Musa Özuğurlu, İdlib’e olası operasyonun konuşulduğu günlerde Türkiye’nin pozisyonunu değerlendirdi. Özuğurlu’ya göre Türkiye’nin tek isteği Kürtlerin kazanımlarını engellemek
Suriye ordusunun İdlib operasyonunu yüksek sesle dile getirmesi başta Türkiye ile Rusya arasında olmak üzere diplomatik ziyaretlere hız kazandırdı. İdlib’e yönelik olası operasyonda ülkelerin nasıl bir tutum takınacağı tartışılırken, Kürtlerin tavrı merak konusu. Musa Özuğurlu, İdlib’in Suriye yönetimi hâkimiyetine girmesi durumunda Suriye’de önemli altüstler yaşanacağını söyledi. Suriye yönetiminin İdlib’den sonra doğal olarak Afrin’e yöneleceğini, böylece Kürtlerin tekrar kendi doğal yerleşim alanlarına döneceğini belirtti. Özuğrulu İdlib’in durumunu şöyle anlattı: “İdlib bir düğüm noktasıdır. İdlib’de çok sayıda militan var. Bunların sayısı 50-60 bine yakın. Bunların içinde El Nusra gibi çok tehlikeli örgütler var.
Hepsi El Kaide bağlantılı bu örgütler. Bunlara yönelik çok ciddi bir askeri operasyon olacak gibi görünüyor. Bunlar bir yandan Suriye’de elit olan militanlar ve Türkiye’nin birtakım kaygıları nedeniyle de Türkiye’nin tepki göstereceği bir operasyon. Çavuşoğlu ve Lavrov arasında yapılan görüşmelerin ana maddesi bu pazarlıktır. Rusya Türkiye’yi ikna etmeye çalışmıyor tam tersi Türkiye Rusya’yı ikna etmeye çalışıyor bu operasyonla ilgili olarak. Türkiye operasyonun yapılmasını istemiyor. Çünkü İdlib’in Suriye yönetimi hâkimiyetine girmesi durumunda Suriye yönetimi doğal olarak Afrin’e yönelecek.
Bunun birinci sonucu; Türkiye buradan çıkmak zorunda kalacak. Sonuç itibariyle Suriye’nin egemenlik alanı. İkinci sonucu ise Kürtlerin tekrar kendi doğal yerleşim yerlerine geri dönmeleri olacak. Türkiye böyle bir sonucu kabul etmeyecektir. Bunun sonucunu da Şam’ın Rojava tarafıyla yapmakta olduğu görüşmeler belirleyecek.” “Eğer Kürtlerle Şam arasında bir anlaşma sağlanırsa bunun anlamı şudur: Bundan sonra Kürtlerle Şam birlikte hareket edecekler ve Kürtlerin kaygılarının da giderilmesi yönünde Şam adımlar atacak” diyen Musa Özuğurlu, şunları ekliyor: “Dolayısıyla bu İdlib bölgesinde bu sefer Türkiye ve Şam’ın karşı karşıya gelmesine şahit olabiliriz. Bunu illa iki ordunun birbiri ile çatışması anlamında değil ama siyasi olarak böyle bir şey söylenebilir. O yüzden İdlib bir düğüm.” Son dönemde sıklaşan Türkiye- Rusya görüşmelerini değerlendiren Musa Özuğurlu, ikili arasında bir antlaşma olmadığı fikrinde. Özuğurlu bu değerlendirmesini şöyle temellendiriyor: “Suriye özeline baktığımızda Rusya ve Türkiye arasında hiçbir konuda anlaşma olmadığını rahatlıkla görebiliriz fakat iki ülke ABD gibi ‘ortak bir düşmanla’ mücadele ettiği için ve Türkiye’nin güvenliği şimdi Rusya’nın güvenliği demek olduğu için Rusya Türkiye’ye tolerans gösteriyor.
Çıkış ve itirazlarına göz yumuyor ama onun dışında militanlar konusunda bir anlaşma olduğunu söylemek çok mümkün değil.” Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunun Kürt meselesine göre belirlendiğini söyleyen Musa Özuğurlu, durumu şöyle özetliyor: “Türkiye Suriye’deki herhangi bir Kürt kazanımını kendisine sirayet edecek bir tehlike olarak görüyor. Dolayısıyla Rusya ile yapılan asıl konunun bu olduğunu düşünüyorum. Kürt meselesi Türkiye için olmazsa olmaz mesele. Çünkü gelecek olarak Türkiye, Suriye’deki herhangi bir Kürt kazanımını kendisine sirayet edecek bir tehlike olarak görüyor.
Dolayısıyla Rusya ile yapılan asıl konunun bu olduğunu düşünüyorum. Fidan’ın orada olması El Nusra gibi herkesin yok etmeyi istediği birtakım gruplarla ilgili olarak istihbari çalışmalar yapmış olabilir. Daha önce Rusya’nın operasyonlarında da Türkiye istihbarat vermişti. Türkiye belki bu jestleri yaparak aynı zamanda Kürt meselesiyle ilgili olarak karşılık bekliyor da olabilir ama eninde sonunda bu iki başlıktan daha önemli başlık Kürt başlığı. Fakat kimse ondan bahsetmiyor. Resmi açıklamalara baktığımız zaman bunu görmüyoruz.” BM Suriye Temsilcisi’nin Kürtleri Cenevre’ye davet etmemesini değerlendiren Musa Özuğurlu şunları söyledi: “İçinde Kürt dinamiğinin olmadığı hiçbir proje anayasa önergesi hiçbir şey başarılı olamaz. Çünkü gerçekten somut bir sonuç çıkmaz oradan ama zaten somut sonuç beklemek hata. Çünkü asıl somut olan sahanın kendisi ve sahada devam ediyor bu işler.”
Necla Demir/İstanbul-MA