24 Haziran itibariyle AKP birinci ama aramızda sadece 500 oy farkı var. Biz bu farkla bu seçimlerin en iddialı aktörüyüz. Parti olarak bu iddianın yanında adaylarımızın açıklanmasıyla birlikte şehirde hem farkımızı eşbaşkanlık sistemiyle, bu şehirde kadın belediye başkan adayının olmaması yoluyla HDP farkı çok net biçimde kendini ifade etti. İkincisi, her ikimizin de kimlikleri dolayısıyla Kars’taki çoğulculuğu da yansıtan, Kars’ta yaşayan farklı halkların, kimliklerin şehir yönetimine katılmasını sağlayacak bir anlayışa sahibiz. Bu kentte HDP’ye yönelik salınan korku, önceki seçimlerde de ifade edilen ‘şehri Kürtler ele geçiriyor’ sendromu ile oyların başka partilerde toplanması propagandasının artık karşılığı, anlamı yok. Bize karşı şehirde çok fazla ilgi var. Kentte diğer partilerle kıyaslanmayacak kadar psikolojik üstünlük bizde. Onların tek propagandası ‘Evet HDP kazanırsa ki kazanır, büyük ihtimalle ama kayyum atarız’ üzerinden gidiyor. Bizler inanıyoruz ki toplumsal algı bu propagandayı da aşacaktır. Karslılar son derece güçlü politik bir birikime sahipler. Bu birikim bu propagandaya pabuç bırakmayacak kadar sonuç alıcı olacaktır” dedi.
‘Stratejimizi değişim üzerine kuracağız’
Kentte değişim havasını öne çıkaracaklarını ifade eden Bilgen, genel planlamalarını şöyle aktardı: “Bir gün Karslı birine ‘Siyasetçilerden bir şey istiyor musunuz?’ diye sormuşlar. Karslı da ‘yok’ diyerek ‘Rusların gözü kör olsun buraları yaptılar, gelip bir daha bakmadılar’ cevabı vermiş. Bu aslında son derece ironik ama siyaset açısından utanç verici bir manzaradır. Geçmişte çok büyük bir potansiyele ve kültürel tarihi birikime sahip tarihi şehrin karşı karşıya bulunduğu ‘Kaderine terk edilmişlik’ hali bir cezalandırma halidir. Tüm kimliklerin içerisinde yer aldığı bir kent kültüründen şimdiki klasik, tek tipçi bir kafaya, dışlayan, ayrımcılık yapan, sadece etnik kimlikler üzerinde propaganda yapan, ötekileştirerek siyaset üretmeye çalışan, her kaynağı çarçur eden, hizmet vermek yerine yakınlarına, yandaşlarına, çeteleştirdiği gruplara para transferi yapan bir tablo ile karşı karşıyayız. Bunun için biz stratejimizi daha çok değişim üzerine kuracağız. Ama ilginçtir şehri bugüne kadar yönetenler de değişimden söz ediyor. AKP sanki muhalefet partisi gibi Kars’ı kurtaracağını falan söylüyor. Yine burada daha önce belediye başkanlığı yapmış isimler değişimden söz ediyorlar. Oysa bugüne kadar şehri yönetenlerin vaatte bulunmadan önce hesap vermesi gerekiyor.”
‘Birlikte yönetebilir, güzelleştirebiliriz’
Kampanyalarında sürekli kullandıkları “Kars’ı geri alacağız” sözlerine açıklık getiren Bilgen, şöyle devam etti: “Bize; ‘kimden geri alacaksınız. Siz ne zaman Kars’ı aldınız ki Kars’ı geri alacaksınız’ diyorlar. Biz de diyoruz ki; yüzyıl önce Kars’ı Karslılar yönetiyordu. Şurası vardı, kendine özgü bir anayasası, özerk bir modeli vardı. Dolayısıyla da yüz yıl önce böyle bir modeli ortaya koyan bir coğrafyanın hem siyasi birikimi hem toplumsal çeşitlilikten kaynaklı zenginliği yazık ki bitirildi. Çok yoğun göçler, sürgünler oldu. Bazı halklar ne yazık ki bu coğrafyayı terk etmek zorunda kaldılar. Ama geriye kalan acılar, hatıralar ve tarihi birikimle birlikte aynı zamanda bir hafıza var ortada. Nereye gitseniz Rus taş ustalarının geleneğiyle, nereye gitseniz aslında geçmişte kilise olan sonradan camiye dönüştürülen mekanlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Şehrin bir bölümünde Rus ve Baltık mimarisi çok açık bir şekilde kendini gösteriyor. Şimdi böyle bir arka plan, böyle bir tablonun üzerine dönüp şehrin yeniden inşası, yeniden yapılanması ve yeniden o tarihi azametine yakışan, yeniden yapılanmaya dair bir iddia ile yönetilmesi herkeste heyecan oluşturuyor. Bu şehri yine birlikte yönetebiliriz, birlikte güzelleştirebiliriz ve bu şehrin tarihi mirası ile birlikte o tarıma dayalı, emek üretiminin daha değerli olduğu, karşılık bulduğu bir ekonomik potansiyeli ortaya çıkarabiliriz.”
‘Kars için radikal bir hamle gerekiyor’
Kars’ın şuan yaşanan dezavantajını ortadan kaldırılması için kaynak yaratılması gerektiğini sözlerine ekleyen Bilgen, klasik belediyeciliğin ve bürokratik vesayetin değil, Kars’ın kendi ayakları üzerinde durabileceği, kendi kaynaklarıyla, imkanlarıyla kendini yeniden inşa edeceği bir çalışma planlamasına ihtiyaç olduğunu söyledi. İşsizlik rakamlarının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğunu, kentte uyuşturucu ve çeteleşmenin gözle görülür biçimde kendisini gösterdiğini dile getiren Bilgen, şunları ifade etti: “Bu durumdan ancak radikal bir hamle, köklü, esaslı farklı bir belediyecilik esasıyla çıkılır. Kars’ta seçmen davranışları son derece değişken, çok ilginç bir şehir. Geçmişte daha çok CHP yönettiği halde uzun bir süre AKP, şimdi ise MHP yönetiyor. Bu şunu gösteriyor, Kars başka şehirler gibi bir partiye oy verdiğinde sonsuza kadar oraya oy vermiyor. Kars toplumu hizmeti ya da yanlışı neyse gördüğünde tercihini değiştirebilen, bu anlamda tabularıyla ön yargılarıyla değil gerçekle yüzleşip kararını ona göre alabilen bir şehir.”
‘Geri çağırma modelini uygulayacağız’
Kars’ta yaptıkları tüm konuşmalarda “geri çağırma” yöntemini dillendiren Bilgen, yöntemi de şöyle açıkladı: “Bu şehirde geri çağırma sistemini, bizim partimizin de savunduğu, dünyada modern demokrasilerde, temsili demokrasileri aşan önemli bir noktadır. Yani niye 5 yıl insanlar beklesinler? Siyasetçiler daha kısa süreli vaatlerde bulunurlar ve bu vaatlerini yerine getiremediklerinde ya kendileri bırakırlar ya da toplum onları geri çağırabilir. Bu farklı ülke anayasalarında farklı standartları var. Türkiye hukukunda bunun bir karşılığı yok ama biz bunu politik olarak önemsiyoruz. Hesap verme, özeleştiri verme olarak görüyoruz. Ara ara nasıl katılımcı yönetim sistemini, Şura yönetim sistemini mahallelerde de, şehir merkezinde de nasıl inşa edeceksek biz seçildiğimizde de ortaya koyduğumuz vaatleri bir yıl sonra ne kadar yerine getirip getirmediğimize dair Karslılara hesap vermeliyiz. Eğer başarısızsak bırakıp gidebilmeliyiz. Ya da meclis kendi içinden yeni başkanları seçebilmeli. Bence Şura sistemi hem de geri çağırma sistemi ile Türkiye siyasetine öncülük edebilecek model inşa edebilecek imkana sahibiz.”
‘Ortaya koyacağımız başarı model olacak’
“Kars’ı kaybedersek sürpriz olur” diyen Bilgen, ancak bu sürprizlere mahal bırakmayacak şekilde çalıştıklarını söyledi. Bu çalışmaların sadece görsel, kitlesel etkinlikler düzenleyerek değil, birebir ilişki, birebir güven ve tanışma üzerine organize etiklerini anlatan Bilgen, sözlerini şöyle tamamladı: “Kars’ta 40 binin üzerinde bir seçmen var. Bu pekala disiplinli, güçlü, örgütlü bir çalışmayla neredeyse herkese ulaşma imkanını verir. Yaptığımız anketlerde bu şehirde bize asla oy veremeyeceğini söyleyenlerin oranı sadece yüzde 20. Yani yüzde 20 dışında yüzde 80 bizim hedef kitlemiz. Bu yüzde 80’inin de bir kısmı zaten her şart altında partisine sahip çıkan bir seçmen. Adaylardan da bağımsız olarak yürütülen mücadeleye, ödenen bedellere gösterdiği vefayla, bağlılıkla oy veren bir yüzde 15 civarında seçmen var. Yani geriye bu 40 bin seçmenin yarısına ulaşmak kalıyor. Biz 1 Nisan’da yeni bir model, HDP’nin iddiasını, projesini, kuruluş amacını ortaya koyacak çoğulcu, katılımcı, hesap veren ve siyasete güveni yeniden inşa edici, yeni bir model inşa edeceğimizi düşünüyoruz. Aslında Kars’ta ortaya koyacağımız başarı hem seçim kampanya başarısı hem seçim sonucunda ortaya koyacağımız belediyecilik anlayışı Türkiye’nin batısında ki birçok şehir içinde örnek oluşturacak. Burada ortaya koyduğumuz referans Türkiye’nin birçok yerindeki Karslılar tarafından da önemsenecek, sahiplenilecek ve Türkiye genelinde bir siyasi kalkışmanın, hamlenin de belki imkânını oluşturacak.”
Kaynak: MA / Adnan Bilen